21. Hukuk Dairesi 2019/3916 E. , 2020/2538 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı,1986 yılı ve 19/03/1991 yılından 01/01/2014 yılına kadar sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR
Dava, davacının 27/12/1991-31/03/1997 tarihleri arasında esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 27/04/1999-27/04/2012 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.Dairemiz 2017/953E ve 2017/5465 K sayılı 15.06.2017 tarihli ilamı ile “ 5510 sayılı Yasanın geçici 17. maddesi dikkate alınmazsa davacının hangi tarihler arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunu Kurumdan sormak, buna göre davanın konusuz kalıp kalmadığını” değerlendirmek üzere bozulması sonrası Mahkemece “Davacının 01/06/2000 – 30/04/2001 tarihleri arası kurumda kayıtsız olduğu dönemlerde de 2926 Sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalı olduğunun tespitine, 01/05/2001-01/09/2008 tarihleri arasındaki dönem hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacının 27/12/1991 - 31/03/1997 tarihleri arası 1479 Sayılı Yasaya göre sigortalı sayılmasına yönelik talebin reddine” karar verilmişse de varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 2000-2012 yılları arasında prim kesintilerinin ve ürün teslimlerinin bulunduğu, 2000 yılındaki prim kesintisine göre Kurum tarafından 01/06/2000 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalılık tescilinin yapıldığı, 5510 sayılı Yasanın geçici 17. maddesi gereğince prim borcu bulunduğu için 30/04/2001 tarihinde sigortalılığının durdurulduğu (19 kodu), 01/09/2008 tarihinde yeniden sigorta girişinin yapılarak sigortalılığının devam ettirildiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasa"nın geçici 17.maddesinde “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.” hükmü yer almaktadır.Davacının 01.06.2000 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalı olduğunun Kurumca kabul edilmesi, ancak prim borçlarından dolayı 30/04/2001 tarihi itibari ile durdurulması karşısında davacının durdurulan sigortalılığa ilişkin prim borçlarını ödemek suretiyle sigortalılığını her zaman ihya edebileceği anlaşılmaktadır.
Davacı durdurulan sigortalılığa ilişkin olarak prim borçlarını ödemek suretiyle sigortalılığı her zaman elde edebileceğinden bu dönem yönünden sigortalılığın tespitinde hukuki yarar bulunmamaktadır.Somut olayda, mahkemece bozmaya uyulmuşsa da bozma kararı yerine getirilmemiş, Kurumun bozma ilamı sonrası verdiği cevap davayı aydınlatacak yeterlilikte görülmemiştir.Yapılacak iş; 5510 sayılı Yasanın geçici 17. maddesi dikkate alınmazsa davacının hangi tarihler arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunu, hangi tarihler arasındaki süreyi ihya edebileceğini Kurumdan sormak, davacının durdurulan sigortalılığa ilişkin olarak prim borçlarını ödemek suretiyle sigortalılığı her zaman elde edebileceği dikkate alınarak; yukarıda anlatılanlar ışığında davanın davanın konusuz kalıp kalmadığını değerlendirmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.