Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/3832
Karar No: 2009/5222

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/3832 Esas 2009/5222 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı Hazine, davalı şirketin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki ocak sahalarını kullanarak haksız bir şekilde kira geliri elde ettiğini iddia ederek el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, idari yargı yerinin görevli olduğunu belirttiği için davanın görev yönünden reddine karar vermiştir. Ancak davanın el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğiyle ilgili olduğu, bu nedenle genel mahkemede açılabileceği ve yasal olarak Hazine'nin davacı olması gerektiği sonucuna varılmıştır. 2886 Sayılı Devlet İhale Yasası'nın 75. maddesi uyarınca, devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altındaki malların işgal edilmesi halinde ecrimisil istenebileceği belirtilmiştir. Hazine'nin ecrimisil isteyebilmesi için genel mahkemede dava açma zorunluluğu bulunmamaktadır. Hukuk Genel Kurulu ise, Hazinece beş yıllık süreye ilişkin olarak ecrimisil istenebileceğini kararlaştırmıştır. Kanun maddeleri: 2886 Sayılı Devlet İhale Yasası'nın 75. ve 13. maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2009/3832 E.  ,  2009/5222 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BALA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 19/02/2007
    NUMARASI : 2003/27-2007/23

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Davacı, davalı şirket tarafından faaliyette bulunulan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki ocak sahalarını da kapsayan toplam 7120.85 hektarlık alan için 11.06.2001 tarihinde 10 yıl süreli maden işletme ruhsatı alınarak, anılan sahaların rödevans karşılığı sözleşmeler ile çalıştırıldığını, ancak söz konusu ocak sahalarının bulunduğu devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici alanların kullanımına ilişkin olarak hazineden kiralama talebinde bulunulmadığı gibi herhangi bir kira bedeli de ödenmediğini ileri sürerek, davalının haksız fiili nedeniyle uğranılan kira karşılığı haksız kullanım bedelinin tahsili ile el atmanın önlenmesi isteminde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava ve birleşen dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, idari yargı yerinin görevli olduğu belirtilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden toplanan delillerden;Davacı Hazine, davalı şirket tarafından faaliyette bulunulan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki ocak sahalarını da kapsayan toplam 7120.85 hektarlık alan için 11.06.2001 tarihinde 10 yıl süreli maden işletme ruhsatı alınarak anılan sahaların rödevans karşılığı sözleşmeler ile çalıştırıldığını ve kullanıma ilişkin olarak hazineden kiralama talebinde bulunulmadığı gibi herhangi bir kira bedeli de ödenmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır
    Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında “.......fuzuli işgalin kiraya benzetilemeyeceği; ........haksız bir eylem sayılması gerektiği......bir zarar meydana gelirse bunun tazmin ettirileceği, ..... Medeni Kanunun (eski) 908 inci maddesi anlamında zilyedin faydalanmasından doğan bir istem olduğu.....” vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır.
    a)Haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklindeki olumlu zarar,
    b)Kullanmadan doğan olumlu zarar,
    c)Malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir.
    Yüce Yargıtay’ın ilgili tüm Daireleri ve Yüksek Hukuk Genel Kurulu kararlarında, özetlenen bu ilkeleri esas almışlardır. Bu durumda ecrimisilin tahsili için genel mahkemede dava açılabileceğinde kuşku yoktur.
    Eldeki davada Hazinenin davacı olması nedeniyle, olayın 01.01.1984 tarihinde yürürlüğe giren 2886 Sayılı “Devlet İhale Yasası” nın 75 inci maddesi açısından irdelenmesine gelince; anılan maddede aynen “Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan malların gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden bu Kanunun 9. maddesindeki yerlerden “Ticaret Odası, Sanayi Odası, borsa veya bilirkişiler) sorulmak suretiyle 13. maddede gösterilen komisyonca (ilgili idare memurunun başkanlığında en az bir uzman veya maliye memuru) takdir ve tespit edilerek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz.
    Ecrimisil fuzuli şagil tarafından ödenmez ise 6183 Sayılı “Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur...” hükmü öngörülmüştür. Uyuşmazlık Mahkemesinin 20.02.1989 tarih 2/1 sayılı ilke kararında da “....2886 Sayılı Devlet İhale Kanununun 75. maddesi uyarınca, tebliğ olunan ihbarname ile istenilen ecrimisil nedeniyle açılan davaların çözüm yerinin, ecrimisilin belirlenmesi ve işgalciden istenilmesi işlemlerinin idari niteliği itibariyle idari yargı yeri olduğu açıklanmıştır.
    Gerçekten de; 2886 Sayılı Yasa’nın 75.maddesine göre, Hazinece ecrimisil ihbarnamesinin düzenlenip tebliği işleminden sonra, ihbarnamenin iptali, ecrimisil gerekmediği, veya fazla talep edildiği iddiasına dayalı işlerin ve davaların idari nitelikte bulunduğu çözüm yerinin idari yargı olduğu kuşkusuzdur.
    Bilindiği gibi dava hakkı, Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir (Anayasa m.36.I). Bu hak temel haklardandır. Yine T.C.Anayasası’nın 13.maddesi hükmünce (Temel hak ve Hürriyetler, Devletin Ülkesi ve Milletiyle Bölünmez Bütünlüğünün, Milli Egemenliğin, Cumhuriyetin, Mili Güvenliğin, Kamu Düzeninin, Genel Asayişin, Kamu yararının, genel ahlakın ve genel sağlığın korunması amacı ile ve ayrıca Anayasanın ilgili maddelerinde öngörülen özel sebeplerle, Anayasa sözüne ve ruhuna uygun olarak kanunla sınırlanabilir. Temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve özel sınırlamalar demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz ve öngörüldükleri amaç dışında kullanılamaz. Bu maddede yer alan genel sınırlama sebepleri temel hak ve hürriyetlerin tümü için geçerlidir). Konu bir Temel hakkın kullanılması ile ilgilidir. 2886 Sayılı Yasasının 75 ve diğer maddelerinde, ecrimisili ihbarnamesinin tebliğinden önce veya 2886 Sayılı Yasanın hiç uygulanmadığı hallerde Genel Mahkemelerde ecrimisil davasının açılamayacağı konusunda Yasa ile konulmuş sınırlayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. O halde T.C.Anayasasının 36 ve 13.madde hükümleri de gözetildiğinde somut olayın özelliği itibariyle davacı Hazinenin dava hakkının bulunduğunun kabulü zorunludur.
    Diğer taraftan 2886 sayılı yasanın 75 nci maddesi ile getirilen bu imkanın bir zorunluluk olarak yorumlanması doğru değildir. Hazinenin, ecrimisil isteyebilmesi için genel mahkemeye dava açma zorunda olmaması, bu konuda idari işlem düzenleme ve böylece sorunun idari yargıda çözümlenmesi zorunluluğu olarak düşünülmemelidir. Somut olayda sadece ecrimisil isteği yer almamış onun yanında Elatmanın önlenmesi de istenmektedir. Hazine seçimlik hakkını kullanarak, idari yargı yolunu tercih etmeden doğrudan doğruya genel mahkemede dava açmış ise, mahkeme gerekli araştırma ve soruşturmayı yaparak bir karar vermek zorundadır.
    Esasen, Hazineyi bu olanaktan alıkoyan bir yasal hükümde bulunmamaktadır. Yasa koyucu başka türlü düşünseydi, 2886 Sayılı Yasanın 75. maddesinde, ecrimisilin genel yargı yolu ile takip ve dava edilemeyeceğini de düzenlerdi. Öte yandan, haksız eylemden kaynaklanan bir alacağın dava edilmesinde hukuksal yararın varlığı tartışılamaz bir gerçektir. Özellikle, elatmanın önlenmesi ve yıkım ya da başka bir dava ile birlikte ecrimisil istenmesi halinde, ecrimisille ilgili davayı idari yargıya göndermek; genel mahkemedeki davaları bekletici sorun saymak, ecrimisilin tahsilinin uzunca bir süre sürüncemede kalması sonucunu doğurur. Hazinenin hukuksal yararı ecrimisilin diğer davalarla birlikte sonuca bağlanmasındadır. Hukuk Genel Kurulu da 2886 Sayılı Yasanın yürürlüğünden sonra intikal eden işlerde Hazinece beş yıllık süreye ilişkin olarak ecrimisil isteyebileceğini karar bağlamış, görev hususuna değinmemiştir (H.G.K. 02.04.1986 tarih 1985/3-150 Esas 347 Karar) ve (H.G.K. 15.11.1985 tarih 1984/3-154 Esas 913 Karar).
    Hal böyle olunca, işin esasına girilerek taraf delillerinin eksiksiz toplanması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanın nedenlerden ötürü H.U.M.K.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 4.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi