7. Ceza Dairesi 2015/3401 E. , 2017/9858 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
5237 sayılı TCK.nun 3/1. madde ve fıkrasındaki “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” düzenlemesi ile aynı yasanın 61. maddesindeki “Hakim, somut olayda; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını, failin güttüğü amaç ve saiki, göz önünde bulundurarak, işlenen suçun Kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.” düzenlemesi dikkate alınarak, ele geçen kaçak eşya miktarı ve yasada öngörülen cezanın üst sınırı gözetilerek, daha yüksek miktardaki kaçak şekeri ticari maksatla bulunduran kişilere verilebilecek cezaya göre hakça artırım yapılması gerekirken orantılılık, adalet ve nesafet kurallarıyla bağdaşmayacak şekilde ve ayrıca hapis ve gün adli para cezalarının para cezasına çevrilmesinde teşdit uygulaması yapılarak fazla ceza tayini,
CMK.nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine engel hali bulunmayan ve savunmasında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep eden sanığa, kaçakçılık suçlarında, yasal olmayan yollardan yurda getirilen veya yurt içinde alım satıma konu edilen eşyanın, ithalinde öngörülen gümrük vergileri ile diğer eş etkili vergiler ve mali yüklerin ödenmemesi nedeniyle, yoksun kalınan miktarın kamu zararı olduğu bildirilmesi gerekirken, gümrük müdürlüğü tarafından tespit edilen suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin kamu zararı olarak benimsendiği ve bu miktarın sanığa bildirildiğinin anlaşılması karşısında; mahkemece kaçak eşyaların vergiler toplamının tespiti ile kamu zararı olarak sanığa bildirilmesi ve bu zararın ödenmesi için süre verilerek sonucuna göre CMK.nun 231/9. maddesi de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, bu husus ikmal edilmeden, sanığın zarar miktarında yanıltılarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Yasanın 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK.nun 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Yasanın 106. maddesinin 4. ve 9., yine 18.06.2014 tarihli 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile 3. ve 8. fıkralarındaki değişiklikler ve 10. fıkrasının yürürlükten kaldırılmış olması göz önüne alındığında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde, verilen ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin belirtilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.11.2017 günü oybirliğiyle karar verildi.