8. Hukuk Dairesi 2012/903 E. , 2012/2451 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 4. Aile Mahkemesinden verilen 17.11.2011 gün ve 190/992 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.04.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruma günü temyiz eden davalı ... bizzat ve vekili Avukat ... ve karşı taraftan davacı ... bizzat ve vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili tarafından ... aleyhine katkıdan kaynaklanan katkı payı alacağı davasının kısmen kabulü ile dava konusu Kadıköy 2.Bölge Mahallesindeki taşınmaz ile ilgili 47.500 TL., ... Çınarcık İlçesi Esenköy beldesindeki taşınmaz ile ilgili 25.000 TL. olmak üzere toplam 72.500 TL katkı payı alacağının talep tarihi olan 27.11.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 31.01.1985 tarihinde evlenmiş, 19.09.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 13.02.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
Dava konusu Göztepe Mahallesi 50 ada 50 parselde 40 nolu bağımsız mesken 27.12.1995, Esenköy 628 parselde (yenileme ile 139 ada 2 parsel) 4 nolu bağımsız mesken ise 17.08.1992 tarihinde davalı adına satın alınarak tapuya tescil edilmişlerdir. Davacının isteği 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı eş tarafından edinilen taşınmazlara yapılan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.
Dosya arasına getirtilen belgelere göre gelirleri net belirlenememiş olmakla birlikte her iki tarafında çalıştığı ve belirli oranlarda gelir elde ettikleri, davacı kadının mimar olduğu, iki yıl süre ile davalıya ait işyerinde çalışmakla beraber evlilik içinde kalan sürede sürekli Belediyelerde mimar olarak çalışarak gelir elde ettiği, diğer yandan babası tarafından kendisine verilen Ankara’daki daireden kira geliri olduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan davacının gelirinin daha fazla olduğu davalı tarafından da kabul edilmekle beraber, alımlarda özellikle maddi ve somut katkının ayrıca ispatının gerektiği ileri sürülmektedir. Kural olarak davacının gelir elde ettiği belirlendiğine göre mal ayrılığı döneminde edinilen taşınmazların alımına katkısının bulunduğunun kabulü gerekir. Bu durumun aksinin yani davacının geliri ile katkıda bulunmadığı ve gelirlerini farklı yerlerde değerlendirildiğinin ispatı davalıya düşmektedir. Açıklanan nedenle davacının katkıda bulunduğunun kabulü yerindedir.
Diğer yandan davacının, davalıdan fazla geliri olmakla birlikte mahkemece eşit gelirleri olduğu kabul edilerek Borçlar Kanununun 42. maddesi uyrarınca, halin mutat cereyanı ve tarafların gelirleri dikkate alınarak katkı oranlarının adalete tevfikan tayin edildiği görülmektedir. Tarafların eşit gelirleri olduğu kubul edilse dahi TKM.nin 152. maddesindeki erkeğin evi geçindirme yükümlülüğü ve tarafların kişisel ihtiyaçları için gelirlerinden düşülmesi gereken oranlar gözetildiğinde davacının katkı oranının %50’den daha fazla çıkacağı açıktır. Kaldı ki gelirlerin tam olarak belirlenememiş olması halinde dahi fedakarlığın denkleştirilmesi ve hakkaniyet ilkeleri dikkate alınarak katkı oranının bulunma imkanı vardır. Bu durumda mahkemece, taşınmazlar için %25 ve %50 katkı oranlarının dikkate alınmış olması davacı aleyhine ise de davacı taraf temyiz isteğinde bulunmadığından hükmü temyiz eden davalı bakımından aleyhe bozma yasağı kuralı gereğince, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Faizle ilgili temyize gelince; davacı, aleyhine açılan boşanma davası sırasında verdiği ve harcını da yatırdığı 27.11.2007 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde katkı payı alacağı isteğini 10.000 TL olarak göstermiş, faiz isteğinde de bulunmuştur. Yargılama sırasında 03.02.2011 tarihinde harcını yatırdığı dilekçesinde isteğini 125.000 TL olarak ıslah etmiştir. Mahkemece, toplam katkı payı alacağı olan 72.500 TL"nin 27.11.2007 tarihinden geçerli yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Katkı payı alacağı davalarında dava dilekçesinde talep edilmiş olması halinde yasal faize, “dava”, ıslah yapılmışsa ıslah edilen miktar bakımından ise “ıslah” tarihinden geçerli olarak hükmedilebilir. Mahkemece katkı payı alacağı miktarının 10.000 TL miktarı bakımından dava tarihi 27.11.2007, ıslah ile artırılan 62.500 TL bakımından ise, ıslah tarihinden geçerli olmak üzere yasıl faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde tamamına dava tarihinden geçerli faize hükmedilmiş olması doğru olmamıştır. Davalı vekilinin temyiz itirazları ıslahla artırılan miktara işletilen faiz bakımından yerinde olup hükmün bu nedenle bozulması gerekir. Ne var ki, bu husus HMK.nun 370/2. (HUMK.nun 438/7) maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan “…toplam 72.500 TL katkı payı alacağının talep tarihi 27.11.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte…” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına bunun yerine “...toplam 72.500 TL katkı payı alacağının 10.000 TL bakımından dava tarihi 27.11.2007, ıslahla artırılan 62.500 TL bakımından ıslah tarihi 03.03.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte…” ibarelerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu haliyle HMK.nun 370/2. (HUMK. nun 438/7) maddeleri gereğince ONANMASINA,Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 1.080,55 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3.225,45 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına 03.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.