16. Hukuk Dairesi 2014/14800 E. , 2015/4988 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “taşınmazın hangi bölümünün ne miktarda tesciline karar verildiğini gösterecek şekilde rapor ve haritası ile hüküm arasında irtibat kurulamadığı açıklanarak fen bilirkişisinden infazı kabil rapor alınması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda kısa kararda, “Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 1- Dava konusu ... Köyü 105 ada 19 parsel sayılı taşınmazın ekli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 515,44 m2 kısmı ile, (C) harfi ile gösterilen 678,65 m2"lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile aynı adanın birbirini takip eden son parsel numaraları verilerek davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 2- Dava konusu ... Köyü 105 ada 19 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan ve ekli raporda (A) harfi ile gösterilen 1.493,56 m2 yüzölçümündeki bölümünün kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline”, gerekçeli kararda ise; “Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; birleşen dosya davacısı ..."in davasının reddine, 1- Dava konusu ... Köyü, ... mevkinde kain 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline, 2- Dava konusu ... Köyü, ... mevkinde kain 105 ada 19 parsel sayılı taşınmazın 678,60 m2 yüzölçümündeki bölümünün kadastro tespitinin iptali ile davacı maliye hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, 3- Dava konusu ... mevkinde kain 105 ada 19 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan 2.009,05 m2 yüzölçümündeki bölümünün kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline” karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. Adil yargılanma hakkının garantileri arasında "aleni yargılama ilkesi" ve "hukuki dinlenilme hakkı" da yer almaktadır. Anılan prensiplerin amacı, yargılama sürecini ve kararın verilişini kamu denetimine açık tutmak suretiyle adaletin yerine getiriliş biçimini görünür kılmak, kamu eliyle karar verme sürecini denetleyerek kişinin adil yargılanma hakkını güvence altına almak ve adalete güveni korumaktır. Anılan prensipler, mahkemelerce duruşmada tefhim edilen hüküm sonucu ile gerekçeli kararın uyumlu olmasını zorunlu kılmaktadır. Nitekim, 10.04.1992 tarih 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Bileştirme Kararı ile 6100 sayılı HMK"nın 298. maddesi hükümleri de gerekçeli kararın, tefhim edilen kısa karara uygun bulunmasını gerektirmektedir. Ne var ki; mahkemenin 12.06.2014 tarihli son celsesinde tefhim edilen kısa kararda "davanın kısmen kabul reddi ile çekişmeli 105 ada 19 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 515,44 m2"lik kısmı ile (C) harfi ile gösterilen 678,65 m2"lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile aynı adanın birbirini takip eden son parsel numaraları verilerek davacı Hazine adına tesciline, geriye kalan ve (A) harfi ile gösterilen 1.493,56 m2 yüzölçümündeki kısmın kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline" karar verildiği halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, "davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 1- Birleşen dosya davacısı ..."in davasının reddine, 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti gibi tapuya kayıt ve tesciline, 2- Dava konusu ... Köyü, ... mevkinde kain 105 ada 19 parsel sayılı taşınmazın 678,60 m2 yüzölçümündeki bölümünün kadastro tespitinin iptali ile davacı Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, 3- Dava konusu ... Köyü, Okul mevkinde kain 105 ada 19 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan 2.009,05 m2 yüzölçümündeki bölümünün kadastro tespiti gibi tesciline" karar verilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış ve bozma ilamına uyulduğu halde gerekçeli kararın hüküm kısmında bozma öncesi kararla aynı karar verilmiştir. Mahkemece gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki yaratılması, adalete olan güven ilkesini zedelediği gibi yukarıda açıklanan ve Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı prensibine, yasa hükümlerine ve Yargıtay içtihatlarına da aykırı olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.