Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4649
Karar No: 2012/2319
Karar Tarihi: 29.03.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/4649 Esas 2012/2319 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/4649 E.  ,  2012/2319 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tazminat, katkı payı alacağı ve ecrimisil

    ... ile ... aralarındaki tazminat, katkı payı alacağı ve ecrimisil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Eskişehir 2. Aile Hukuk Mahkemesinden verilen 21.12.2010 gün ve 296/1176 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı ve davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı vekili, boşanma dava dilekçesinde evlilik birliği içinde edinilen vekil edeninin çalışma karşılığı geliriyle katkıda bulunduğu Adana’daki meskenin davalı üzerine tescil edildiğini açıklayarak katkı payı alacağına hükmedilmesine; birleştirilen Adana 4.Aile Mahkemesinin 2008/92 Esas sayılı dava dilekçesinde evlilik birliği içinde edinilen 5776 ada 3 parselde 18 numaralı bağımsız bölüme (boşanma dava dilekçesinde de belirtilen aynı taşınmaza) ilişkin bedelin daha önce üye olunan Konya’daki kooperatif hissesinin satış parası, maaş gelirleri ve vekil edeninin altınlarıyla ödendiğini ifade ederek öncelikle davalı üzerindeki tapu kaydının ½ hissesinin iptali ile vekil edeni adına tesciline, olmadığı takdirde karşılığı bedelin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiş, birleşen dava 40.000 TL"den harçlandırılmıştır. Davacı vekili birleştirilen Eskişehir 2. Aile Mahkemesinin 2007/446 Esas sayılı dava dilekçesinde ise; vekil edeni adına kayıtlı 01 SY 721 plakalı aracın edinilmiş mal olduğunu, boşanma davasında kocanın açtığı karşı dava ile ½ değerine tekabül eden miktarın ödenmesine hükmedildiğini, aracın fiili ayrılık döneminde de davalı tasarrufunda kaldığını, vekil edeninin yararlanamadığını belirterek, iki yıldır aracın kullanımından mahrum kalınması nedeniyle 2.000 TL ecrimisile, 21.10.1992 tarihli mehir senediyle vekil edenine verilen 400 gram altının evlilik birliği sırasında bozdurulduğunu açıklayarak, dava tarihi itibariyle değeri 6.000 TL"nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, vekil edeninin evlenmeden önce satın aldığı meskenin satılarak nizaya konu bağımsız bölümün alındığını, davacının katkısı bulunmadığını, davacıya senette yazılı miktar kadar altın verilmediğini, kaldı ki verilen altınların da düğün merasiminden sonra davacının ailesinin evinde kaybolduğunu söylediğini, bu itibarla evlilik içinde bozdurulmasının mümkün bulunmadığını, aracınsa iadesinin ihtar edilmediğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, araca ilişkin ecrimisil isteğinin reddine; altın alacağına ilişkin davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 6.000 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline; Adana’daki bağımsız bölüm için açılan katkı payı davasının kısmen kabulüyle 37.928 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    Taraflar 20.10.1992"de evlenmiş, 1.8.2005 tarihinde Eskişehir 2. Aile Mahkemesinin 2005/ 870 Esas ve 2007/87 Karar sayılı dosyasıyla açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hüküm bölümünün 10.4.2008 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Davacı, Adana’daki mesken yönünden katkı payı alacağı isteğini boşanma davasında ileri sürmüş, eşit kusur nedeniyle talebin reddine dair hüküm davacının temyizi üzerine 2. Hukuk Dairesinin 5.3.2008 tarih, 5638 Esas ve 2794 Karar sayılı ilamıyla katkı payı alacağına ilişkin isteğin nispi harcın tamamlanmasından sonra görülmesi gerektiği, boşanmanın feri niteliğinde bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Bu aşamada aynı taşınmaza ilişkin olarak Adana 4. Aile Mahkemesinde açılan katkı payı alacağı davasının birleştirilmesine karar verilerek, davaya talep gibi birleşen davada harçlandırılan değer üzerinden devam edilmiştir.
    TMK.nun 179. maddesine göre; mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine (4722 s.K.m. 10/1. fıkrası) göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Taraflar arasındaki mal rejimi, TMK.nun 225/2. fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.
    Ecrimisil talebine konu 01 SY 721 plakalı araç, davacı adına 11.12.2003 tarihinde satın alma yoluyla edinilmiştir. Temyize konu davanın davalısı boşanma davasında karşılık dava dilekçesiyle söz konusu araca ilişkin katılma alacağı talebinde bulunmuş ve lehine hükmolunan katılma alacağı 30.7.2008 tarihinde ödenmiştir. Adına kayıtlı söz konusu araç davacıya 13.8.2008 tarihinde teslim edilmiştir. Davacı, fiili ayrılık sürecinde adına kayıtlı aracı kullanamadığını öne sürerek 25.5.2007 tarihinde açtığı birleşen (Eskişehir 2.Aile Mahkemesi 2007/446) davada ecrimisil isteğinde bulunmuş ise de, davanın açıldığı tarih itibariyle eşler arasında boşanma hükmü kesinleşmiş değildir. Kaldı ki, aracın iadesi yönünde ihtar yapıldığına dair herhangi bir husus da öne sürülmemiştir. Bu hale göre, davalının iyi niyetli zilyet olmadığı kanıtlanamadığına göre ecrimisil isteğine ilişkin davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamıştır.
    Davacı 21.10.1992 tarihli mehir senedine dayanarak kişisel eşyası ziynetlerinin evlilik birliği içinde paraya çevrildiğini bildirerek tazmini isteğinde bulunmuştur. Davalı tarafından da parafı ve imzası ikrar edilen mehir senedi içeriğine göre, belirlenen miktarda altının davacıya verildiği sabittir. Her ne kadar davalı taraf altınların evlilik tarihinden hemen sonra kaybolması nedeniyle, evlilik birliği içinde sarfının mümkün olmadığını savunmuş ise de, dosya kapsamında ve toplanan delillerde bu husus ve aksi kanıtlanamadığına göre, mehir senediyle davacıya verilen altınların değerine ilişkin olarak verilen hükümde de usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve davalı vekilinin bunlara ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ecrimisil ve altın alacağına ilişkin bölümlerinin ONANMASINA,
    Taraf vekillerinin Adana’daki mesken bakımından hükmolunan katkı payı alacağına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dava konusu mesken nitelikli 5776 ada 3 parselde 18 numaralı bağımsız bölüm 12.11.1999 tarihinde tapuda SS.Emirhan Konut Yapı Kooperatifinden satın alma yoluyla davalı adına tescil edilmiş, bilahare boşanma davasının açıldığı tarihten sonra 31.8.2005 tarihinde davalının kardeşine satış suretiyle devredilmiştir. Davacı tarafından katkının yapıldığı iddia edilen taşınmazın satın alındığı tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Her ne kadar davalı taraf kişisel malı evlilik öncesi aldığı taşınmazın satış parasıyla nizalı meskenin alındığını savunmakta ise de, dosya arasına getirtilen ilgili taşınmazın alım satım tarihlerinin evlilik tarihinden önce olduğu anlaşıldığına göre bu savunmaya itibar edilmemiş olması isabetlidir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarihe göre, eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Buna göre, eşlerin birbirlerinin mal varlıklarının edinilmesine katkılarının kanıtlanması durumunda, katkı oranında alacak hakkı doğar. Dosya arasında bulunan bir kısım çalışma ve gelir belgeleri incelendiğinde; davacının evliliğin başlangıcından bu yana öğretmen, davalının ise havacı astsubay olarak çalıştıkları belirlenmiştir. 743 sayılı MK.nun yürürlükte bulunduğu, 1.1.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya parayla ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekir.
    Somut olayda her iki taraf çalıştığına göre evlilik birliği içinde çalışma karşılığı edinilen dava konusu taşınmaza katkıda bulunduklarının kabulü gerekir. Mahkemece tarafların bir kısım gelir bilgilerinin getirtilmesi suretiyle hazırlatılan ve benimsenen bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan hesaplama usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Öncelikle, tarafların gelir bilgilerinin (davalı tarafından öne sürülen uçuş paraları dahil) evlenme tarihlerinden başlayarak dava konusu taşınmazın edinildiği tarihi de kapsar şekilde eksiksiz olarak getirtilmesi gerekir. Bundan sonra toplanan deliller ve dosya kapsamının değerlendirilmesi, gerektiği takdirde dosyanın katkı payı alacağının hesaplanması bakımından hukukçu bilirkişiye tevdii ile kocanın 743 sayılı MK.nun 152. maddesi hükmü uyarınca aileyi geçindirme yükümlülüğünün ve tarafların sosyal konumları gereği kişisel giderlerinin gözönünde bulundurularak, dava konusu taşınmazın edinme tarihi itibariyle eşlerin herbirinin yapabilecekleri tasarruf miktarının belirlenerek katkı oranlarının tespit edilmesi ve niza konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenen değeriyle çarpılarak katkı payı alacağı miktarının saptanması gerekir.
    Kabul şekline göre de; 743 sayılı MK.nun 170. vd. maddelerinde düzenlenen mal ayrılığı rejiminde koca karısının münasip bir derecede aile masrafına iştirakini isteyebilir. Kadının bu suretle iştiraki, kocanın hiçbir vakitte iade ve tazmin mükellefiyetini de icap ettirmez (MK.190/2. m.). Davalı koca, davacıdan uygun oranda aile giderlerine katılmasını istediğini ileri sürmediği gibi, bu yönde bir isteği de mevcut olmadığı ve alınmış bir mahkeme kararı da bulunmadığı halde hükümde dayanılan bilirkişi raporunda resen davacı gelirinden aleyhine MK.nun 190. maddesi gereğince % 30 oranında aile giderlerine iştirak yükümlülüğü düşülmesi de doğru olmamıştır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün Adana’daki taşınmaza dair katkı payı alacağına ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, aşağıda dökümleri yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına ve 356,40 TL onama harcının da peşin harçtan mahsubu ile artan 295,95 TL"nin istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 29.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi