12. Ceza Dairesi 2014/17742 E. , 2015/1678 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal, konut dokunulmazlığının ihlali
Hüküm : CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince beraat
Özel hayatın gizliliğini ihlal ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanın Ankara Barosu avukatlarından olduğu ve olay tarihinden önce, sanığın bir süre vekilliğini yaptıktan sonra azledildiği, vekil müvekkil ilişkisinden kaynaklanan bu ilişki nedeniyle, sanığın katılana verdiği senet bedelini ödeyerek senedi geri almak düşüncesiyle, katılana ait avukatlık bürosuna geldiği, büro çalışanı tanık ...."in, katılanın büroda bulunmadığını, senet bedelini alsa bile senedi iade etme yetkisi olmadığını söylemesi üzerine, sanık ile tanık ... arasında tartışma çıktığı, sanığın cep telefonu ile görüntü alarak senet bedelini ödemek istediğini kanıtlayacak delil elde etmeye çalıştığı, sonrasında tanık ...’in sanığı dışarı davet etmesine rağmen bir süre daha işyerinden çıkmamakta direndiğinin iddia edildiği olayda,
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu yönünden: Taraflar arasında vekil müvekkil ilişkisinden kaynaklanan ilişki bulunduğu ve bu ilişkinin sanık tarafından sona erdirilmesi nedeniyle, her iki tarafın birbirine güvenmediği, bu nedenle sanığın, katılana ait avukatlık bürosunda yapacağı ödemeyi kameraya çektiği iddia edilen görüntülere ulaşılamaması nedeniyle, görüntü içeriğinin, özel hayat kapsamında değerlendirilebilecek, katılanın başkalarının görmesini ve bilmesini istemeyeceği özel yaşam alanına dair görüntü niteliğinde olup olmadığı tespit edilemediği dikkate alındığında; sanığın atılı suçtan cezalandırılması için, suçun tereddüte yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesi gerekeceği, oluş şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddiaların sanık aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı, bu açıklamalara göre özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine karar verilmesinde dosya kapsamı itibarıyla bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Konut dokunulmazlığını ihlal suçu yönünden: her ne kadar tanıklardan...’in tüm aşamalarda, tanık ...’in soruşturma aşamasında, sanığın atılı suçu işlediğini belirtmiş iseler de; sanığın atılı suçu işlemediğine yönelik ısrarlı savunması, sanığın katılanın işyerine rıza ile girdiği, katılanın iş yerinde bulunmaması nedeniyle, katılanın yanında çalışan tanık ... ile görüştüğü, tanık ...’in kovuşturma aşamasında alınan beyanında, sanıkla tartıştıklarını belirttikten sonra “kamera kaydı ile birlikte odadan ayrıldı” şeklindeki beyanında, sanığın işyerinden çıkarken direndiğine yönelik beyanda bulunmaması, diğer tanık ....’ın tüm aşamalarda alınan beyanında,sanığın iş yerinden çıkarken direndiğine yönelik beyanı bulunmaması karşısında, sanık aleyhinde beyanda bulunan tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği dikkate alındığında, sanığın atılı suçtan cezalandırılması için mahkumiyete yeter delil bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamede bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekillerinin, sübuta ve beraat hükmüne ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Sanığa yüklenen fiillerin, sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince atılı suçlardan ayrı ayrı beraatine karar verilmesi gerekirken, CMK"nın 223/2-a maddesi gereğince beraat hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 1. paragrafının, “Yapılan yargılama sonunda, sanığa yüklenen fiillerin sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle, CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince, sanığın atılı suçlardan ayrı ayrı beraatine”, şeklinde değiştirilmesi ve hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.