17. Hukuk Dairesi 2015/18877 E. , 2016/873 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :...........Asliye Hukuk Mahkemesi
(Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkiline yangın sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan ........"ye ait bulunan mağazada 16/06/2011 tarihinde mağazanın içerisinde bayan reyonu yangın çıkış kapısı üzerinde bulunan su vanasının patlaması sonucu akan suların işyeri içerisinde dolması sonucunda işyerinde Emtia, demirbaş ve dekorasyon hasarı meydana geldiği, meydana gelen hasardan Sovtaj tenzili, amortisman tenzili ve %25 su muafiyet tenzili yapıldıktan sonra kalan 34.296,00 TL"nin 23/09/2011 tarihinde sigortalısına ödenmiş olduğunu, davalı işyeri malikinin sigortalı işyerinde oluşan zarar sebebiyle tamamen kusurlu ve zararın tamamından sorumlu olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sigortalısına ödemiş bulunduğu 34.296,00 TL"nin 23/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava dışı kiracının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile, 17.148,11 TL tazminatın 23/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dava, yangın sigorta poliçesi kapsamında ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus" Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı
kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı sigorta şirketi olup,davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı ... ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü:“Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
Kiralanan taşınmazların,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler” şeklindedir.
Davanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlük tarihinden sonra 23.05.2012 tarihinde açılmış olmasına ve az yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olmasına göre mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1)numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili"nin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili"nin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 25/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.