16. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/18795 Karar No: 2015/13074 Karar Tarihi: 03.11.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/18795 Esas 2015/13074 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2014/18795 E. , 2015/13074 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ...Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 35 parsel sayılı 9.381,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde taraflar ve yakınları arasındaki husumet nedeniyle keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarının yanlı beyanlarda bulunduklarından bu beyanlara itibar edilmediği ve mevcut deliller itibariyle davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taşınmaz mülkiyetine ilişkin ve özellikle zilyetlik iddialarına dayanılan davalarda yerel bilirkişi beyanları esaslı unsurlardan olup, bu unsurdan yöntemince yararlanılmadan doğru sonuca ulaşabilmek mümkün değildir. Mahkemece yerel bilirkişi temini hususunda yeterince özen gösterilmeden yazılı gerekçelerle belirtilen şekilde karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Eksik araştırma ve uygulama ile karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle somut olayın özelliği de göz önünde bulundurularak her iki taraftan yerel bilirkişi listeleri istenmeli ayrıca mümkünse ortak üç isim belirlenmeli, olmadığı takdirde her iki tarafın göstereceği yerel bilirkişiler arasından bir heyet oluşturulmalı, bundan sonra taraf tanıkları ile tüm tespit bilirkişileri hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinden önceki dönemde kim veya kimlerin zilyetliğinde olduğu hususu tereddütsüz biçimde belirlenmeli, bu doğrultuda yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, kullanımın kimden kime ve nasıl geçtiği, kullanımın terk edilip edilmediği, edildiyse hangi neden ve süreyle terk edildiği hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Belirtilen hususlar göz ardı edilerek, ağırlıklı beyanlara rağmen yazılı gerekçe ile davcının davasının reddine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.