Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2772
Karar No: 2020/5850
Karar Tarihi: 20.10.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2772 Esas 2020/5850 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/2772 E.  ,  2020/5850 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu-ihtiyari trafik sigortacısı olduğu aracın hızlı şekilde seyrederek yaya küçük ...’e çarpması sonucu küçüğün sakat kaldığını, sağ göz ve kulakta görme ve duyma vasfını büyük oranda yitirip uzuv kaybı oluştuğunu, görme duyma kaybı nedeniyle okul başarısının düştüğünü, ekonomik geleceğinin sarsıldığını, davacı ... küçük müvekkilinin babası olduğunu, kaza nedeniyle 20 gün sonra işe başladığını, kayısılarının satışı ile ilgilenemediğini, kar ve kazanç kaybına uğradığını, sosyal güvencesi olmadığı için küçük ..."e yapılan tedavinin büyük bir kısmını kendi imkanları ile karşıladığını, ulaşım gideri yaptığını, müvekkili ... küçük oğlu ... ileride göreceği destekten yoksun kaldığını, tüm müvekkillerinin elem çektiğini beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla küçük ... için 6.000,00 TL maddi tazminat, 15.000,00 TL manevi tazminatın, baba ... için 2.500,00 TL maddi, 7.500,00 TL manevi tazminat, anne ... için 7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı talebini davacı ... için 70.136,23 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı ...Ş. vekili, aracın müvekkili tarafından dava dışı bir şirkete kiralandığını ve aracın kiracı şirket tarafından kendi personelinin kullanımına tahsis edildiğini, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, kazayı yaptığı iddia edilen diğer davalı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir işçi-işveren ilişkisi ya da başka bir akdi ilişkinin bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ...Ş. vekili, müvekkilinin zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olup sigortalısının kusuru ve poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, davacı küçük yayanın kusurlu olduğunu, ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yagılama sonucunda davacı ... yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 66.889,92 TL maddi tazminatın davalı ..."den 10/06/2009 tarihinden, davalı ... şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı ..."den 10/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının davalı ... Tic. A.Ş"ye yönelik maddi manevi tazminat talebinin reddine, davacı ... yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacının kar kaybına ilişkin talebinin reddine, 465,00 TL tedavi giderinin davalı ..."den 10/06/2009 tarihinden itibaren davalı ... şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı ..."den 10/06/2009 tarihinden itibaren davalı ...Ş. şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine davacının davalı ... Tic. A.Ş"ye yönelik maddi manevi tazminat talebinin reddine, davacı ... yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı ..."den 10/06/2009
    tarihinden itibaren davalı ...Ş."den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının davalı ... Tic. A.Ş"ye yönelik maddi manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Bilindiği üzere Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
    Somut olayda mahkeme hükmün tefhim edildiği kısa kararda, davacıların davalı ...Ş."ye açtıkları maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar vermiş ve yine Hükmün gerekçesinde "Davalı ...Ş."nin işleten sıfatının bulunmadığı dikkate alınarak davalı ...Ş. yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir." ifadeleri kullanılmıştır. Ancak hükmün 3. fıkrasında gerekçe ve kısa karar ile çelişki oluşturacak ve yine hüküm
    cümlelerinin de kendi içinde çelişkili olacak şekilde "Davacı ... yönünden davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı ..."den 10/06/2009 tarihinden itibaren davalı ...Ş şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... Tic. A.Ş."den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının davalı ... Tic. A.Ş"ye yönelik maddi manevi tazminat talebinin reddine" ifadelerinin kullanılması doğru olmamıştır.
    Bu durumda, mahkemece yukarıda açıklanan yasa hükümlerine ve içtihada uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, gerekçe ile hüküm ve kısa karar ile hüküm çelişkisi içermeyen kendi içinde tutarlı, maddi olaya ve talebe uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulmak gerekirken Anayasa ile 6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298. maddelerinde belirtilen unsurlardan yoksun, çelişkili gerekçe ve gerekçe-hüküm çelişkisi ve kısa karar-hüküm çelikisi içerecek şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden, kararın öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ye geri verilmesine 20/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi