2. Hukuk Dairesi 2014/5238 E. , 2014/6758 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sincan 2. Aile Mahkemesi
TARİHİ :14.05.2013
NUMARASI :Esas no:2013/27 Karar no:2013/358
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalılardan .. Varlık Yönetimi A.Ş. tarafından ipoteğin kaldırılması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, aile konutu olan taşınmaz üzerinde davalı eşi tarafından diğer davalı banka (daha sonra davalı bankanın temliki nedeniyle davalı taraf .. Varlık Yönetimi A.Ş olmuştur) lehine kendi rızası alınmadan ipotek tesis edildiğini, Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince ipoteğin kaldırılmasını, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını istemiştir. Davalı banka iyiniyetli olduğunu savunmuştur. Mahkemece, davacı kadının rızası alınmadan davalı koca adına tapuda kayıtlı olan ve aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerinde davalı banka lehine ipotek tesis edildiği belirtilerek, davanın kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. İpotek tesisine ilişkin işlemden önce tapu kütüğünde "aile konutu" olduğuna dair bir şerh bulunmadığına göre, davalı bankanın ipoteğe ilişkin kazanımı iyiniyetli olması halinde korunur ( TMK. md. 1023). Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. İyiniyetin varlığı asıl olduğuna göre, ipoteğe ilişkin kazanımda davalı bankanın kötü niyetli olduğunu kanıtlama yükümlülüğü, bunu iddia edene düşer (TMK. md. 6). Davacı, davalı bankanın kötüniyetli olduğunu gösteren bir delil getirememiştir. Bu durum nazara alınmadan davanın reddi yerine, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.24.03.2014 (Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, aile konutu üzerinde lehine ipotek tesis edilen davalı banka "tacir" olup, yasal olarak, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli hareket etmekle yükümlü olmasına (e.TTK. m. 20/2, 6102 s. TTK.md.18/2), bu yükümlülüğün, alacağına teminat olarak gösterilen taşınmazın hukuki ve fiili durumunu bilmeyi de gerektirmesine, bu özeni göstermeyenin, iyiniyet iddiasında bulunamayacağına (TMK. m. 3/2), vakıa ve karinelerden iyiniyet iddiasında bulunamayacak durumu belirmiş olanın, kötüniyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesine lüzum bulunmadığına (14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı İçt. Bir. Kr.) ve taşınmazın “ipotekle yüklü” olarak 14.3.2013 tarihinde tekrar kocaya dönmüş bulunmasına göre, davalının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.