Esas No: 2021/5393
Karar No: 2022/5715
Karar Tarihi: 12.09.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5393 Esas 2022/5715 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, yüksek oranda faiz verileceği garantisiyle davalı şirkete para verdiğini ancak parasını geri alamadığını ileri sürerek ödediği paranın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davacının davalı ...’a yönelik alacak davasının kısmen kabulüne karar vermiş, ama fazlaya ilişkin taleplerini reddetmiştir. Davacı vekili bu kararı istinaf etmiştir. Bölge adliye mahkemesi, istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermiştir. Ancak, HMK’nın belirlediği dava şartlarına uygun olarak, kesin hüküm itirazının öncelikle incelenmesi gerektiğini belirten kanun maddelerine uyulmadığından bozma kararı verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi kararı BOZULMUŞ ve dava dosyası yeniden incelenmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmiştir. Kanun maddeleri: HMK'nın 114/1-ı-i, 115/1-2, ve 303/1 maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30.09.2019 tarih ve 2019/174 E. - 2019/583 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 08.04.2021 tarih ve 2019/1879 E. - 2021/503 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin yatırılan paraların istendiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranlarda faiz verileceği garantisi ile davalı şirkete para verdiğini, müvekkilinin defalarca talep etmesine rağmen parasını geri alamadığını ileri sürerek ödediği paranın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada davacının davalı ...’a yönelik alacak davasının kısmen kabulü ile 26.271,10 TL'nin dava tarihinden itibaren yıllık %9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak yasal faiz ile birlikte adı geçen davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davasının davalı şirkete yönelik davasının ise dava şartı yokluğundan usulden reddine (kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddine) karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince taraflar arasında görülmekte olan davanın 05.12.2019 tarihinde 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesiyle 3332 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 4. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı şirket vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava; geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, davalılardan ...tarafından süresinde ve usulüne uygun olarak yapılan kesin hüküm itirazı değerlendirilmiş ve bu davalı yönünden davanın kesin hüküm sebebiyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi üzerine ise bölge adliye mahkemesince uyuşmazlığa 3332 sayılı Yasa’nın geçici 4. maddesinin uygulanması gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak dava ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Ancak, HMK’nın 114/1-ı-i maddleri uyarınca, aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması ve aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartları olarak belirlenmiştir. HMK’nın 115/1-2. maddeleri uyarınca, mahkemelerin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilecektir. Öte yandan mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. HMK 303/1 maddesi ise bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerektiğini hüküm altına almıştır.
Bu durumda, dava şartlarından olan kesin hüküm itirazının öncelikle incelenmesi gerekirken bölge adliye mahkemesince 05.12.2019 tarihinde 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesiyle 3332 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 4. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak künyesi verilen kanun maddesine öncelik tanınması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı şirkete iadesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.