22. Hukuk Dairesi 2019/540 E. , 2019/2426 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin fazla mesai ücretlerinin talebine rağmen ödenmediğini, bu sebeple iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; diğer davalının alt işveren değil bağımsız bir işveren olduğunu, ... Pazarlamadan aldıkları hizmetin bedelini de ödemiş olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Pazarlama vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının başka bir işyerinde işe başlama amacıyla iş sözleşmesini feshetmesi sebebi ile kötü niyetli olduğunu, fazla çalışma saati hakkında çelişkili beyanların bulunduğunu, kendi çalışma dönemleri öncesi için sorumluluklarının sözkonusu olamayacağın belirterek davanın reddini savunmuş, açtığı karşı dava ile de davacının 11.07.2006-30.09.2012 tarihleri arasında geçen çalışma süresine tekabül eden ihbar tazminatı miktarının davacı işçiden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğinden asıl davanın kabulüne, davalı ... Paz. Satış ve Dan. A.Ş."nin davacısı olduğu ihbar öneline uyulmaması nedeniyle ihbar tazminatı istemli açılan karşı davanın reddine dair verilen 10.07.2014 tarihli karar, Dairemizce davalı işveren kayıtlarının bulunduğu dönem için bu kayıtlar esas alınarak, kayıt bulunmayan dönem için ise tanık beyanlarının davacı ile birlikte çalıştıkları dönem itibarıyla hesaplama yapılması ve tanık beyanlarına dayalı hesaplama yapılan dönem için en az %30 oranında takdiri indirim yapılması gerektiği gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde toplanan delillere göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında Dairemizce yapılan bozmanın gereğinin tam olarak yerine getirilip getirilmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin 2014/26059 esas 2016/143 karar sayılı 11.01.2016 tarihli ilamı ile, bazı dönemlere ilişkin davacının işe giriş çıkış saatlerini gösteren kayıtlar bulunduğu, bu dönemlerde davacının işe giriş çıkış saatlerinin kayıtlara göre tespiti ile ara dinlenmesi düşülerek çalışma süresinin belirlenmesi, kayıt bulunmayan dönemde ise tanık beyanlarına göre beraber çalıştıkları süre ile sınırlı olarak hesaplama yapılması bozma sebebi yapılmıştır.
Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, mahkeme yönünden; bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, kararda açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye; hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve yerine getirilmesi istenilen hususlar kapsamında, yargılama usulünün, davanın sürüncemede kalmaması ve en az maliyetle bir an önce bitirilmesi amacına yönelik “usûl ekonomisi ilkesi” çerçevesindeki hükümleri ışığında, uyulan bozma kararı gereğinin yerine, tam olarak getirilmemesi gerekçesiyle ikinci kez “BOZULMASINA” sebebiyet vermeyecek şekilde, özenle işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir.
Mahkemece her ne kadar davacının işe giriş çıkış kayıtlarının bulunduğu 04.01.2001-30.09.2012 tarihlerini kapsayan ve davacının işe giriş çıkış kayıtlarının bulunduğu dönem için söz konusu kayıtlar esas alınarak hesaplama yapılmış ise de, davacı tanıklarının davacı ile beraber çalıştıkları dönemin esas alınması ve bu süre ile sınırlı hesaplama yapılması gerektiği gerekçesi ile verilen bozma kararı gereğinin yerine getirilmediği görülmektedir. Bozma kararı sonrası yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davacının çalışma saat ve sürelerine ilişkin kayden ve tanık beyanları ile doğrulanmayan dönem için ispat edilememesine rağmen fazla çalışma alacağı hesaplanmıştır. Davacı tanıklarından Burçin Tıgın beyanına göre davacı ile beraber 2008-2009 yılları arasında çalışmış olup, diğer davacı tanığı...ise 2006-2007 yılları arasında dava dışı şirkette davacı ile beraber çalıştığını, 2007 yılı Temmuz ayında ise işten ayrıldığını beyan etmiştir. Tanıkların beyanına göre davacı ile birlikte çalıştıkları sürenin belirli ve sınırlı olması nedeniyle, davacının iddiası da nazara alınarak tüm çalışma dönemini kapsayacak şekilde hesaplama yapılması doğru olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş davacı tanıklarının davalılar nezdinde davacı ile beraber çalıştıkları sürenin belirlenmesi ve bu süre ile sınırlı olacak şekilde fazla çalışma alacağının hesaplanmasıdır. Eksik inceleme ile bozma kararına aykırı olacak şekilde, görgüye dayalı tanık anlatımı bulunmayan dönem için de fazla çalışma alacağı belirlenmesi hatalı olmuştur.
Taraflar arasındaki başka bir uyuşmazlık konusu da, davacı işçinin davalılar nezdinde geçirdiği çalışma süresi ve buna bağlı olarak davalıların sorumlu olduğu döneme ilişkindir.
Davalılardan ... . asıl işveren diğer davalı şirket ise alt işveren olarak sorumlu tutulmuşlardır. Mahkemece davacının 05.10.2004 tarihinden bu yana davalılar nezdinde çalıştığı kabul edilip bu tarih esas alınarak, davalıların asıl işveren alt işveren ilişkisi nedeniyle işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarına karar verilmiştir. Ancak bu durum dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Nitekim dosya içerinde yer alan Hizmet Dökümü cetvelinden, davacının 11.07.2006 tarihinde davalı ... Paz. Ve Satış Dan. A.Ş. nezdinde çalışmaya başladığı görülmektedir. Her ne kadar Dairemizin11.01.2016 tarihli bozma ilamında hizmet süresine ilişkin bir bozma sebebine yer verilmemiş ise de, bu durumun maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davacının 05.10.2004-11.07.2006 tarihleri arasındaki çalışma süresinin ne surette müşterek müteselsil sorumluluğa esas alındığının araştırılıp karar yerinde tartışılmaması hatalı olmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih ve 197/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında, Yargıtay"ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata nedeni olarak açıklanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kökleşmiş içtihatları maddi hataya dayanan bozma ya da onama ilamının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı yönündedir (Yargıtay HGK 17.01 2007 gün ve 2007/9-13 esas 2007/17 karar ve Yargıtay HGK 25.06.2008 gün ve 2008/11-448 esas, 2008/454 karar).
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 esas, 1959 karar ve 09.05.1960 gün 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, Yargıtayca maddi hata sonucunda verilen bir karara Mahkemece uyulsa dahi usuli kazanılmış hak oluşturmayacaktır. Mahkemece davacının uyuşmazlık konusu dönemin başında işvereni olarak görünen dava dışı şirketin belirlenerek davalı ... ile arasındaki ilişkinin mahiyeti belirlenmeli, varsa buna ilişkin sözleşmelerin de getirtilerek aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve anılan şekilde birlikte sorumluluğun tespit edilememesi halinde bu dönem dışlanarak dava konusu alacakların hesaplanarak hüküm altına alınması gerekir. Bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 05.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.