21. Hukuk Dairesi 2013/2955 E. , 2014/4444 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/11/2012
NUMARASI : 2008/142-2012/530
Davacı, 01/08/2006 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanmasına, biriken aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.08.2006 tarihinden itibaren maluliyet aylığı almaya hak kazandığının tespiti ile aylıkların ödenme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının 17/07/2006 tarihli tahsis başvurusuna istinaden 1479 sayılı Yasanın 28-29 ve 31.maddeleri uyarınca malul sayılmasına esas tutulan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nin 13/09/2006 tarihli 06109 sayılı raporu takip eden 01/10/2006 tarihinden itibaren malullük aylığı bağlanmasına hak kazandığının tespitine, 01/10/2006 tarihinden itibaren bağlanacak malullük aylığının hak ediş tarihinden itibaren hesap edilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 01.11.2002 tarihinden itibaren 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalı olduğu, davacının 17.07.2006 tarihli maluliyet aylığı tahsis talebine istinaden İzmir Atatürk Araştırma Hastanesine sevk olunduğu,hastanenin 13.09.2006 tarihli raporu ile davacının lösemi hastalığının bulunup, hastalığın başlangıç tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olan 01.11.2002 tarihi öncesinde olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığının bildirildiği,Kurumun 01.11.2006 ve 20.03.2007 tarihli yazıları ile davacının hastalığının sigortalılık başlangıç tarihinden öncesine ilişkin olduğu, Yüksek Sağlık Kurulunun 2702.2008 tarihli kararı ile de davacının hastalığının sigortalılık başlangıç tarihinden öncesine ilişkin olduğu, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu "nun 21.02.2011 tarihli raporuna göre ise davacıya 14.01.2003 tarihinde kemik iliği nakli yapıldığı, hastalığın halen remisyonda olması nedeniyle çalışma gücünün 2/3ünü kaybetmediğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bu karar davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa"nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
1479 sayılı yasanın 28/2.maddesinde “Şu kadar ki, bu Kanuna tabi sigortalılığın başladığı tarihte malul sayılacak derecede hastalık veya arızası bulunduğu önceden veya sonradan tespit edilen sigortalı, bu hastalık veya arızası nedeniyle malullük sigortası yardımlarından yararlanamaz.” hükmü yer almaktadır.
Uyuşmazlık; Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olan davacının hastalığının sigortalılık başlangıç tarihi olan 01.11.2002 tarihinden öncesinde mevcut olup olmadığı ve hastalığın hangi oranda çalışma gücünden yoksun kalınmasına neden olduğunun anlaşılamamasıdır.
Yapılacak iş, davacının sigortalılık başlangıç tarihi olan 01.11.2002 tarihi öncesinde malul olup olmadığı ve maluliyet başlangıç tarihi ile maluliyet oranının da belirlenmesi istenerek Adli Tıp Genel Kurulu"ndan alınacak rapor sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.