Hukuk Genel Kurulu 2018/339 E. , 2021/654 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Antalya 2. İş Mahkemesince verilen davanın usulden reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı ... Mağazacılık Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve temyiz incelemesi sırasında duruşmanın düzenlendiği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369. maddesinin direnme kararının temyizini kapsamadığı, direnmenin düzenlendiği aynı Kanun’un 373. maddesinde ise duruşmaya yer verilmediği gözetildiğinde direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağı kabul edilerek temyiz eden davacı vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na (4447 sayılı Kanun) eklenen geçici 10. madde ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği (Yönetmelik) madde 103/4. hükümlerine dayanarak geçmiş dönemlere ilişkin olarak sigorta prim teşvikinden yararlanmaya yönelik yaptığı başvurunun, davalı Kurum tarafından 18.03.2015 tarihli ve 2015/10 sayılı İç Genelge gerekçe gösterilerek 28.07.2015 tarihli yazı ile hukuka aykırı şekilde reddedildiğini ileri sürerek davalı Kurum işleminin iptalini ve davacı şirketin anılan yasa ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde ilgili sigorta prim teşviki uygulamasından geçmiş dönemler bakımından yararlanma talebini içeren 03.07.2015 tarihli başvurusunun hukuka uygun olduğunun tespitini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (SGK/Kurum) vekili cevap dilekçesinde; uygulamanın usul ve esaslarının Kurumun 2015/10 sayılı Genelgesinde açıklandığını, geçmişe yönelik sigorta prim teşvikinden yararlandırmanın mümkün olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. Antalya 2. İş Mahkemesinin 26.01.2016 tarihli ve 2015/416 E., 2016/20 K. sayılı kararı ile; 5510 sayılı Kanun"un 81/1-(ı) bendindeki düzenlemeye göre; aynı Kanun’un 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran işverenlerce ödenecek primin işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarı Hazine tarafından karşılanacağından, gerek bu tutarın Hazinece karşılanmaması, gerek işverenin bu tutarı davalı Kuruma ödemiş olması, gerekse de ihale makamınca işveren şirketin hak edişlerinden, sigorta primi işveren hissesinin, %5 puanlık muafiyet indirimi yapılmadan tümüyle kesilmesi durumunda sebepsiz zenginleşenin Hazine olacağı, bu durumda husumetin Hazineye yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Dairenin Bozma Kararı:
7. Antalya 2. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 09.06.2016 tarihli ve 2016/6545 E., 2016/9426 K. sayılı kararı ile; “..Temyize konu uyuşmazlık, davacı şirketin, 6111 sayılı Kanun ile 4447 s. İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenen Geçici 10. madde ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği md. 103/4.f. hükümlerine dayanarak, geçmiş dönemlere ilişkin olarak hatalı şekilde seçmiş olduğu aylık prim uygulamasını düzelterek sigorta prim teşvikinden yararlanmak için yapılan başvurunun, Davalı Kurum tarafından 18.03.2015 tarih ve 2015/10 sayılı İç Genelgesi gerekçe gösterilerek red edilmesi nedeniyle, davalı Kurum kararının iptali ile davacı şirketin anılan yasa ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde ilgili sigorta prim teşviki uygulamasından geçmiş dönemler bakımından yararlanma hakkı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, her ne kadar özel bir yasa ile düzenleme getirilmişse de, bu yasadan yararlanma şartlarını belirleme ve bu hususta işlem tesis etki yetkisi Kuruma bırakılmış olup, teşvik başvurusunun reddi ile Kurum yeni bir muaraza çıkartmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, işin esasına girilip davacı işverenin prim teşvikinden yararlanma hakkına sahip olup olmadığı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile pasif husumet (davalı sıfatı) yokluğundan davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Antalya 2. İş Mahkemesinin 17.11.2016 tarihli ve 2016/310 E., 2016/465 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenen geçici 10. madde ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği 103. madde 4. fıkrasındaki hükümlere dayanarak, geçmiş dönemlere ilişkin belge türü veya Kanun numarası hatalı seçilerek verilen aylık prim ve hizmet belgelerini düzelterek 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu geçici 10. maddesinde düzenlenen sigorta prim teşvikinden yararlanmak için yapılan başvurunun reddine ilişkin açılan Kurum işleminin iptali davasında davacı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumuna husumeti yöneltip yöneltemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle yasal mevzuatın incelenmesinde yarar vardır.
13. 6111 sayılı Kanun’un 74. maddesi ile 4447 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10. maddede “31/12/2015 tarihine kadar işe alınan her bir sigortalı için geçerli olmak üzere, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren özel sektör işverenlerince işe alınan ve fiilen çalıştırılanların; işe alındıkları tarihten önceki altı aya ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olmaları, aynı döneme ilişkin işe alındıkları işyerinden bildirilen prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısının ortalamasına ilave olmaları ve bu maddede belirtilen diğer koşulları da sağlamak kaydıyla, 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinde sayılan ve 82 nci maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin işveren hisselerine ait tutarı, işe alındıkları tarihten itibaren İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır.
Bu maddede belirtilen destek unsuru;
a) 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük erkekler ile 18 yaşından büyük kadınlardan;
1) Mesleki yeterlik belgesi sahipleri için kırksekiz ay süreyle,
2) Mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yüksek öğretimi veya Türkiye İş Kurumunca düzenlenen işgücü yetiştirme kurslarını bitirenler için otuzaltı ay süreyle,
3) (1) ve (2) numaralı alt bentlerde sayılan belge ve niteliklere sahip olmayanlar için yirmidört ay süreyle,
b) 29 yaşından büyük erkeklerden (a) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinde sayılan belge ve niteliklere sahip olanlar için yirmidört ay süreyle,
c) (a) ve (b) bentleri kapsamına girenlerin Türkiye İş Kurumuna kayıtlı işsizler arasından işe alınmaları halinde ilave olarak altı ay süreyle,
ç) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında ça-lışmakta iken, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra mesleki yeterlik belgesi alanlar veya mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yüksek öğretimi bitirenler için oniki ay süreyle,
d) 18 yaşından büyüklerden bu fıkranın (a), (b) ve (ç) bentlerine girmeyenlerin Türkiye İş Kurumuna kayıtlı işsizler arasından işe alınmaları halinde altı ay süreyle,
uygulanır.
Bu maddede sayılan belge ve nitelikler nedeniyle destek unsurundan yararlanabilmek için sigortalıların sahip oldukları mesleki yeterlik, mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yüksek öğretim kurumları veya Türkiye İş Kurumunca düzenlenen işgücü yetiştirme kurslarına ilişkin belgelerde belirtilen meslek ya da alanlarda işe alınmaları ve/veya çalışıyor olmaları gerekir…” hükmü yer almaktadır.
14. 12.05.2010 tarihli ve 27579 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin “Prim ve hizmet belgesinin sonradan verilmesi ve resen düzenlenmesi” başlıklı 103. maddesinin 4. fıkrasında; “Daha önce Kuruma belge türü veya kanun numarası hatalı seçilerek verilmiş olan aylık prim ve hizmet belgelerine ilişkin düzeltme amaçlı olarak yasal süresi dışında verilen aylık prim ve hizmet belgeleri, düzeltme ile fiili hizmet süresi zammı kazandırma hali hariç, belgede kayıtlı sigortalılar ve bu sigortalıların prim ödeme gün sayısı ile prime esas kazanç tutarının aynı olması kaydıyla, ayrıca incelemeye gerek kalmaksızın işleme alınır. Bu nitelikte verilen aylık prim ve hizmet belgelerine idarî para cezası uygulanmaz. Sonradan düzeltme amaçlı verilen belge ile fiili hizmet süresi zammı kazandırılması halinde, söz konusu belgenin işleme alınmasında bu maddenin yukarıdaki fıkralarında belirtilen usul izlenir” düzenlemesi mevcuttur.
15. Söz konusu yasal düzenlemenin anlaşılabilmesi için sosyal sigorta priminin açıklanması gerekmektedir.
16. Sosyal sigorta primi kanunun kendilerine karşı güvence sağladığı sosyal risklerden birinin gerçekleşmesi hâlinde yapılacak sigorta yardımları ile Kurum yönetim giderlerinin karşılığı olarak çalışanlar için kazancının belli bir yüzdesi üzerinden, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddenin 1. fıkrasının (b) bendine tâbi olanlar için ise belirlenecek alt veya üst sınır arasında değer üzerinden alınan miktardır ve işverenler 5510 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddelerine tâbi çalıştırdıkları sigortalıların primlerini her ay Kurumun belirleyeceği süre sonuna kadar öderler.
17. Sosyal sigorta primlerinin ödenmesi 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesi kapsamında, uyuşmazlık konusu prim teşviki ise 4447 sayılı Kanun’un geçici 10. maddesi kapsamında düzenlenmiştir. Ayrıca bu madde kapsamında istihdamın artırılması, kayıt dışılığın önlenmesi ve düzenli prim ödemesi de teşvik edilmiştir.
18. İşveren hissesine ait primlerin İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanabilmesi için, 4447 sayılı Kanun’un geçici 10. maddesine göre işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak 5510 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarını yasal süresinde ödemeleri ve kapsama giren sigortalının işe alındığı işyerinden dolayı Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Ayrıca teşviklerden yararlanabilmek için Kurumca denetlenecek işverene, işyerine ve sigortalıya ait ayrı ayrı şartlar mevcuttur. Bu şartları denetleyecek olan ve denetleme sonucuna göre işverenlerin teşvikten yararlanıp yararlanmayacağına karar verecek olan Kurum, 5510 sayılı Kanun’un 79. maddesine göre primleri tahsil etmekle yükümlü Sosyal Güvenlik Kurumudur. Sosyal Güvenlik Kurumu inceleme sonucu işverenin teşvikten yararlanamayacağına karar verdiğinde primi işverenden tahsil edecek, aksi takdirde bu miktarı İşsizlik Sigortası Fonundan alacaktır.
19. Prim borcunun doğup doğmadığı hususu prim ödeme yükümlüsü olan işveren ile SGK arasındaki bir ihtilaftır. Maliye Bakanlığının prim borcunun tahakkuku ve prim teşvikinden kimlerin yararlanacağı konularında görevi bulunmamaktadır. Aksi hâlde 5510 sayılı Kanun ile Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen görevlerin Maliye Bakanlığınca yerine getirilmesi gerekecektir. Her ne kadar uyuşmazlık konusu teşvik 4447 sayılı Kanun’da yer almakta ise de, işverenler ile Kurum arasında doğacak prim borçlarına ilişkin ihtilaflarla ilgili düzenlemeler 5510 sayılı Kanun’da bulunmakta olup 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesine göre "…bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülmektedir" .
20. Yukarıda anlatılanlar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ihtilaf davacı şirketin çalıştırdığı işçiler için sigorta prim teşviki uygulamasından geçmiş dönemler bakımından yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmakta olup davacı şirketin 4447 sayılı Kanun’un geçici 10. maddesinde düzenlenen teşvikten yararlanıp yararlanmayacağının belirlenmesi ve bu kapsamda ödenen primlerin iadesinin gerekip gerekmediğini konu alan eldeki davada davalı Kuruma husumet yöneltilmesi gerekmektedir. Uyuşmazlığın prim teşvikinden yararlanma isteği yanında ödenen primlerin iadesini de kapsadığı dikkate alındığında davalı Sosyal Güvenlik Kurumunun davada taraf sıfatının bulunduğu açıktır.
21. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.
22. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
23. Dava tarihinin “28.08.2015” olmasına rağmen direnme karar başlığında “19.07.2016” olarak yazılması mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi hata kabul edilmiş ve esasa etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmıştır.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01.06.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.