Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/2379
Karar No: 2009/5574
Karar Tarihi: 12.5.2009

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/2379 Esas 2009/5574 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar 553 ve 600 parsel sayılı taşınmazları mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak ara malik davalı Şaban vasıtasıyla davalı oğlu H.'e aktarıldığı, payları oranında iptal-tescil, olmadığı takdirde tenkis istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece, miras bırakanın işlem tarihlerinde hukuki ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davalı H.. hakkındaki davanın kabulüyle davacıların payları oranında iptal tescile, davalı Ş... hakkındaki davanın ise husumetten reddine karar verilmiştir. Karar davalı H. tarafından temyiz edilmiştir. Dosya incelendikten sonra, mahkeme kararının eksik soruşturma ve yanılgılı değerlendirme sonucu verildiği belirlenmiştir. Muvazaa türü olan muris muvazaası uyuşmazlıklarında, gerçek yönünün ortaya çıkarılması önemlidir. Delillerin eksiksiz toplanması, tüm iddia ve savunmaların gözetilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, davacıların açtığı diğer dava dosyalarının da getirtilip incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekir. Davalının temyiz itirazı kabul edilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kararda, Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddeleri anılmıştır. Bu maddeler, gizli bağış sözleşmesi
1. Hukuk Dairesi         2009/2379 E.  ,  2009/5574 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 31/12/2008
    NUMARASI : 2004/539-2008/392

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanlarının 553 ve 600 parsel sayılı taşınmazlarını mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak ara malik davalı Şaban vasıtasıyla davalı oğlu H."e aktardığını, miras bırakanın temyiz kudreti de bulunmadığını ileri sürerek payları oranında iptal-tescil, olmadığı takdirde tenkis istemişlerdir.
    Davalılar, miras bırakanın paylaştırma yaptığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, miras bırakanın işlem tarihlerinde hukuki ehliyeti bulunmadığının Adli Tıp raporuyla saptandığı gerekçesiyle davalı H.. hakkındaki davanın kabulüyle davacıların payları oranında iptal tescile, davalı Ş... hakkındaki davanın ise husumetten reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı H. tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 12.5.2009 Salı günü saat 9.30 da daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, miras bırakanın işlem tarihlerinde ehliyetsiz bulunduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu 553 ve 600 sayılı parsellerin miras bırakan tarafından ikinci eşinin kardeşi davalı Şaban’a 7.6.1993 tarihinde satış yoluyla devredildiği, Şaban’ın da bu taşınmazları miras bırakanın ikinci eşinden olma davalı oğlu H.’e 23.3.1998 tarihinde yine satış yoluyla devrettiği, akit tarihinde 15 yaşında bulunan H.’i işlem sırasında miras bırakan babası ile annesinin temsil ettikleri; bunun yanında, miras bırakanın aynı akitlerde dava dışı dört adet dairesini de Şaban vasıtasıyla ikinci eşine ve ondan olma çocukları H...ve A..’ye aktardığı, anılan bağımsız bölümler hakkında da ayrı davalar açıldığı anlaşılmaktadır.
    Diğer taraftan, mahkemenin kabulünün aksine miras bırakanın 7.6.1993 ve 23.3.1998 tarihlerinde hukuki ehliyetinin bulunduğu Adli Tıp raporuyla sabittir.
    Bu durumda, akit tarihlerinde ehliyetli olduğu saptanan miras bırakanın çekişmeli 553 ve 600 sayılı parsellerle ilgili işlemlerinin muris muvazaası iddiası yönünden incelenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tesbiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı,miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı,davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma yapılıp tarafların iddia ve savunmaları da gözetilerek tüm delillerin toplanması, davacıların açtığı diğer dava dosyalarının da getirtilip incelenmesi ve hep birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi