Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1788
Karar No: 2021/9672
Karar Tarihi: 15.06.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/1788 Esas 2021/9672 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/1788 E.  ,  2021/9672 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... 1. İş Mahkemesi

    Dava, davalı Kurumca yapılan tespit nedeniyle teşviklerden faydalandırılmaya yönelik işlemin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, ... Pastanesi tabela unvanı ile ... Merkez de pasta imalatı ve satışı yapmak suretiyle işyeri işlettiğini, dava konusu dışında yapılan bir şikâyet üzerine SGK tarafından cezası kesildiğini ve denetim neticesinde hukuka aykırı bir tutanak tutulduğunu, kurum tarafından işçilerin özlük dosyası ve bir takım evrakların istendiğini, istenilen evrakların süresi içerisinde kuruma teslim edildiğini, buna rağmen dava dışı ..."in SGK"sız çalıştırıldığından bahisle idari para cezası uygulandığını, ayrıca teşvikten faydalandığından bahisle 1 yıllık eksik alınan primlerin iadesine karar verilerek istendiğini, söz konusu primleri kuruma ödediğini, ..."in tahkikat aşamasında çalışmadığını ancak firmalarından önce faaliyetine son veren ... Pasta Baklava Dondurma Gıda San. Ltd. Şti."nin işçisi olduğunu, müvekkilinin, 05.03.2015 tarihinde faaliyete başladığını ve SGK"sız çalıştırıldığı iddia edilen ... isimli şahsı yaşı küçük olması nedeni ile yeni faaliyete başlayan işe devam ettirmediğini, ancak ailesinin baskısı sonucu yaklaşık 25 gün sonra 30.03.2015 tarihinde işe başlangıcının yapıldığını, firmanın tabela isminin ... Pastanesi olarak kalması ve işletmenin işçileri ile birlikte ... işveren unvanı ile faaliyetine devam etmesi nedeni ile gelen kurum memurlarının sorduğu sorulara 15 yaşında olan ..."in 1,5 yıldır burada çalıştığını söylediğini, aradaki boşluk ile firma sahibinin değiştiğini söylemediğini, kurum görevlilerinin de dava dışı ..."in beyanı üzerine, aralıksız çalıştığını düşünerek 05.03.2015 - 30.03.2015 tarihlerinde ..."in SGK"sız çalıştırıldığından bahisle 03.09.2016 tarih 11909535 sayılı dava konusu işlemi gerçekleştirdiğini, müvekkilinin dava dışı ..."in fiilen çalıştığı dönem olan 30.03.2015 tarihleri arasında tüm beyannamelerinin ve prim işlemlerinin yapıldığının kurum kayıtları ile sabit olduğunu; yine dava dışı ..."in işe giriş bildirgesinin geç verildiği tespiti noktasında da hukuka aykırılık olduğunu, sadece işçinin teftiş aşamasında orada bulunmasının fiili anlamda çalıştığı anlamına gelmeyeceğini, çalışıldığı iddia edilen dönemde dava dışı ..."in işvereninin emir ve talimatı altına iş görme borcu altına girmediğini, işyerinin çalışma iddiası olan dönemde kapalı olduğunu, işçi ile işveren arasında bağımlılık ilişkisinin mevcut olmadığını, sigortalılık koşullarının oluşmadığını, beyan ederek, davanın kabulüne, ilgili tutanağın iptaline, bununla bağlantılı olan resen tahakkuk ettirilen teşvik nedeni ile iadesi istenen ve ödenen primlerin dönemsel yasal faiz işletilerek iadesine, buna bağlı idari para cezaları hususunda borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davanın yersiz olduğunu, 1037379.058 sicil numarası ile işlem gören davacıya ait işyerinin 14.05.2014 tarihinde kanun kapsamına alındığını ve halen faaliyetine devam ettiğini, kurum prim tahakkuk ve tahsilat servisinin 25.03.2015 tarih 4814024 sayılı denetim gerekçesinde belirtildiği üzere, işyerinde çalışanların sigorta primlerinin aldıkları ücretler üzerinden yatırılmadığı ve eksik yatırıldığı ihbarı üzerine kurumca işyerinde denetim yapıldığını, yapılan inceleme neticesinde 08.08.2016 tarih 2016/ÖÇ/062 sayılı durum tespit raporunun düzenlendiğini, incelemeler neticesinde tespit edilen eksiklikler kapsamında işlem tesis edildiğini, görevliler tarafından düzenlenen tutanağın aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğunu beyanla yersiz açılan davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    Dosya kapsamı evrak, SGK denetim raporu, bilirkişi raporu, tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; Dr. Sadık Ahmet Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından verilen müzekkere cevabında dava dışı ..."in çıraklık kaydına rastlanılmadığı bildirilmiştir. ... 15.08.2017 tarihli duruşmada tanık olarak alınan beyanında 05.03.2015-31.03.2015 tarihinde çalışmadığını, denetimin yapıldığı tarihte işyerinde işçi olarak çalışmakta olduğunu beyan etmiştir. ... 19.05.1999 doğumlu olup, 05.03.2015 tarihinde 15 yaşını doldurmuştur. Davacı işveren tarafından 25.05.2015 tarihinde sigortalı ..."in 05.03.2015 tarihinde işe başladığına dair işe giriş bildirgesi verilmiştir. Davacı asil 14.05.2015 tarihinde yapılan denetimde, ... isimli sigortalının askerden geldiğini ve denetimin yapıldığı gün işe başlamış olduğunu beyan etmiştir. Bu beyana ve tutanak altında yer alan imzaya ilişkin itirazı bulunmamaktadır. Nitekim bu beyanı dosya kapsamında Kuruma verdiği dilekçelerinde de tekrar etmiştir. 5510 sayılı yasarım 8. maddesine göre "işverenler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıç tarihinden önce, sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlü olduğu" düzenlenmiş; sigortalılığı başlangıcına ait 7. madde ise "sigorta hak ve yükümlülükleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya, başladıkları tarihten itibaren başlar" düzenlemesini içermektedir. Bu kapsamda; Davacı işveren tarafından sigortalı ..."in 05.03.2015 tarihinde iş başladığına dair 25.05.2015 tarihinde verilen işe giriş bildirgesi ve sigortalı ..."ın denetimin yapıldığı gün işyerinde çalıştığına dair kabulü karşısında; 14.05.2015 tarihinden Kurum denetim ve kontrolle görevleri memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinde hukuka aykırılık bulunmadığı,..." gerekçesiyle asgari ücret desteğinin iadesine yönelik talebin kabulüne, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, Dosya kapsamı, dinlenen bordro tanıklarının beyanı, ..."in 5.3.2015 tarihinde işe başladığına ilişkin olarak 25.5.2015 tarihinde verilen işe giriş bildirgesi, anılan şahsın denetim günü orada bulunması, sigortalı ..."ın denetim günü işyerinde çalışma başladığının davalı işverenin tutanakta imzalı beyanıyla kabul edildiği, bir gün öncesinden işe giriş bildirgesinin verilmediği, tanık beyanlarının çalışma ilişkisini teyit ettiği, sigortalı ..."in çırak olduğu belirtilmesine karşın öncesinde de 2014 yılından itibaren davacının babası adına kayıtlı işyerinden bildiriminin olduğu ve ... Valiliği, Dr. ... Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğü"nün 05.09.2017 tarihli yazısında, dava dışı ..."in merkezlerinde herhangi bir çıraklık kaydına rastlanmadığının bildirildiği ve tutanağın aksinin sabit olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle istinaf başvurusunda bulunan taraf ve istinaf sebepleri de gözetilerek yapılan istinaf incelemesine göre; incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı Maliye Bakanlığı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 bendi uyarınca oy birliğiyle esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı vekili, davacı hakkında kurumca yapılan işlemin yasal ve hukuka uygun olduğunu, bu nedenle davanın reddine dair karar verilmesi gerektiğini beyanla, kararın bozulmasını istemiştir.
    Davacı vekili, davanın tamamen kabul edilmesi gerektiğini, aksi yöndeki kararın bozulması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
    V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Eldeki davanın, sosyal güvenlik mevzuatında prim teşviki, destek ve indirim uygulamalarından kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
    Eldeki davanın, sosyal güvenlik mevzuatında prim teşviki, destek ve indirim uygulamalarından kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
    Öncelikle; davaya konu uyuşmazlığın dava dışı sigortalıların çalışmalarının varlığı noktasında toplandığı dikkate alındığında, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalıların da davada taraf olmasında hukuki yararının olduğu anlaşıldığından, davanın sadece ... hakkında yürütülüp sonuçlandırılması isabetsizdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.12.2011 günlü 2011/21-632 E;, 2011/784 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava sonucunda verilecek karar, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalının da hak alanını ilgilendirdiğinden, davacı tarafa harcı da yatırılmak suretiyle yöntemince söz konusu sigortalıların davaya HMK 124. Madde uyarınca katılımının sağlanması (davanın teşmil edilmesi) için süre verilmesi, anılan sigortalının gösterdiği deliller de toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, belirtilen eksiklik giderilmeden ve pasif ehliyet yönü halledilmeden yargılamanın sürdürülmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ayrıca, 5510 Sayılı Yasanın 81 (İ) maddesinde yer alan teşvik indirimlerinden faydalandırılma istemine ilişkin olarak açılmış olan davada, davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş ise de, yargılama ve temyiz aşamasında 01.04.2018 tarihi itibari ile 5510 sayılı Yasanın ek 17. maddesi yürürlüğe girmiş, olup, bu maddenin ilk fıkrasında aynen:
    “Bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.” Hükmü ve ikinci fıkrasında ise;
    “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde bu Kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son bu maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay içinde Kuruma başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.” şeklinde belirtilmiş hükümleri mevcut olup, bu yeni madde hükümleri ile tüm teşvik unsurlarından faydalandırılma veya fazla ödemelerin iadesi veya değiştirme istemleri hakkındaki uyuşmazlıklarda ek 17. maddede yer alan hükümlerin irdelenmesi gerektiği açıktır.
    Değinilen Ek 17. maddenin üçüncü fıkrasında ise; “Bu maddenin ikinci fıkrası kapsamında talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak üç yıl içinde ödenir. Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yılsonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.” Hükümleri mevcuttur.
    Eldeki davada ise, Ek 17. maddenin yürürlüğe girmesi ile birlikte “5510 sayılı Yasa veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlere ilişkin olarak 5510 sayılı Yasa ile birlikte anılan ilgili kanunların teşvik veya destek hükümlerinde yer alan yararlanma şartlarının mahkemelerce irdelenmesi gerekmekle birlikte, değiştirme veya oluşabilecek fark prim tutarlarının iadesi istemleri hakkında yapılacak değerlendirmede; aynı maddenin ikinci veya üçüncü fıkrasındaki hükümlerin de uygulanıp uygulanmayacağı hususunda bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
    Diğer taraftan Ek 17.maddenin 4. fıkrası hükmündeki “Görülmekte olan davalarda, ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu"nca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır.” İbaresinin iptali için Anayasa Mahkemesi"ne başvuruda bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesince 19.02.2020 gün ve 2018/139 E. 2020/12 K. Sayılı karar ile bu hükmün iptaline karar verilmiş olup, karar 05.05.2020 tarih ve 31118 sayılı Resmi gazetede yayımlanmıştır.
    Anayasa"nın 153. maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak Resmi Gazete"de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir. Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları, idari makamlar, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 33. maddesi hükümlerine göre, Türk hukukunu resen uygulamakla yükümlü olan mahkemelerin ve giderek Yargıtay’ın iptal kararı ile yok hükmünde olan ve böylece yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulü doğal olup, bu yönde bir uygulama yapılmasına imkânı yoktur. Belirtilmelidir ki, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararları, bozma kararları ile oluşan usulü kazanılmış hakların istisnasını teşkil ederler. Buna göre; usuli kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken bir kanun maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği takdirde artık usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararıyla ortaya çıkan yeni hukuki duruma göre karar verilir. Şu halde, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararı karşısında, yeni oluşan durumun kesin hüküm halini almamış derdest tüm davalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır.
    Eldeki davada ise, mahkemece, yazılı şekilde karar verilmiş ise de, Ek 17. maddenin gelmesi ile oluşan bu yeni durumun dikkate alınması ile davaya konu uyuşmazlığa ilişkin yasal tüm dayanaklar ve teşvik hükümlerinden faydalandırılma, fazla ödenen tutarların iadesi/mahsubu istemleri bakımından ek 17. maddenin ilk üç fıkrası da dâhil olmak üzere yasal tüm dayanaklar irdelenmeli, teşvik veya destekten faydalandırılma şartlarının varlığı ile birlikte incelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi