Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5160
Karar No: 2019/1741

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/5160 Esas 2019/1741 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/5160 E.  ,  2019/1741 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 29/03/2017 tarih ve 2016/104 E - 2017/125 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 21/09/2017 tarih ve 2017/835-2017/815 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin “DOĞAL LEZZET” esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, davalı şirket tarafından yapılan 2014/57494 sayılı "DOĞAL LEZZETİN ADI AKBEY ÇİFTLİĞİ+ŞEKİL" ibareli marka başvurusuna iltibas, tanınmışlık ve kötüniyet vakıalarına dayalı olarak yaptıkları itirazın nihai olarak davalı kurum ... tarafından reddedildiğini kurum kararının yerinde olmadığını ileri sürerek, TPMK ..."in 2016-M-144 sayılı kararının iptaline, tescil edilmiş olması halinde başvuruya konu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı şirket vekili, müvekkili başvurusu ile davacı markaları arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak iltibasa neden olacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını, müvekkili adına "AKBEY" asıl unsurlu markaların tescilli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının markalarının tümünde "DOĞAL LEZZET" ibaresinin yardımcı unsur konumunda bulunduğu, doğal ibaresinin, doğa yasalarına, doğanın düzenine ve gereklerine uygun olan anlamına geldiği, gıda ürünleri bakımından herhangi bir katkı taşımadığı, lezzetin ise ağız yoluyla alınan tadı ifade ettiği, gıda ürünleri için ürünün doğal lezzet taşımasının, onun bir niteliği olduğu, yani "Doğal Lezzet" ibaresinin gıda ürünleri için vasıf bildirici nitelik taşıdığı, benzer ürün ve hizmetlerle ilgili ticaret hayatında herkes tarafından bu ibarenin aynısının veya benzerlerinin sık biçimde kullanıldığı, dava konusu başvurunun ise "DOĞAL LEZZETİN ADI AKBEY ÇİFTLİĞİ+ŞEKİL" şeklinde bulunduğu, "AKBEY" ibaresinin davalının lider markası olduğu, davalının bu markayı "AKBEY" ve "Doğal Lezzet" ile birlikte kullandığı, davalının kullanımında da gıda ürünleri için anılan ibarenin tanımlayıcı nitelik taşıdığı, "Doğal Lezzet" ibaresinin "AKBEY" ibaresiyle aynı boyutta yazılmasının algılanma biçimini değiştirmediği, başvuruda "AKBEY" ibaresinin bulunmasının bütünsel olarak davacı markalarıyla başvuru konusu işareti tamamen farklılaştırdığı, işletmesel köken olarak ayrıştırdığı, sadece "Doğal Lezzet" ibaresinin tanınmışlık olgusunun da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 04/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.









    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi