Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/4375 Esas 2009/5547 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/4375
Karar No: 2009/5547

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/4375 Esas 2009/5547 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, paydaşı olduğu bir taşınmaza davalıların haksız müdahalede bulunduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Davalılar ise taşınmazı miras bırakanın kiraladığını ve haricen satın aldıklarını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, davalıların sahip oldukları kişisel hakların yasal dayanağı bulunmadığı için elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil için karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararda 3194 sayılı Yasa'nın 18. maddesi uygulanmayacak ve davalıların harici satın alma nedeniyle sahip oldukları kişisel haklar mülkiyet hakkı karşısında geçersiz sayılacaktır. Kararda yer alan kanun maddeleri: HUMK'nun 428. maddesi, 3194 sayılı Yasa'nın 18. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2009/4375 E.  ,  2009/5547 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KUMLUCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 10/07/2008
    NUMARASI : 2006/356-2008/345

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, paydaşı bulunduğu 2 parsel sayılı taşınmaza davalıların haksız olarak müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve ıslah dilekçesi ile de yıkım isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar, dava konusu yeri davacının miras bırakanından kiraladıklarını, miras bırakanın bu yeri "temizleyip evini yap, ileride tapusunu alırsın" diye verdiğini bildirmiş, bilahare de haricen satın alıp evi yaptıklarını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.
    Davanın görev yönünden reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; " kira ilişkisinden kaynaklanan kişisel hakkın imar uygulamasıyla birlikte oluşan yeni mülkiyet durumuna göre sona erdiği imar işleminin taşınmazda önceki mülkiyet hakkıyla birlikte diğer hakları da sona erdirdiğini, bu nedenle işin esasının incelenmesi ve mülkiyet hakkına öncelik verilmek suretiyle bir hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar  verilmiştir.
    Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar  verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın davacının paydaşı olduğu 2 parsel sayılı taşınmaza yapılanmak suretiyle müdahale ettiği saptandığına göre, elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar  verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
    Davacının sair, davalıların tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Ne varki, davalıların yapısının kayden davacının paydaşı olduğu çekişme konusu 2 sayılı imar parselinde kaldığı, ancak davalıların imar öncesi kadastral parselde irsen ve mülkiyetten veya tapu tahsis belgesinden kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı kayden ve dosya kapsamı ile sabittir.
    Öyle ise, somut olayda 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesinin uygulama yeri bulunmayacağı, bu sebeple davalıların muhdesattan kaynaklanan kişisel hak niteliğindeki kaim bedelden yararlanamayacakları kuşkusuzdur.
    Öte yandan, davalıların taşınmazın önceki malikinden haricen satın aldıklarına ve yapılandıklarına ilişkin savunmalarının kanıtlanamadığı, esasen kanıtlanmış olsa bile harici satış bedelinden kaynaklanan kişisel haklarını kendi bayiilerine karşı ileri sürebilecekleri ve davacının mülkiyet hakkı karşısında haricen satın almaya (kişisel hakka) değer verilemeyeceği açıktır. Diğer taraftan, davacı Hanife taşınmazda 26.5.2004 tarihinde paydaş olduktan sonra davalılara ihtarname çekerek taşınmazı 10 gün içinde tahliye etmelerini, aksi taktirde haklarında dava açıp ecrimisil isteyeceklerini bildirmiş ve ihtarname her iki davalıya 23.10.2004 tarihinde tebliğ edilmiş olup, taşınmaz terkedilmediği için eldeki davanın açıldığı görülmektedir. O halde, davalıların ihtarnamenin tebliğinden 10 gün sonrası bakımından taşınmazları kullanmalarının yasal bir dayanağının varlığı söylenemez ve 3.11.2004 tarihinden itibaren de davalıların taşınmazda fuzuli şagil durumuna düştüklerinin kabulü gerekir.
    O halde, kaim bedel ödenmeksizin, mutlak surette elatmanın önlenmesi ve yıkıma 3.11.2004 tarihinden dava tarihine kadar süreç için belirlenecek ecrimisile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar  verilmiş olması doğru değildir.
    Davacının, temyiz itirazları bu nedenle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  11.5.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.