16. Hukuk Dairesi 2016/16547 E. , 2020/2024 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Beldesi Karşıyaka Mahallesi çalışma alanında bulunan 242 ada 7 ve 246 ada 9 parsel sayılı 2.376,11 ve 568,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı, hisse devirleri ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla...ve ... adına tespit ve tescil edildikten sonra; bunlardan 242 ada 7 parsel intikalen (...evlatları) ... ve ... adlarına kayden tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, tapu kaydına dayanarak tapu iptali ve 1/4"er hisseyle ...mirasçıları ile ... Acar mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların usulünce taksim edilip edilmediği kesin olarak tespit edilememiş olmakla birlikte davalıların dava konusu yerleri 20 yılı aşkın bir süredir davasız ve aralıksız bir şekilde kullandıkları, davacıların bu kullanıma herhangi bir itirazlarının bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, mahkemenin kabulü yasal düzenlemelere uygun düşmediği gibi, yapılan inceleme ve araştırmada hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.
Dava konusu taşınmazların kadastro tespitleri, davacıların murisleri ve davalılar adına kayıtlı tapu kaydı ve kullanım amaçlı ifraz ve tapu dışı hisse satışları gerekçe gösterilerek davalılar adına yapılmış olup, davacı tarafta aynı tapu kaydına istinaden çekişmeli taşınmazlarda 1/4"er pay sahibi oldukları iddiasıyla dava açmışlardır. Davalı taraf, çekişmeli taşınmazların eski tarihlerde paylaşıldığını, bu paylaşıma göre taşınmazların kullanıldığını, hatta paylaşım sonucu davacılardan İlhami ve müştereklerinin murisi olan ..."in kendisine düşen (ancak ada parsel nosu belirtilmeyen) taşınmazı "..." lakaplı kişiye sattığını, yine muris ... ile diğer davacılardan ...ve müştereklerinin murisi olan ..."ın paylaşımda kendilerine müştereken isabet eden dava dışı 246 ada 11 parsel sayılı taşınmazı ... isimli kişiye sattıklarını, bu satışında paylaşımı doğruladığını savunmuşlardır. Ne var ki, mirasçılar arasında zilyetlikle iktisap mümkün olmadığı gibi Mahkemece, taşınmazların taksim edilip edilmediği ve edilmiş ise kime isabet ettikleri noktasında alınan beyanlar da uyuşmazlığı çözmeye yeterli bulunmamak
tadır. Taksimi ispat yükü, taksime dayanan davalı tarafta olduğu gözetilerek, ..."a satıldığı iddia edilen taşınmazın ada parsel numarasının ne olduğu davalı taraftan sorulup saptanmamış, söz konusu bu taşınmazın evveliyatının taraflara yahut iddia edildiği gibi murisleri ..."a ait olup olmadığı ve taksim sonucu davacı tarafa düşüp düşmediği hususu araştırılmamış; dosya arasında bulunan 246 ada 11 parselin tapu kayıt maliki gerçekten ... olmakla birlikte, bu taşınmazın kadastro tutanağı getirtilerek edinme nedeni üzerinde durulmamış ve bu taşınmazın da evveliyatında taraflarla ilgisi olup olmadığı ve davacı tarafça adı geçene satılıp satılmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davalı tarafın taksimen davacılara düştüğünü belirttiği 246 ada 11 parselin kadastro tutanak örneği ile varsa dayanağı olan belgeler (adi satış senedi, tapu kaydı vs.) ile davalı tarafça ..."a satıldığı ileri sürülen taşınmazın ada parsel numarasının ne olduğu davalı taraftan sorulup saptanmak suretiyle bu taşınmaza ait tespit tutanağı örneği ve varsa dayanağı kayıtlar dosya arasına getirtilmeli; bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak olan bu keşifte, taşınmazların taksim edilip edilmediği, taksime konu olmuşlarsa taksimin hangi tarihte yapıldığı, kimlerin katıldığı, katılmayan mirasçı var ise ne şekilde ikna edildiği, taksimle kime hangi taşınmazın düştüğü, çekişmeli taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, halen kimin zilyetliğinde bulunduğu, yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı olarak sorulup kesin olarak belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki oluştuğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı ve bu şekilde taksim ve zilyetlik durumu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde aydınlatılmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe imkan verir kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; taksimi ispat külfetinin taksime dayanan davalıya ait olduğu göz önüne alınmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.