17. Hukuk Dairesi 2016/409 E. , 2016/852 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacılar desteğine çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı eş ... için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan, davacı eş ve çocuklar için 5.000,00"er TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ..." nun, destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kısmen kabulü ile 444,05 TL"nin, davalılar ... ve ... açısından 26/11/2010 tarihinden, davalı .... açısından ise sorumluluğun poliçe limiti ile sınırlı olması kaydıyla dava tarihinden itibaran işleyecek yasal faizi ile, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..." ya verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacılardan ... için 2.000,00 TL, ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... için ayrı ayrı 500,00 er TL" den toplam 5.500 TL manevi tazminatın, 26/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Davalılar ... ve ..." dan alınarak adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma zararının tazmini istemine yönelik maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu eşin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde biraz daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
2-Davalılar için reddedilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde geçerli AAÜT"nin 12/2 maddesi gereğince 440,00 TL, reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT"nin 10/2 maddesi gereğince 1.320,00 TL olmak üzere toplam 1.760,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalılar lehine 3.856,11 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 25/01/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.