19. Ceza Dairesi Esas No: 2016/1935 Karar No: 2017/10447
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/1935 Esas 2017/10447 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine hükmetmiştir. Ancak, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında mağdurun toplum olduğu, tüzel kişilerin suçtan zarar görmelerine rağmen mağdur sayılmayacağı ve meslek birliklerinin şikayetçi olmasının durumu değiştirmeyeceği belirtilmiştir. Sanığın benzer eylem nedeniyle İstanbul Anadolu Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinde verilip bozulmuş bir dava dosyasının da mevcut olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, anılan dosyanın incelenerek birleştirilmesi ve sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK'nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması gerektiği sonucuna varılmış ve karar bozulmuştur. Kanun maddeleri ise; 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'daki suç teorisi ve 43/1. madde olarak belirtilmiştir.
19. Ceza Dairesi 2016/1935 E. , 2017/10447 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğu, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylem nedeniyle sanık hakkında; İstanbul Anadolu Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 25.03.2014 tarih ve 2013/131 Esas, 2014/384 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2015/34665 Esasında kayıtlı olan dava dosyasının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında; Anılan dosyanın incelenerek mümkün olması halinde birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 04.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.