11. Ceza Dairesi 2018/1164 E. , 2020/3862 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- 2006 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekili ve sanık müdafinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Sanığa yüklenen suçun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekili ve sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun"un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
2-2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne katılan vekili ve sanık müdafinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 19.08.2010 tarih, 2010/8134 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında defter, belge gizleme suçundan; 04.09.2010 tarih 2010/8625 Esas sayılı iddianamesi ile 2006, 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan dava açıldığı; 2007 takvim yılına ait defter ve belgelere ilişkin istem yazısının sanığa 14.05.2010 tarihinde tebliğ edildiği, atılı suç yönünden suç tarihinin, "30.05.2010" olduğu, sahte fatura düzenleme ve defter, belge gizleme suçlarının birbirinden farklı ve birbirine dönüşmeyen suçlar olduğu; sahte fatura düzenleme ve defter, belge gizleme suçlarının hukuki anlamda tek ve aynı fiil ile işlenmediği, bu nedenle fikri içtimayı düzenleyen TCK"nin 44. maddesinin olaya uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilerek atılı suçlar yönünden zamanaşımı süreleri de nazara alınarak ayrı ayrı hüküm verilmesi gerekirken atılı suçlar yönünden tek hüküm kurulması,
3-2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekili ve sanık müdafinin temyiz nedenlerinin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz nedenlerinin reddine; ancak:
a)213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4369 sayılı Kanun"la ile değişik 359/b-1. maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş iken 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun"un 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü, suç tarihinin 2008 yılı Temmuz ayı olmasına göre, 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçunun cezasının alt sınırının 3 yıl hapis olduğu gözetilmeden, temel cezanın 18 ay hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
b)Aynı takvim yılı içerisinde farklı tarihlerde düzenlenen sahte fatura eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme sahte fatura düzenleme suçunu oluşturacağı gözetilmeden eksik ceza tayini,
c) 5237 sayılı TCK"nin 51/7. maddesinde "Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine" karar verileceği öngörüldüğü halde, “sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi hâlinde, ertelenen cezanın aynen infaz edileceği hususunun kendisine ihtarına” karar verilerek infazın kısıtlanması,
d)Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki hak yoksunluklarının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 2007 takvim yılı yönünden sair yönleri incelenmeksizin, 2008 takvim yılı yönünden hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.07.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.