8. Hukuk Dairesi 2012/1620 E. , 2012/2443 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Aile Mahkemesinden verilen 07.07.2010 gün ve 140/573 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili tarafından davalı ... aleyhine açılan katılma alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece davacının davasının kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hükmün, kabul edilen bölümü davalı vekili, reddedilen bölümü ise davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki; HUMK.nun 388/2.fıkrası (HMK.nun 297/2. m) hükmüne göre; “…Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” Mahkemece kısa kararda; “Davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmaz ile aracın yeni mal rejiminden kaynaklanan süre içinde satın alındığı anlaşıldığından evin değeri olan 275.000,00 TL"nin 1/2 payı olan 137.500,00 TL ile aracın değeri olan 10.000,00 TL"nin 1/2 payı olan 5.000,00 TL olmak üzere toplam 142.500,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” şeklinde karar verilirken, gerekçeli kararda "Davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmaz ile aracın yeni mal rejiminden kaynaklanan süre içinde satın alındığı anlaşıldığından evin değeri olan 275.000,00 TL"nin 1/2 payı olan 137.500,00 TL ile aracın değeri olan 10.000,00 TL"nin 1/2 payı olan 5.000,00 TL olmak üzere toplam 142.500,00 TL"nin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” denilmiştir. Görüleceği üzere; kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunmaktadır. Gerekçeli kararın yazılması bakımından kısa karar esas olup, gerekçeli kararın kısa karara göre yazılması zorunludur. Kısa kararda farklı olan bölümün üzerinin çizilmiş olması da bu çelişkinin giderilmiş olduğu anlamına gelmez. UYAP üzerinden incelendiğinde kısa karardaki bu kısmın halen var olduğu görülmektedir.
Anayasanın 141. maddesinin koymuş olduğu duruşmaların aleniyeti kuralı ve 6100 sayılı HMK.nun 294 ve 295. (HUMK.nun 382.m) maddeleri gereği kararların alenen tefhimi icap eder. Kısa kararla gerekçeli kararın ayrı nitelikte ve çelişik bulunması bu aleniyet kuralına aykırı düşer ve mahkemelere olan güveni sarsar. (HUMK.m. 388 ve 389, HMK.m. 297). Tebliğ edilen ilamın tefhim olunan kısa karara uygun bulunması aynı zamanda kamu düzeniyle ilgilidir. 10.4.1992 tarih 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi, “Kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması bozma nedenidir. Yerel mahkeme bozmadan sonra önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydıyla hakimin vicdani kanaatine göre karar verebilir” denilmiştir. Hüküm bu nedenle kanuna, tarih ve numarası belirtilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olarak tesis edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre taraf vekillerinin esasa yönelen temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde davacıya, 2116,15 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davalıya iadelerine 03.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.