17. Hukuk Dairesi 2014/5603 E. , 2016/885 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :.......Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ........ vekili ve davalı....... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl davada davacılar vekili, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın tam kusurlu olarak davacı ..."nin sürücüsü olduğu,......."nın yolcusu olduğu araca çarpması neticesi ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacı ..."nin olay nedeniyle yaralandığını, davacılardan ......"in oğlu,......... ve......."in kardeşi olan ....."nın vefat ettiğini, davacılar ...... ve......"nın....."nın maddi desteğinden yoksun kaldığını
belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacı ... için 20.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, davacılardan ...... ve ... için ayrı ayrı 10.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL ayrı ayrı manevi,... için 20.000,00 TL manevi tazminatın 24.08.2006 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin birleştirilen 2007/421 esas sayılı dosyasında yine aynı davacılar tarafından davalı ............. aleyhine davacı ... ve Muharrem Bornalı"ya çarpan aracın zorunlu trafik sigortası olmadığından bahisle aynı miktarların tahsili istemiyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulmuştur.
Davacılar vekili, 30.01.2012 tarihli dilekçesiyle ... için talep edilen maddi tazminat 43.955,98 TL arttırarak 53.955,98 TL"ye yükseltilmiş, bu miktara dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, A)Asıl 2006/475 esas sayılı dosya yönünden, davacı......"nin maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 951,15 TL geçici iş göremezlik, 2.534,88 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 3.486,03 TL"nin 24.08.2006 olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılar ..... ve ..."den alınarak davacı ..."ye verilmesine, davacı ..."nin manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000,00 TL"nin 24.08.2006 olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılar......ve ..."den alınarak davacı ..."ye verilmesine, davacı ..."nın maddi tazminat davasının kabulü ile, 53.955,98 TL"nin dava tarihi olan 19.09.2006 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılar......... ve ..."den alınarak davacı ..."ya verilmesine, davacı ..."nın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL"nin 24.08.2006 olay tarihinden itibaren işleyen reeskont faizi ile birlikte davalılar ......ve ..."den alınarak davacı ..."ya verilmesine, davacı ..."nın açtığı maddi tazminat davasının reddine, davacı ..."nın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın 24.08.2006 olay tarihinden itibaren işleyen
reeskont faizi ile davalılar ........ ve ..."den alınarak davacı ..."ya verilmesine, davacı ..."nın manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 5.000,00 TL manevi tazminatın 24.08.2006 olay tarihinden itibaren işleyen reeskont faizi ile davalılar ......... ve ..."den alınarak davacı ..."ya verilmesine, B) Birleştirilen.......Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/421 esas sayılı dosyası yönünden; davacı ..."nin maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 951,15 TL İş göremezlik zararının ........ ve ..."den alınacak tazminattan tahsilde tekerrür oluşturmayacak ve poliçe limitiyle sınırlı olacak şekilde davalı .........dan alınarak davacı ..."ye verilmesine, alacağa dava tarihi olan 05.10.2007 tarihinden itibaren reeskont faizi işletilmesine, davacı ..."nın maddi tazminat davasının kabulü ile 53.955,98 TL maddi tazminatın ........ ve ..."den alınacak tazminattan tahsilde tekerrür oluşturmayacak ve poliçe limitiyle sınırlı olacak şekilde davalı .......dan alınarak davacı ..."ya verilmesine, alacağa dava tarihi olan 05.10.2007 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacılar ..., ..., ... ve ..."nın diğer taleplerinin reddine,karar verilmiş; hüküm, davalı .......... vekili ve davalı .......... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı......... vekili"nin tüm ve davalı ........ vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve diğer maddi tazminat istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre,
ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
Buna göre öncelikle gelirin tamamının, yardım görenlere tahsis olunmuş varsayılamayacağı, ölenin gelirinden bir bölümünü kendisine ayıracağı, bu tahsisten vazgeçilemeyeceği ve bu suretle yardımın (payların) geliri yutmaması ilkesi dikkate alınmalıdır. Ayrıca ölenin kendi geçim masraflarından artan miktarın tamamının (hiçbir tasarruf düşüncesine yer bırakmadan) destek görenlere dağıtılması da kabul olunamaz. Öte yandan, destek görecek kimselere ayrılacak miktar da, bunların ihtiyaçlarının toplamı kadar olmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada gözönünde tutulması gerekmektedir.
Somut olayda, destekten yoksun kaldığını iddia eden davacı Meryem, müteveffanın annesi olup mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı tüm yaşam boyunca sabit 2/3 oranında desteklik payı olarak davacıya ayrılmıştır. Oysa, destek Muharrem Bornalı 38 yaşında bekar olarak vefat etmiş olup hayatın olağan akışına göre desteğin ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, evleninceye kadar gelirinin yarısını desteğin kendi ihtiyaçları yarısını da anne için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki, baba olmadığından anneye iki pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anneye %50 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anneye baba olmaması nedeniyle iki pay , desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe iki pay eşe baba olmaması nedeniyle iki pay anneye, daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anneye baba olmaması nedeniyle iki pay vermek suretiyle, desteğin tüm gelirine oranlanarak destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekirken, desteğin davacı anneye yaşamı boyunca sabit ve yüksek bir oranda destek olacağı varsayımına göre hesaplama yapılması doğru olmayıp bu yönde bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ....... vekili"nin tüm ve ....... vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, 2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ....... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.