Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakan, İ... A... ’ın kadastro tespitinden önce maliki olduğu taşınmazları bağış ve satış suretiyle davalılara temlik ettiğini, taşınmazların kadastroca davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, 87 parsel için tapunun iptali ile muris adına tesciline, 88 ve 202 parseller yönünden tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, miras bırakanın mirasçıdan mal kaçırma amaçlı muvazaalı ve saklı payı zedeleme kastı ile temlikleri yaptığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı M... ve Ş... A... Tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil ve tenkis isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 13.1.1998 tarihinde yapılan kadastro çalışması sırasında miras bırakanın, Aralık 1994 tarih 12 sayılı tapulu taşınmazdaki payını davalı M....’e satış suretiyle temlik ettiği ondanda diğer davalılara bağışlandığı belirtilmek suretiyle tespitin 87 parsel numarası ile davalılar A.., Ş... Ve S... adına, Temmuz 1993 tarih 10 sayılı tapulu taşınmazın 88 parsel olarak ve 16.1.1998 tarihinde yapılan kadastro çalışması sırasında da Ekim 1990 tarih 47 sayılı tapulu taşınmazdaki payın 202 parsel olarak bağış yapıldığından sözedilerek davalı Muzaffer adına tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Davacılar, çekişmeli taşınmazların miras bırakanları tarafından davalılara, mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla, muvazaalı biçimde temlik edildiğini ileri sürerek, 87 parsel yönünden tapu iptal tescil, 88 ve 202 parseller yönünden tenkis istekli olarak eldeki davayı açmışlardır.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile çekişmeli 87 parsel sayılı taşınmaz yönünden temlikin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek suretiyle tapu iptal ve tescile karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı Ş...’in temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Davalı M...’in temyizine gelince;
Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür.Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. (MK.565) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez.
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1,2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirascılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (SABİT TENKİS ORANI) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (MK.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca sür"atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak NAKTİN ödetilmesine karar verilmelidir.
Somut olaya gelince; Mayıs 1966 tarih 53 nolu tapulu taşınmazın 1/6 payı, aynı tarih 54 nolu tapulu taşınmazın 1/12 payı ile 55 sayılı kadastral parselin 6/37 payı miras bırakan adına, Ağustos 1985 tarih 8 nolu taşınmazdaki 24/144 pay, murisin bağışından sözedilerek davacı E.. adına kayıtlı olmasına rağmen tenkis hesabı yapılırken, göz önünde tutulmamıştır.
Hal böyle olunca; murisin bağışı ile davacı E... adına kayıtlı olan Ağustos 1985 tarih 8 nolu tapu ile miras bırakan adına kayıtlı Mayıs 1966 tarih 53 ve 54 nolu tapuların yerel bilirkişiler aracılığı ile mahallinde uygulanması, tapu kapsamlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması, bu kapsamın hangi kadastral parsele ait olduğunun ve kim adına kayıtlı olduğunun açıklığa kavuşturulması, muris ve davacı E.. adına tespit edilmiş ise bunların ve 55 sayılı kadastral parselin de yukardaki ilkeler uyarınca tenkis hesabına dahil edilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı M...’in temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.