Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10615
Karar No: 2015/11276

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/10615 Esas 2015/11276 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/10615 E.  ,  2015/11276 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 20/05/2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17/11/2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı Hazine vekili Av. ... Selçuk ile diğer taraftan davacı ... ... Tur. San. ve Tic. A.Ş. vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili 04/06/2014 tarihli dilekçesi ile, vekil eden şirketin tapu maliki bulunduğu ... ... mahallesi 3 ada 7 parsel sayılı taşınmazın, ... Kadastro Mahkemesinin 2002/2 E. - 2004/20 K. sayılı ilâmıyla kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle tescil harici bırakıldığını ve kararın 16/02/2006 tarihinde kesinleştiğini, bunun üzerine ... Hazinesinin "devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğu" esasına dayanarak fazlaya ilişkin haklar saklı tutarak 250.000,00.-TL"sinin tahsili için ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/46 E. sayılı dosyasında açtıkları davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, verilen kararın Yargıtayca onandığını ve ... Hazinesinin karar düzeltme isteminin reddi ile kararın kesinleştiğini, yapılan yargılamada Mahkemece keşfin yapıldığı, taşınmazın toplam değerinin 16/02/2006 tarihi itibariyle 4.221,989,00.-TL olarak belirlendiğini, bu değer esas alınarak hüküm kurulduğunu, açılan ilk davanın kesinleşmesi ile birlikte gerek davanın konusuna ilişkin ve gerekse miktara ilişkin tüm hususların bu dava için kesin hüküm oluşturduğunu, bakiye 3.971.989,00.-TL asıl alacağın, 2.965.089,00.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.937.078,00.-TL’sinin asıl alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Hazinesinden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Hazine vekili, zamanaşımı süresinin saklı tutulan bölüm yönünden geçtiği, kadastro mahkemesinin kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz istenmesinin hukuki dayanağı olmadığı, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/46 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığı, belirlenen değerin çok fazla olduğu, faize faiz talep edilmesinin haksız olduğu, tasfiye halindeki şirketi mahkemeler nezdinde vekilin takip edemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne; 3.971.989,00.-TL asıl alacak ile 2.965.089,00.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.937.078,00.-TL"den 3.971.989,00.-TL asıl alacağı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2.965.089,00.-TL işlemiş faizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydı uygulanmak suretiyle tespit edilen taşınmazın mahkeme kararı ile tespit harici bırakılması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamına, toplanan delillere göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir. Şöyle ki, davacı vekili dilekçesinde asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.937.078,00.-TL’ye hükmedilmesini talep etmiş ve başvuru harcı ile 26,50.-TL maktu harç yatırmıştır. Davalı vekilinin harcın tamamlatılmasına yönelik itirazı üzerine mahkemenin 26/11/2014 gün ve 3 numaralı ara kararı ile dava sonucunda her halükarda maktu harç alınacağından itirazın reddine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere, Harçlar Kanununda, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini hükme bağlamış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.
    492 sayılı Harçlar Kanunu"nun “Nispi harçlarda ödeme zamanı” başlıklı 28. maddesinin birinci fıkrasında aynen “(1) sayılı tarifede yazılı nispi harçlar aşağıdaki zamanlarda ödenir” denildikten sonra 23/7/2010 tarihli ve 6009 Sayılı Kanunun 18. maddesi ile değişik (a) bendinde “Karar ve ilam harcı” alt başlığı ile “Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödenir. Şu kadar ki, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanır. Bakiye karar ve ilâm harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Aynı Kanunun “Harcı Ödenmeyen İşlemler” başlığını taşıyan 32. maddesinde ise, “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmü getirilmiştir.
    Yukarıda belirtilen madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, karar ve ilâm harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır.
    Nitekim 492 sayılı Kanunun 30. maddesinde, yargılama sırasında tespit olunan dava değerinin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için yargılamaya devam olunacağı, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilâm harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı; Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesinde de gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulmasının noksan olan harcın ödenmesine bağlı olduğu belirtildiğine göre, yargılama sırasında tespit olunan yeni dava değeri üzerinden tarife uyarınca alınması gereken peşin nispi karar ve ilam harcı ilgilisince tamamlanmadan davaya devam edilmesi olanağından söz edilemez.
    Nitekim vurgulanan bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3-629, K: 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7-31, K: 2013/1481 sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
    Somut olayda, 6.937.078,00.-TL tazminat talep edilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi “Değer ölçüsüne göre harca tâbi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır…” hükmü uyarınca eldeki uyuşmazlıkta nispi harç alınması gerekmektedir.
    Ne varki; davacı eldeki davayı açarken, başlangıçta başvurma harcı ile maktu harcı yatırmıştır. Yargılama sırasında dava değeri üzerinden alınması gereken peşin nispi karar ve ilam harcının ilgilisince tamamlandığına veya mahkemece eksik harcın tahsil edildiğine ilişkin bir belge ya da bilgi dosyada yer almamaktadır.
    Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, belirlenecek dava değeri üzerinden eksik peşin nispi karar ve ilâm harcı tamamlanmadıkça, eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, yargılama sırasında usulünce yatırılmış yargı harcı tamamlanmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Buna göre mahkemece yapılacak iş; davacı tarafa yürürlükte olan tarife uyarınca belirlenen dava değeri üzerinden eksik peşin karar ve ilam harcını ödemesi konusunda usulünce önel verilerek, sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100,00.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 17/11/2015 günü oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi