3. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/4041 Karar No: 2017/10418 Karar Tarihi: 19.06.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/4041 Esas 2017/10418 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2017/4041 E. , 2017/10418 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, taraflar arasında 01.03.2002 başlangıç tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu, süre bitimi olan 01.03.2013 tarihinde sözleşmenin yenilenmeyeceği hususunun ihtar edilmesine rağmen davalının tahliyeye yanaşmadığını belirterek taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, taraflar arasında 01/03/2002 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığı, o günden bugüne kadar kira sözleşmesinin devam ettiği, davacının usulüne uygun ihtarına rağmen mecuru tahliye etmediği anlaşıldığından süre bitimi nedeniyle kiralanan dava konusu taşınmazdan davalının tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun"unun 347/1.maddesi hükmüne göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak,on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminde en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir. 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçici 2.maddesi uyarınca, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce TBK.nun 347.maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden 10 yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl sonra uygulanacağı öngörülmüştür.
Somut olayda; Taraflar arasında 01.03.2002 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. On yıllık uzama süresinin 01.03.2003 tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinde henüz on yıllık uzama süresinin gerçekleşmediği, bu nedenle Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında 6101 sayılı kanunun geçici 2/1. maddesininin 1. cümlesine göre yürürlük tarihinden itibaren beş yıl sonra 01/07/2017 tarihinden itibaren davanın açılabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.