20. Hukuk Dairesi 2015/10897 E. , 2015/11417 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2011/441-2014/191
DAVACI : V.. Ö..
DAVALILAR : Hazine - E.. M..
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, Elikesik köyünde 2 parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece 09/06/2008 tarihli krokide (A) harfi ile gösterilen 1787 m2"lik kısım ve (B) harfiyle gösterilen 3380 m2"lik kısmın davacı adına, (C) harfiyle gösterilen 210 m2"lik kısmın taşlık niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, Hazine tarafından taşınmazın (A) ve (B) harfli bölümlerine yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine Diaremizin 23.02.2011 tarih ve 2011/42-1603 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “Mahkemece (A) ve (B) işaretli çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı ve davacı yararına kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; uzman bilirkişi tarafından dairenin geri çevirme kararı üzerine hazırlanan ek rapora ekli memleket haritasında tarih belli değildir. Oysa taşınmazlar 1983 yılında yapılan arazi kadastrosunda tespit harici bırakıldıklarına göre, taşınmazların davanın açıldığı 2006 yılından geriye doğru 20 yıl önceki ve daha eski tarihlerdeki kullanım durumunu ve tasarruf sınırlarını karşılaştırmalı olarak göstermek üzere hem eski, hem yeni tarihli memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinden araştırma yapılması gerekir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten, tespit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi zorunludur.
O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, taşınmazları geniş çevresiyle birarada gösteren kadastro paftası ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve dava tarihinden 15 - 20 yıl önce çekilmiş steoroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları ve 766 sayılı Kanuna göre yapılan kadastro çalışmaları sırasında yürürlükte bulunan 228 sayılı tebliğe göre orman teknik ve idari sınırlamaya ilişkin çalışmalar yapılıp yapılmadığı sorularak, yapılmış ise buna ait tutanaklar ile haritası bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, bu belgelere göre orman ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde ifade edilen orman içi açıklık olup olmadığı belirlenmeli, orijinal - renkli (renkli fotokopi) memleket haritalarının ölçeğini kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğini de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumunu haritalar üzerinde gösterecekleri, bilirkişilerin onayını taşıyan nitelikte kroki düzenlettirilmeli, yine 228 sayılı tebliğe göre yapılan çalışmalara ilişkin tutanaklar ve haritalar uygulanıp, taşınmazların bu harita ile irtibatlı krokisi düzenlettirilmeli, taşınmazların hangi nedenle tesbit dışı bırakıldığı da bu paftaya göre saptanmalı ve bilirkişilerin onayını taşıyan krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları, dayanağı kayıt ve belgeler ve hüküm dosyalarının çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri araştırılmalı, bundan sonra toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.” ifadelerine yer verilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu; davanın kısmen kabulü ile; 15.12.2013 tarihli fen bilirkişi rapor ekinde krokide (A) harfi ile gösterilen 3380,87 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 1787,06 m2 taşınmazların davacı adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin redine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından davacı adına tesciline karar verilen (A) ve (B) harfli kısımlara yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanununun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 21/08/1987 tarihinde 3302 sayılı Kanuna göre ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 04/01/1983 tarihinde kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmazlar bu çalışmada "pürenlik" niteliğinde tesbit harici bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 19/11/2015 günü oy birliği ile karar verildi.