Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı K. E. K. vekili tarafından borçlu hakkında tahliye taahhütnamesine dayalı olarak icra takibine geçilmiş ve adı geçene (14) örnek tahliye emri tebliğ edilmiştir. Borçlunun yasal süresinde icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde, taraflar arasında "kiracılık ilişkisi bulunmadığı"nın ileri sürüldüğü görülmektedir. İncelenen 21/11/2007 tarihli ve noterlikçe düzenlenen tahliye taahhütnamesinde de borçlunun kiracılık ilişkisini kabul ettiği yönünde bir açıklaması yoktur. İİK’nun 272 ve sonraki maddelerine göre, tahliye taahhütnamesine dayalı olarak tahliye istenebilmesi için taraflar arasında kira akdinin bulunması gerekir. Alacaklının yazılı bir sözleşme sunamamasına, borçlunun da kiracılık ilişkisini kabul etmemesine göre uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine kabulü isabetsizdir.     
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.