Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/4184
Karar No: 2009/5303

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/4184 Esas 2009/5303 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalılara ait taşınmazın kendi taşınmazına taşkın olduğunu ve binadan akan yağmur sularının evine zarar verdiğini ve muaraza yarattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve muarazanın giderilmesini istemiştir. Mahkeme, davalılara ait binanın davacı taşınmazına taşkın olduğu gerekçesiyle, elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne karar vermiştir. Ancak, kısa kararda elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği yönünden davanın kabul edildiği halde, gerekçeli kararda sadece bazı davalılar hakkındaki elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin davanın kabulüne demek suretiyle çelişkili bir karar verildiği tespit edilmiştir. Bu sebeple, hüküm HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA karar verilmiştir. Kararda referans verilen kanun maddeleri şunlardır: HUMK.nun 376. maddesi, 381. maddesinin son fıkrası, 388. maddesi ve 389. maddesi; Anayasanın l4l. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2009/4184 E.  ,  2009/5303 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : UŞAK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/05/2008
    NUMARASI : 2007/363-2008/117

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalılardan H.. A... E... Ve M... E... Tarafından yaptırılan ve tüm davalılarca kullanılan evlerin kayden maliki bulunduğu 130 ada 4 parsel sayılı taşınmaza taşkın olduğunu, ayrıca bu binandan akan yağmur sularının evine zarar verdiğini ve muaraza yarattığını ileri sürüp, elatmanın önlenmesi, yıkım ve yağmur sularının akmasına yönelik muarazanın giderilmesini istemiştir.
    Davalılar, duruşmalara katılmamış, yanıt vermemişlerdir.
    Mahkemece, davalılara ait binanın davacı taşınmazına taşkın olduğunun keşfen sabit olduğu gerekçesiyle, elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, muarazanın giderilmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve HUMK.nun 376. maddesine göre; son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    Ne varki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde HUMK.nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa kararda, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği yönünden davanın kabulüne dendiği halde gerekçeli kararda, sadece davalılardan H... A.. Ve M.... hakkındaki elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin davanın kabulüne demek suretiyle kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir. Hal böyle olunca, hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 Esas, l992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 6.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi