Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/1117 Esas 2009/4825 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/1117
Karar No: 2009/4825
Karar Tarihi: 27.4.2009

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/1117 Esas 2009/4825 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı Hazine, tapuda davalılar adına kayıtlı bir parselin kıyı-kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürerek tapu iptal isteğinde bulunmuştur. Davalılar ise davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davacının iddiasının sabit görülmesi üzerine davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalılar tarafından temyize edilmiş olan kararda, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içinde kaldığına dair iddianın hak düşürücü süre içinde oluştuğu ve dolayısıyla davanın reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme, yürürlükteki yasal düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda kararı geçerli saymamış ve davalıların temyiz itirazının kabul edilerek hükmün bozulmasına karar vermiştir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 12. maddesi ve 5841 sayılı Yasa'nın 2. ve 3. maddeleri ile geçici 8. maddesidir. Bu maddelerde, çekişmeli taşınmazın hak düşürücü süresinin geçtiği belirtilmektedir ve sonradan çıkan yasal düzenlemelerin eski davalara da uygulanacağı vurgulanmaktadır.
1. Hukuk Dairesi         2009/1117 E.  ,  2009/4825 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 12/12/2007
    NUMARASI : 2006/141-2007/438

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı Hazine, tapuda davalılar adına kayıtlı 2809 sayılı parselin kıyı-kenar çgzisi içinde kaldığını ileri sürerek, tapu iptal isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı iddiası sabit görülerek, davanın kabulüne karar  verilmiştir.
    Karar,  davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisi  içerisinde kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin  kütükten  terkini  isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine ve toplanan  delillere göre; çekişme  konusu taşınmazın geldisi 2152-2153 ile 2154 parsel sayılı taşınmazların  kadastro  tespitinin 17.9.1980 tarihinde yapıldığı, 31.3.1981"de  kesinleştiği ve davanın  31.1.2006 tarihinde açıldığı  anlaşılmaktadır.
    Her nekadar, nizalı  taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içinde  kalan bölümü devletin hüküm ve  tasarrufu  altında ve kamu malı niteliğinde  özel  mülkiyete  konu olamayacak  (Anayasanın 43, 3402 Sayılı  Kadastro Yasasının 16/C  maddesi gereğince  )  yerlerden  olduğu  keşfen saptanmış ise de; 25.2.2009  tarihinde  kabul edilip 14.3.2009  tarihinde yürürlüğe giren  5841 Sayılı Yasanın 2.  maddesi ile  3402 Sayılı Yasanın 12.  maddesinin 3. Fıkrasına  eklenen  " bu hüküm iddia ve taşınmazın  niteliğine  yahut  Devlet ve  diğer kamu tüzel kişileri  dahil  tarafların sıfatına  bakılmaksızın  uygulanır" ve 3. maddesi ile eklenen geçici 8. maddesinin  " bu kanunun 12.  maddesinin 3. fıkrası hükmü devletin hüküm ve  tasarrufu altında  olduğu iddası  ile yürürlük  tarihinden önce  açılmış ve  henüz kesin   hükme  bağlanmamış olan davalarda  dahi  uygulanır"  şeklindeki  hükmü  gözetildiğinde  kadastro  tespitinin  kesinleştiği tarih olan  31.3.1981 ile davanın açıldığı tarih  arasında  3402 Sayılı Yasanın 12.  maddesinde  sözü edilen  10 yıllık  hak düşürücü sürenin  geçmiş  olduğu sabittir.
    Hemen belirtilmelidir ki; sonradan çıkan İçtihadı Birleştirme Kararı ile yürürlüğe giren yasa hükümlerinin kesin hüküm halini almamış eldeki davalara da uygulanacağı tartışmasızdır. Esasen, 9.5.1960 tarih 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı sonradan yürürlüğe konulan İçtihadı Birleştirme Kararının kazanılmış hakkın istisnasını teşkil edeceğini öngörmüştür.
    O halde,  yukarıda belirtilen yasal  düzenlemeler karşısında davanın  hak düşürücü süreden  dolayı  reddine karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.
    Öyleyse, davalıların temyiz itirazlarınIn kabulü ile  hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.  maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.4.2009 tarihinde oybirliğiyle  karar verildi.


     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.