20. Hukuk Dairesi 2015/12079 E. , 2015/11410 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2015
NUMARASI : 2015/27 D.iş E. – 2015/28 K.
Taraflar arasında görülen dava sırasında alacağı temlik alan feri müdahil tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Red talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi alacağı temlik alan feri müdahil vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Taraflar arasında görülen dava sırasında, alacağı temlik alan fer"i müdahil vekili 21.05.2015 tarihli dilekçe ile özetle; [... davalı H.m. B."nin bu dosyanın alacağını E.. Ö.."a temlik etmesi sonucu icra dosyasında E.. Ö.."un alacaklı olarak kabul edilmesi nedeni ile, alacağı temlik alan olarak bu dosyaya fer"i müdahil olarak dilekçe verdiklerini, fer"i müdahil olarak dilekçe vermelerinin nedeninin o tarihte hem davalının hem de alacağı temlik alan E.. Ö.."un vekilliğini üstlenmeleri olduğunu, fer"i müdahil olarak davaya devam etmelerinde bir kayıplarının olmayacağının düşünüldüğünü, ancak davalının alacağın temlikinden sonra kötünüyetli olarak kendilerini vekillikten azlettiğini, bu azilden dolayı kendilerinin davalı olarak davada yer almamalarının gerektiğini, hâkimin, redde konu tutum ve ara kararları ile açıkça davacı tarafı tutarak; "....nasılsa fer"i müdahilin temyiz hakkı yok... davalı vekilini de azletti... fer"i müdahilin dava sebebi ile bağımsız hareketleri kısıtlı... davacı lehine karar versem dahi fer"i müdahil bir şey yapamaz...." şeklinde bir düşünce ile davanın kabulüne ait alt yapıyı hazırlama yönündeki yansızlığını ortaya koyduğunu, davalının alacağı fer"i müdahil olarak davaya katılan E.. Ö.."a devrettiğinden artık bu davada taraf sıfatının kalmadığını, alacağı temlik alan E.. Ö.."un davalı sıfatını kazandığını, 30.04.2015 tarihinde dosyaya gelen takipsizlik kararının hâkim tarfından davacıyı korumak maksatlı olarak kasden gizlendiğini, bu takipsizlik kararı o duruşmada okunsa idi senedin hile ile verilmiş olacağı iddiası çürütülmüş olacağından davacı tarafından icra veznesine yatırılan paranın alacaklısına ödenmemesi husundaki tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceğini, hâkimin duruşma esnasında davacı vekilinin takipsizlik dosyasının dosya arasında olduğunu belirtmesine rağmen ısrarla dosyada takipsizlik dosyasının olmadığını belirttiğini, duruşma sonrası dosya incelendiğinde takipsizlik dosyasının dosya içerisinde olduğunun görüldüğünü, hâkimin duruşma tutanağına kasden takipsizlik dosyasının gelip gelmediği ile ilgili bilgi yazmadığını, davacı vekilinin (kamu davası açıldığına dair) doğru olmayan beyanına itibar ederek, hilenin varlığını kabul edip tanık dinlenmesine karar verdiğini, duruşmanın ertelendiği güne kadar hile varmış gibi işlem yapıldığından tedbirin kaldırılmadığını, hâkimin kamu davası açılmış dahi olsa bu davanın kesinleşmesini bekledikten sonra hile iddiasını değerlendirmesi gerektiğini, tedbir kararının icra dosyası incelenmeden ve gerekçe gösterilmeden verildiğini, davacının hile iddiasında bulunması için gerekli süreyi çoktan geçirdiğini ve mahkemenin hakdüşürücü sürenin geçtiğini re"sen incelemesi gerektiği halde hâkimin kanunlara aykırı davaranarak bu hususu hiç incelemediğini, hâkimin davacı vekiline senetle ilgili açılmış bir kamu davası olup olmadığını sorarak davacı vekiline yol gösterdiğini, böylece hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli sebeplerin bulunduğunu...] belirterek redd-i hâkim yoluna başvurmuştur.
Reddedilen hâkim tarafından, fer"i müdahilin taraf olmayıp ancak yanında katıldığı tarafla birlikte hareket edebileceği, davalının reddi hakim talebi olmadığından fer"i müdahilin de hakimi red hakkı olmadığı, talebin reddi gerektiği yönünde görüş bildirilmesi üzerine, dosyayı inceleyen merci tarafından redd-i hâkim talebinin reddine, redd-i hâkim talebinde bulunan hakkında 500,00.-TL disiplin para cezasına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm, alacağı temlik alan fer"i müdahil tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; H.. S.. tarafından, borçlu olmadığının tesbiti ve takibin iptaline karar verilmesi istemli davanın 10/11/2014 tarihinde açıldığı, İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünün 2014/14323 E. sayılı dosyasında yer alan 23.07.2014 tarihli alacağın temliki sözleşmesiyle H.. B.."nin borçlu H.. S.."den olan alacağını E.. Ö.."a devrettiği, alacağı temlik alan E.. Ö.."un, vekili aracılığıyla, 30.04.2015 tarihinde yapılan "ön inceleme duruşması"ndan itibaren "mahkemenin kabulüyle fer"i müdahil olarak" davada yer aldığı anlaşılmaktadır.
Alacağın temliki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 183-194. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Alacağın temliki ile alacak hakkı bunu devralan 3. kişiye geçer. Böylece devralan daha önce temlik edene ait olan alacak hakkını kesin olarak iktisap eder; bunun üzerinde “tasarruf etme” yetkisini kazanır. Temlik eden alacaklının da bu aşamadan sonra artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından (kalmadığından) bu alacağa dayalı olarak herhangi bir hukuki işlem yapması mümkün değildir. Bu durumda temlik işlemi ile temlik eden, borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatıyla alacağı devralan 3. kişi geçer. Alacakla ilgili her türlü (dava açma, takip yapma, temlik etme... gibi) hukuki işlemler bu 3. kişi tarafından yapılır.
Somut olayda; alacak üzerindeki tasarruf yetkisi, takibe başlandıktan sonra dosya alacağını temlik alan E.. Ö.."a geçmiş olup, temlik eden H.. B.."nin alacak üzerinde artık tasarruf hak ve yetkisi kalmadığından, davada husumetin E.. Ö.."a tevcih edilerek devam edilmesi gerekmektedir. Mahkemece, E.. Ö.."un davada fer"i müdahilliğine karar verilmesi, taraf sıfatı bakımından önem taşımayıp, E.. Ö.."un, vekili aracılığıyla, 30.04.2015 tarihinde yapılan "ön inceleme duruşması"ndan itibaren davada yer aldığı da gözetilerek, davadaki taraf sıfatı durumunun mahkemece (HMK m. 124 hükümleri de nazara alınarak) yeniden değerlendirilmesi gerekir.
Bilindiği üzere, hâkimin tarafsız kalamayacağı varsayılan veya tarafsızlığından kuşku duyulabilecek hallerde, hâkimin kendi mahkemesinin yetki ve görevine giren belli bir dayaya bakamayacağı (bakmasının yasak olduğu) (HMK m.34) kabul edilmiştir. Buna karşılık, hâkimin reddi halleri kanunda belirtilmiş (HMK m.36) ise de, bu belirtme (sayma) tahdidi değildir. Bu ve buna benzer hallerde, hâkimin tarafsızlığından kuşku duyulmaktadır; fakat, burada hâkimin davaya bakması yasak olmayıp, hâkim davaya bakmaktan çekilmek zorunda değildir. İleri sürülen ret sebebinin başka bir hâkim veya mahkeme tarafından incelenip kabul edilmesinden sonra, hâkimin o davaya bakamayacağı belli olur.
İncelenen dosya kapsamına göre, alacağın temliki ve davada yer alması itibariyle davanın tarafı durumuna gelen E.. Ö.. vekilinin dilekçesinde hakimin reddi için ileri sürülen hususlar, HMK’nın 36. maddesi kapsamında, hâkimin tarafsızlığından kuşku duyulmasını gerektirecek hâller olarak değerlendirilemez. Açıklanan nedenlerle yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine19/11/2015 günü oy birliği ile karar verildi.