Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2793
Karar No: 2019/3870
Karar Tarihi: 20.05.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/2793 Esas 2019/3870 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/2793 E.  ,  2019/3870 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Talep, 6100 sayılı HMK’nun 337/2.maddesine dayalı adli yardım isteminin reddi kararına karşı itirazın değerlendirilmesine ilişkindir.
    Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 12/02/2019 tarih ve 2019/3 E - 2019/906 K sayılı kararıyla Davacılar vekilinin “adlî yardım taleplidir” ibaresini hâvi temyiz dilekçesi ekinde sunmuş olduğu davacılardan sadece ikisine ait fakirlik belgesi ve dosya kapsamına göre, davacıların kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin ödemesi gereken temyiz giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu yönünde kanaat uyandırmadığından davacı vekilinin adlî yardım talebinin reddine karar verildiği,
    Davacılar vekilinin adlî yardım talebi reddedildiğinden, Dairemizin bu kararına karşı itiraz edilmez veya itiraz reddedilirse temyiz incelemesi yapılabilmesi için dava değerine göre hesaplanan temyiz başvuru harcının yatırılması gerektiğinden bunun ikmâli için HMK"nın geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın, 26/09/2004 tarihli 5236 sayılı Kanunun 16. maddesi ile değiştirilmeden önceki 434/3. maddesi uyarınca temyiz eden davacı vekiline usûlüne uygun muhtıra tebliğ edilerek sonucuna göre işlem yapılması için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine geri çevrildiği, kararın davacılar vekiline tebliği üzerine davacılar vekilinin süresi içerisinde adli yardım talebine itirazda bulunduğu, itiraz dilekçesi üzerine dosyanın itirazı incelemek üzere Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
    “Adli Yardım” 6100 sayılı Hukuk Muhakemleri Kanunu (HMK)’nun 334 vd maddelerinde düzenlenmiş olup, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimselerin, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabileceği belirtilmiştir. Aynı kanunun 336.maddesinde, talepte bulunan kişinin, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorunda olduğu, 337.maddesinin 1.fıkrasında ise Mahkeme’nin, adli yardım talebi hakkında duruşma yapmaksızın karar verebileceği, ancak, talep hâlinde incelemenin duruşmalı olarak yapılacağı, adli yardım taleplerinin reddine ilişkin mahkeme kararlarında sunulan bilgi ve belgelerin kabul edilmeme sebebinin açıkça belirtileceği anlaşılmaktadır.
    Aynı zamanda “Adli Yardım” konusu ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 6.maddesinin 1 fıkrasından doğan “Mahkemeye Erişme Hakkı” içinde değerlendirilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) hukuk ve idare mahkemlerinden karara bağlanması istenen taleplerle ilgili olarak harç ödenmesi şartının mahkemeye erişme hakkıyla bağdaşmayan bir sınırlama olarak görülemeyeceğine karar vermiştir (Bkz: Kreuz §53 ve .... ve .... §33). Ancak mali sınırlamaların istisnasız bir şekilde uygulanmasının mahkemeye erişme hakkına orantısız bir müdahale oluşturabileceği ve dolayısıyla bu hakkın özünü zedeleyebileceği kabul edilmektedir.
    Nitekim AİHM önünde görülen (Kaba- Türkiye) davasında, “Deniz Kuvvetlerinde subay olan ve kanserden ölen kişinin eşi ve çocukları olan başvurucuların, gelirleri olmadığı halde idareye karşı açmak istedikleri tazminat davasında ödemeleri gereken 5,000 Euro kadar harçtan muaf tutulmak istediklerini, Ancak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin davanın esasına girmeden davayı temelsiz bularak adli yardım talebini reddettiğini, AİHM’nin ilk önce, Türk idare hukukunda dava açarken yapılan talebin daha sonra değiştirilemediğini ve ulusal mahkemelerin taleple bağlı olduklarını tespit ederek, dava harcının düşük olmasi için başlangıçta daha düşük bir tazminat talep edilebileceğine dair savunmanın kabul edilemeyeceğini kaydetmiştir. AİHM ikinci olarak, Türkiye"deki adli yardım sisteminin bireyleri keyfilikten korumak için esaslı bir güvence sunmadığını ve bu nedenle geçmişte (Bkz: Bakan, § 74-78 .... ve ...., 31-39; ve ...,§ 22-26) kararlarında olduğu gibi Sözleşme"nin 6(1). fikrasının ihlal edildiğine karar verdiğini, mevcut olayda durumun farklı olmadığını belirtmiş; bu bağlamda adli yardımla ilgili kararların başvurucular dinlenmeden ve dosya üzerinden verildiğini ve bağlayıcı olduğunu tespit etmiş; böylece başvurucuların adli yardım taleplerinin reddedilmesinin başvurucuları bir yargı yerine başvurma imkânından yoksun bıraktığı sonucuna varmıştır (Kaba, § 22-25) (Kaynak: İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Açıklama ve Önemli Kararlar 1.Cilt, Prof Dr .... ve Dr ..., Yargıtay Başkanlığı 2012, 1. Baskı, SS: 630-631)
    Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda, davacı tarafın dava konusu ettiği miktarın 15.365.000 TL olduğu, davacıların duruşmalı olarak adli yardım talepli temyiz isteminde bulundukları, bu yönüyle adli yardım talebini inceleyen Yüksek Daire tarafından HMK 337/1.maddesi hükmüne aykırı olarak davacıların adli yardım isteminin duruşmasız olarak değerlendirilmesi kanunun emredici hükmüne aykırı olmuştur. Öte yandan her ne kadar temyiz dilekçesi ekine davacılardan sadece ikisi için fakirlik belgesi eklendiği belirtilerek Yüksek Daire tarafından adli yardımı istemi reddedilmiş ise de; itiraz dilekçesi ekindeki belgelerden davacıların büyük kısmına ait fakirlik belgelerinin mevcut olduğu, davacılardan istenilen nispi temyiz harcının miktarı da dikkate alındığında, davacıların kendileri ve ailelerinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama ve temyiz harç giderlerini ödeme gücünden yoksun olduklarının anlaşılması karşısısında, Yüksek Daire tarafından davacılar vekilinin adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
    O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilmeli ve adli yardım talebinin reddine ilişkin Yüksek Daire kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ : İtiraz olunan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12/02/2019 tarih ve 2019/3 E - 2019/906 K sayılı Adli Yardıma İlişkin kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 337/2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, davacılar vekilinin adli yardım talebinin KABULÜNE dosyanın, temyiz incelemesi ile yetkili ve görevli Yargıtay 20. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 20/05/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi