19. Ceza Dairesi Esas No: 2016/8427 Karar No: 2017/10451
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/8427 Esas 2017/10451 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yerel mahkeme tarafından verilen hüküm temyiz edildi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına referans verilerek, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında mağdurun toplum olduğu, tüzel kişilerin suçtan zarar görseler bile mağdur sayılmayacakları belirtildi. Benzer eylem nedeniyle sanık hakkında başka bir dava dosyası olduğu ortaya çıktı. Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK'nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması gerektiği ifade edildi. Sanığın hüküm giymesine bağlı olarak hak yoksunluğuna hükmedilmesi durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin yanlış yazıldığına dikkat çekildi. Kanunlar: 5846 Sayılı Kanun, 5237 Sayılı TCK (53. madde), 1412 Sayılı CMUK (321. madde).
19. Ceza Dairesi 2016/8427 E. , 2017/10451 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğu, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylem nedeniyle sanık hakkında; İstanbul Anadolu Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 14.07.2014 tarih ve 2013/1229 Esas, 2014/859 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2016/4958 Esasında kayıtlı olan dava dosyasının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında; Anılan dosyanın incelenerek mümkün olması halinde birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, 2- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, 3- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 20.10.2012 yerine 18.10.2012 olarak yazılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 04.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.