Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/3753 Esas 2009/5381 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/3753
Karar No: 2009/5381

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/3753 Esas 2009/5381 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, kayden maliki olduğu 11 parsel sayılı taşınmaza davalının komşu parselden taşkın bina yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesine ve muhtesatın yıkımına,olmadığı taktirde tecavüze konu kısmın bedelinin tahsiline karar verilmesini istedi. Davalı ise davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını savunarak reddini istedi. Mahkeme, davalının taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettiğini ve davanın kısmen kabulüne karar verdi. Ancak, mahkemenin hüküm kurarken yapacağı uygulamanın yeterli olmadığı belirtilerek, taşınmazlar üzerinde yeniden en az üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla uygulama yapılması gerektiği belirtildi. Kararda, HUMK'nun 428. maddesi gereğince bozulduğu belirtildi. Detaylı Karar Maddeleri: HUMK'nun 428. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2009/3753 E.  ,  2009/5381 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ELBİSTAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 21/11/2008
    NUMARASI : 2007/348-2008/651

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı,kayden maliki bulunduğu 11 parsel sayılı taşınmaza davalının komşu parselden taşkın bina yapmak suretiyle  müdahale ettiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesine ve muhtesatın yıkımına,olmadığı taktirde tecavüze konu kısmın bedelinin tahsiline  karar verilmesini istemiştir.
    Davalı,davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını,dava konusu taşınmazı yıllardır kullandığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece,çekişme konusu taşınmaza davalının taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettiği,davalının iyi niyetli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar,davacı ve davalı tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi.  Duruşma isteği dava değeri yönünden reddedildi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.  
    Dava,çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi,yıkım,olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkindir.
    Mahkemece,davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden;çekişme konusu 11 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu,davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, komşu 12 parsel sayılı taşınmazda davalının taşkın yapılandığı ileri sürülerek eldeki davanın açıldığı,12 ve 13 parsel sayılı taşınmazın tevhit edilerek 15 parselin oluştuğu anlaşılmaktadır.
    Davacının elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği yanında,olmadığı taktirde davalının taşkın yapılandığının tespiti halinde taşkın kısmın bedelinin kendine ödenmesi karşılığında davalı adına tescil isteğinde de bulunduğu,mahkemece de bu yönde hüküm kurulduğu, davacının, kararı tecavüze konu alanın eksik ve belirlenen bedelin az olduğu yönlerinden, davalının ise esas bakımından temyiz ettikleri görülmektedir.
    Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının yada kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşife hazırhale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum gözönünde tutularak hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkca gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.
    Somut olaya gelince; yukarıda değinilen ilkeler gözetildiğinde mahkemece, yapılan araştırma ve uygulamanın hüküm kurmaya yeterli olduğu söylenemez.
    Hal böyle olunca; davacının 11 parsel sayılı taşınmazı ile davalıya ait 15 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kadastral yöntemlere uygun biçimde ve elektronik aletle yeniden en az üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla uygulama yapılması,zemin ve binanın taşkın bölümünün gerçek değerlerinin saptanması ve ayrıca zeminin taşkın kısmının ifrazının yasal açıdan mümkün olup olmadığının soruşturulması, ifrazının mümkün olduğunun anlaşılması halinde belirlenecek  bedel üzerinden davacının da kabulünde olduğu üzere davalı adına tescil kararı verilmesi gerekirken varlığı ortadan kaldırılmış olan 12 parsel sayılı taşınmaz üzerinden ve soyut bilirkişi mütalaasına dayalı olarak hüküm kurulması doğru değildir.
    Tarafların, bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.5.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.