Muhafaza görevini kötüye kullanma - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2020/3949 Esas 2020/5744 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/3949
Karar No: 2020/5744
Karar Tarihi: 17.06.2020

Muhafaza görevini kötüye kullanma - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2020/3949 Esas 2020/5744 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanığın muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan mahkum edildiği belirtilmiştir. Ancak, sanık adına tescilli otomobilin el koyma işlemi ile ilgili yediemin tutanağının mevzuata uygun olmadığı ve müsnet suçun unsurlarının oluşmayacağı gerekçesiyle, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmiştir.
Kararda ayrıca, sanık hakkında kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezası ile mahkumiyet kararı verildiği ve cezanın infazı tamamlanıncaya kadar bazı haklardan yoksun bırakılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak, T.C. Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nun 53. maddesi ile ilgili iptal kararı nedeniyle hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kararda, 5607 sayılı Yasa'nın 10/1 maddesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 128/4. maddesi hakkında da açıklama yapılmıştır. Bu düzenlemelere göre, suç işlenmesinde kullanılan taşıtlar el konulabilmekte ve kayıtlı oldukları sicile şerh verilerek icra edilebilmektedir.
17. Ceza Dairesi         2020/3949 E.  ,  2020/5744 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Muhafaza görevini kötüye kullanma
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Yerel mahkemece sanık hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    1)5607 sayılı Yasa"nın 10/1 maddesindeki "Bu Kanunda tanımlanan suçların işlenmesinde kullanılan taşıtlara, Ceza Muhakemesi Kanununun 128"inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne göre elkonulur." şeklindeki ve CMK"nun 128/4. maddesindeki "Kara, deniz ve hava ulaşım araçları hakkında verilen elkoyma kararı, bu araçların kayıtlı bulunduğu sicile şerh verilmek suretiyle icra olunur." şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında; sanık adına tescilli otomobilin 5607 sayılı Yasa"ya muhalefet suçu nedeniyle kolluk tarafından fiilen elkonulmasından sonra 24/03/2013 tarihli "Güven senedi-yediemin tutanağı" başlıklı tutanak ile yine sanığa yediemin sıfatıyla teslim edilmesinin mevzuata uygun bir elkoyma işlemi olmadığı buna göre müsnet suçun unsurlarının oluşmayacağı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kabul ve uygulamaya göre de;
    2 Sanık hakkında; kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak, 5237 sayılı TCK’nun 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, ve yine T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık Muzaffer Kavan’ın temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 17/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.