Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7973
Karar No: 2019/613

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/7973 Esas 2019/613 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/7973 E.  ,  2019/613 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili 11/04/2014 havale tarihli dava dilekçesi ile; davalılar ve murisleri adına kayıtlı ... ili, ..., ... köyü, 120 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tamamının ... olduğunu ve taşınmazın kesinleşmiş Devlet Ormanı olarak ... tahdit sınırları içerisinde kaldığını, taşınmazın bir kısmının öncesi itibarıyla ... olduğu gibi, yapılan ... kadastrosu çalışmaları sırasında ... tahdit sınırları içerisinde bırakılmış ve halen de eylemli durumları itibarı ile ... niteliğine haiz olduğunu, taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı veya diğer yollar ile özel mülkiyete konu oluşturmasının hukuken mümkün olmadığını belirterek davalılar ve murisleri adına tapuda kayıtlı ... ili, ..., ... köyü, 120 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, ... vasfıyla ... adına tapuya tesciline, tapu kaydında .... kişi ve kurumlar lehine konulan şerhlerin terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının iptali ve tescil ile müdahalenin men’i istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre ... kadastrosu, 1988 yılında kadastrosu yapılmamış ormanların kadastrosu, aplikasyon ve .../B uygulaması yapılmıştır.
    Dosya kapsamından dava konusu taşınmazın geldisini oluşturan 455 parsel sayılı taşınmazın, yörede 1963 yılında yapılan kadastro sırasında 21/10/1942 tarih 398 sıra numaralı tapu kaydına istinaden ... oğlu ... ve ... ve ... adına 21460 m² yüzölçümü ile tespit ve tescilinin yapıldığı, yenileme kadastrosu sonucu 120 ada 8 parsel sayısı ile tescil edilen taşınmazın 27/11/2013 tarihinde ifraz edilerek 7063 m²"sinin 120 ada 15 parsel sayısı ifrazen aynı malikler adına tescil edildiği, ... sınırı içinde kaldığına ilişkin şerhin de aynı tarihte yazıldığı, 14271 m² kısmının ise 120 ada 16 parsel sayısı ile tescil edildiği anlaşılmıştır.
    Davanın özelliği nedeniyle maki tespit komisyonlarının kuruluşunun ve yaptıkları işlemlerin niteliğinin belirlenmesi zorunlu görülmüştür.
    ...) 22.03.1996 tarih .../... sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile "5653 sayılı Kanunla değişik 3116 sayılı Kanunun (...-e) maddesi uyarınca kurulan maki tespit komisyonlarının yasal ve yaptıkları işlemlerinde geçerli olduğu ve makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verilmesi gerektiği" kabul edilmiş olduğuna göre, bunun karşı kavramından yasaya uygun kurulmayan komisyonların yasal olmayacağı ve yine yasaya uygun kurulmayan ve yasaya uygun görev yapmayan komisyonların yaptıkları işlemlerin de yasal olmayacağı ve makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapu kayıtları dışında kalan başka tapu kayıtlarına değer verilemeyeceği ve bu yerlerin zilyetlikte kazanılması konusunun içtihadı birleştirme kararının konusu olmadığı, ...) 24.03.1950 tarihinde kabul edilip, 03.04.1950 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 3116 sayılı Kanunun 5653 sayılı Kanunla değişik .... maddesi “Devlet Ormanlarının ve bu ormanların içinde ve bitişiğindeki otlak, yaylak, kışlak, sulak; diğer ormanlar ve her nevi arazinin sınırlaması işi bir yüksek ... mühendisinin başkanlığı altında Adalet Bakanlığınca hukuk mezunları arasından tayin edilecek bir hukukçu üye ile il genel meclisi daimi encümeni tarafından seçilecek bir üyeden müteşekkil bir komisyon tarafından yapılır. Bu komisyonlar beldelerde belediye encümenleri, köylerde ihtiyar kurulu tarafından seçilecek lüzumlu bilirkişilerin fikirlerinden de faydalanılır...” şeklinde olup, komisyonların nasıl ve kimlerin katılımı ile kurulacağını gösterdiği halde, ... Genel Müdürlüğünün 17.08.1950 tarihli tamimi ile yürürlüğe konulan Makilik ve ... Sınırlarının Tesbitine Ait Yönetmeliğin "Amaç" başlıklı .... maddesi “5653 sayılı Kanunun birinci maddesinin (E) bendi hükmü ile ormandan sayılmadığı belirtilen ve memleketimizde Karadeniz"in Kızılırmak"tan itibaren batısında, Ege ve bilhassa Akdeniz sahil mıntıkalarındaki devamlı hasılat vermeyen veya muhafaza ormanı mahiyetini taşımayan makiliklerin ... sahaları ile tedahüllerini önlemek için .../25000 mikyaslı askeri haritaları bulunan ilçelerde ve diğer lüzum ve zaruret görülen yerlerde makilik ve ... sahalarının birleştiği hatlar üzerindeki ... sınırları ... tahdit komisyonları veya mahalli ... işletme teşkilatı tarafından teşkil edilecek komisyonlar tarafından tesbit olunacak ve arz üzerinde özel işaretler ile belli edilecektir.
    Komisyonların çalışmaları sırasında mıntıkasındaki işlerden bilgi edinmek ve komisyonda çalışmak üzere o yerin bölge şefi ... bakım memuru da bulundurulacaktır." şeklindedir.
    Görüldüğü gibi; yönetmelikte, makiye ayırma işleminin ... tahdit komisyonları tarafından yapılacağı belirtildikten sonra, yasaya aykırı olarak mahalli ... İdaresince oluşturulacak komisyonlar tarafından da yapılabileceği öngörülmüştür. Yönetmelikler, yasa ve tüzüklerin uygulama alanını gösterir, yasalardaki düzeni değiştirir yeni hükümler getiremez. Hukukun en temel ilkelerinden olan hukukun üstünlüğü ilkesi gereğince, hukukun şekli kaynaklarından olan yasalar, Anayasa hükümlerine, yasaların uygulamasında karşılaşılacak sorunların açıklığa kavuşturulması için çıkarılan yönetmelikler de kaynağını bulduğu yasalara aykırı olamaz. Aykırılık durumunda, Türk ulusu adına yargı yetkisini kullanan mahkemeler Anayasa ve yasaya aykırı olan idari tasarruf niteliğinde olan yönetmeliği uygulayamaz ve yasalara aykırı yönetmelik hükümlerine değer veremez. Hukuk Genel Kurulunun 02.03.2005 gün 2005/11-81-118 K. ve 30.06.1999 gün ve 1999/21 - 892 - 864 sayılı kararları da bu yöndedir.
    Yine, 3116 sayılı Kanunun 5653 sayılı Kanunla değişik (...-e) maddesi ile "maki cinsinden her türlü ağaçlıklarla örtülü yerler ... sayılmaz" hükmü getirildiği halde, ... Genel Müdürlüğünün 17.08.1950 tarihli tamimi ile yürürlüğe konulan Maki Yönetmeliğinin .../... maddesinde, hangi cins ağaççıkların maki florası olduğu açıklandıkan sonra, aynı maddenin ikinci fıkrasında "Yukarıda sayılan ağaççıklardan müteşekkil formasyonla örtülü sahalar düz ve inbat kabiliyeti fazla olan yerlerde, işgal sahaları itibariyle % 10 nisbetine kadar koru ve % 25 nisbetine kadar baltalık ... teşkil eden ağaçları ihtiva etse dahi maki sayılır" şeklinde belirtilmiştir.
    Görüldüğü gibi, Kanunun (...-e) maddesi ile sadece "maki cinsinden her türlü ağaçcıklarla örtülü yerler ... sayılmaz" hükmüne karşılık, yönetmeliğin .../... maddesi ile "% 10 nisbetinde koru ve % 25 nisbetinde baltalık ormanların da maki sayılacağı" belirtilerek, yasanın ... olarak tanımladığı yerler yasaya aykırı olan yönetmeliğin bu maddesi ile maki sayılmış ve maki kavramı ... aleyhine genişletilmiş olduğundan, yukarıda belirtildiği gibi yasaya aykırı yönetmeliğe değer verilemez.
    ...) Yörede ... kadastrosu 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşmiştir. ... kadastrosunun yapıldığı tarihte 3116 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince ... kadastrosuna itiraz süresi üç aydır. Bu süreyi geçirenler için 08.09.1956 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı ... Kanununun muvakkat .... maddesi hükmü ile "3116 sayılı Kanunun 7. maddesinde yazılı üç aylık itiraz süresini geçirenlere bu yasanın yürürlük tarihinden itibaren altı aylık itiraz süresi" getirildiği halde, bu süre içinde de ... kadastrosunun iptali için bir dava açılmamış ve dava konusu taşınmazı ... sınırları içine alan ... kadastro işlemi kesinleşmiştir. Kesinleşen ... sınırlarını değiştirmeye hiç bir merci ve makam yetkili değildir. Makiye ayırma işlemi kesinleşen ... sınırını değiştirme işlemi olmayacağından, esasen makiye ayırma komisyonlarına yasa ve yönetmelikte böyle bir yetki de verilmediğinden, yasa ve yönetmeliğe aykırı olarak makiye ayrılan taşınmaz ... sınırları içinde kalmaya devam etmesi nedeniyle, ... rejimi dışına çıkarma işleminin kesinleştiği güne kadar hukuken ... olduğunun kabulü zorunludur.
    ...) 3116 sayılı Kanunun 5653 sayılı Kanunla değişik .... maddesinin (e) fıkrasında "maki cinsinden her türlü ağaçcıklarla örtülü yerler ... sayılmaz”, aynı Kanunun .... maddesinde ise “Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer” hükümleri bulunmaktadır. Sözü edilen yasa, 03.04.1950 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun geriye yürüyeceği konusunda bu kanunda ve yönetmelikte hiç bir hüküm bulunmadığı gibi, yine kanunun ve yönetmeliğin hiç bir maddesinde “Kanunun yürürlüğü tarihinden önce kesinleşen ... sınırları içinde kalan makiliklerin, tapulu tarlaların, ham toprakların, meraların ya da çayırlıkların makiye ayrılacağı” konusunda da hiçbir hüküm bulunmamaktadır. 6831 sayılı ... Kanununu değiştiren 23.09.1983 gün 2896 sayılı ve 05.06.1986 gün 3302 sayılı kanunlar ile de ormanlar aleyhine bir takım hükümler yürürlüğe konulmuştur. Bu kanunların yürürlüğe girdiği tarihte kesinleşmiş olan ormanlarda da bu kanunların uygulanacağı konusunda hiç bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak, her iki kanunun geçici .... maddesinde "bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmasına başlanmış, ancak tamamlanmamış ... kadastrosu ve ... rejimleri dışına çıkarılması işlemleri, bu Kanun ile değiştirilen ilgili madde hükümlerine göre ... kadastro komisyonlarınca tamamlanır." hükmü bulunmaktadır. Demek ki, ... aleyhine hükümler getiren bu yeni kanunlar yürürlüğe girdikleri tarihten önce tamamlanmış ... kadastrosuna uygulanmayıp, ancak, tamamlanmamış işlere uygulanacaktır. Bilindiği gibi, kadastro işlemleri askı ilân tarihinin sonunda kesinleşir. HGK"nın 11/03/1992 gün ve 1991/14-253-1992/170 sayılı kararı ile, ... kadastro çalışmalarının bitirildiği tarihin kadastronun tamamlanma tarihi olacağını, askı ilânı, yeni kanunun yürürlük tarihinden sonraki dönemde yapılsa bile, yeni kanunun (ilân tarihinde yürürlükte olan 3373 sayılı Kanunun), eski yasanın (3302 sayılı Kanun) yürürlüğü döneminde tamamlanmış işlere uygulanamayacağına karar vermiştir.
    HGK"nın 09/03/1988 gün 1987/... - 860 - 1988/232 ve 23.11.1988 gün 1988/... - 825 - 964 ve ...12.1989 gün 1989/12 - 539 - 662 ve 06.03.2002 gün 2002/...-119 - 135 ve 26.06.2002 gün 2002/14 - 517 - 534 ve 23.10.2002 gün 2002/11-633 -847 ve 13.10.2004 gün 2004/10 - 528 - 533 ve 23.03.2005 gün 2005/14 -172 -195 ve 06.04.2005 gün 2005/10 - 183 - 241 ve 12.07.2006 gün 2006/... - 519 -527 sayılı ve daha birçok kararlarında kabul edildiği gibi, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça yeni çıkartılan kanun yürürlük tarihinden itibaren hukuksal sonuç doğurur. Başka bir anlatımla; yürürlüğe giren kanun yürürlük tarihinden önceki olaylara uygulanmaz. Bu durum, “Kanunların geriye yürümeyeceği ilkesi” ile ilgili usul hukukunun gereğidir.
    Bu durumda; 5653 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce kesinleşen ... kadastrosu sınırları içinde kalan yer makilik olduğu düşüncesiyle Kanun ve Yönetmelik hükümlerine uygun olarak kurulmayan ve yine yasa hükümlerine uygun olarak görev yapmayan komisyonlar tarafından, hiç bir yasal dayanağı bulunmayan işlemle makiye ayrılması yok hükmündedir. Komisyon, yasa ve yönetmeliğe uygun olarak kurulup kanun ve yönetmeliğe uygun olarak görev yapmış olsa dahi yine sonuç değişmeyecek, kesinleşen ... kadastrosu sınırları içinde kalan bölgede yapılan makiye ayırma işlemi yok hükmünde olacaktır.
    Öyle ise, 5653 sayılı Kanunla değiştirilen 3116 sayılı Kanunun (...-e) maddesindeki "her türlü ağaççıklarla örtülü yerler ... sayılmaz" hükmünün, kanunun yürürlük tarihinden sonra yapılacak ... kadastro işlemlerinde uygulanması gerekir. Nitekim, yönetmeliğin .../... maddesi "...muhafaza karakterini haiz bütün makiliklerle, yıllık veya periyodik devamlı ... hasılatı vermesi mümkün meyilli veya düz arazideki makilikler ... sahaları içine alınabilir." şeklindedir. Kesinleşmiş ... kadastro sahaları içinde kalan bu tür makilikler zaten ... sahası içinde ve hukuken ... olduğundan, yönetmeliğin bu maddesi gereğince, maki komisyonlarının "... sahası içine alacağı makilikler" kanunun yürürlüğe girdiği tarihte henüz ... kadastrosu yapılmamış yerlerdeki makiliklerdir.
    ...- Yine, yönetmeliğin .... maddesinde " ...devamlı hasılat vermeyen veya muhafaza ormanı mahiyeti taşımayan makiliklerin, ... sahaları ile tedahüllerini (birbirinin içine girmesini) önlemek için .../25.000 mikyaslı askeri haritaları bulunan ilçelerde ve diğer lüzum ve zaruret görülen yerlerde makilik ve ... sahalarının birleştiği hatlar üzerindeki ... sınırları"nın belirleneceği," .... maddesinde de "...askeri haritalar üzerinde belli edilecek noktaların birleşmesiyle husule gelecek sınır hatları, ... hududunu teşkil edeceği", .... maddesinde "Belli edilen sınır hatları tahdit görmemiş (... kadastrosu yapılmamış) ilçelerde ... tahdit komisyonlarınca sonradan aletle ölçülüp, usulü dairesinde tespit olunmak şartıyla ... ve makilik sahaların sınırlarını teşkil edeceği " hükümleri bulunmaktadır.
    3116 sayılı Kanun hükümlerine göre ... kadastrosu yapılan ve kesinleşen ormanların tümünün, tahdit tutanakları ile birlikte .../10.000 ölçeği ile düzenlenen haritaları bulunduğu halde, yönetmeliğin hiç bir maddesinde maki komisyonlarının belirleyeceği makilik sahaların, ... kadastro (tahdit) haritaları üzerinde gösterileceği konusunda hiçbir hüküm bulunmamakta, makilik saha olarak ayrılacak yerlerin askeri haritalar üzerinde gösterileceği belirtilmektedir. 5653 sayılı Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükmü ile yönetmeliğin yukarıda yazılı hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinde, maki belirleme komisyonlarının ... kadastrosu (tahdidi) yapılmamış yerlerde çalışacağı açıkça anlaşılmaktadır. Çünkü, bir arazi parçasının kadastro yoluyla ya da başka bir amaçla düzenlenmiş haritası varsa, o arazide sonradan yapılacak ifraz ve değişiklik işlemlerinin o araziye ait harita üzerinde gösterilip işaretlenmesi; aklın, mantığın ve kadastronun gereğidir.
    6- Anayasa Mahkemesinin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 45. maddesinin iptali konusunda verdiği 01.06.1988 gün 1987/31-13 ve 14.03.1989 gün 1988/35-13 ve 13.06.1989 gün 1989/7-25 sayılı kararlarında ve bir çok ilgili Yargıtay Daire Kararları ve HGK kararlarında açıklandığı gibi, kesinleşen ... kadastro sınırları içinde kalan tapu kayıtları yasal değerini yitirir. Yasal değerini yitiren bu tür tapu kayıtlarına 1744 sayılı Kanunun .... madde uygulaması dışında hiçbir surette değer verilemez (HGK 1978/778 sayılı kararı). Yine, YKD’nin Ekim 2002 sayısında yayınlanan HGK’nın 27.02.2002 gün ve 2002/...-19-97 sayılı kararı ile “kesinleşen ... sınırları içine alınan eski tapu kayıtları yasal değerini yitirdiğinden, o yer makiye ayrılmış olsa bile eski tapu kayıtlarına değer verilemeyeceği” kabul edildiğine göre, böyle bir yerde zilyetliğe değer verilmesi düşünülemez.
    7- Gerek 3116 sayılı ve gerekse 5653 sayılı Kanunda ve bu kanun gereğince çıkartıldığı kabul edilen yönetmelikte, makiye ayırma işleminin ... rejimi dışına çıkarma işlemi, ya da kesinleşen ... sınırını daraltma ve değiştirme işlemi olduğu veya olacağı konusunda da hiç bir hüküm bulunmamaktadır. Kesinleşen ... sınırı içinde kalan yerlerin niteliği ister tapulu tarla olsun, ister makilik olsun, isterse ... içi boşluk, çayırlık olsun, o taşınmaz, 1961 Anayasasının 131/... ve 1981 Anayasasının 169/.... maddesindeki "Devlet ormanları zamanaşımı ile mülk edinilemez" hükmü gereği ve ... mülkiyet hukuku ve ... ceza hukuku yönünden ... sayıldığından böyle bir yere el atıp zilyet olan kişinin eylemi ... Kanununun ceza hükümlerine göre suç oluşturur. Kesinleşen ... kadastrosu bulunan yerlerde ceza hakimi, kesinleşen ... kadastrosunun 3116 sayılı Kanunun 13 veya 6831 sayılı Kanunun 11/.... maddesinin emredici hükmü gereğince tapuya tescil edilip edilmediğine bakmadan [Medenî Kanunun 715 (E. 641) maddesi hükmüne göre "...yararı kamuya ait mallar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır... yararı kamuya ait ... yerler, kimsenin mülkiyetinde değildir ve hiç bir şekilde özel mülkiyete konu olamaz" ve yine MK"nın 999 (E.912) maddesi gereğince “Özel mülkiyete tabi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili gerekli bir ayni hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunmaz” kesinleşen ... kadastrosu sınırı içinde kalan taşınmaz parçası hukuken kamu malı ... sayılan yer olduğu ve tapu kütüğüne tescil edilmemiş olması taşınmazın hukuken ... olma niteliğini ortadan -...-
    2016/7973 - 2019/613 kaldırmayacağı ve kesinleşen ... kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kayıtları yasal değerini yitireceğinden, sadece ... kadastro harita ve tutanaklarını uygulayarak o yerin ... sayılan yerlerden olup olmadığını tesbit ederek, o yer kesinleşen ... sınırları içinde ise, makiye ayrılan yer bile olsa, o yere herhangi bir şekilde elatan kişiyi mahkum etmektedir. H.G.K."nun 1998/903 Sayılı kararında açıklandığı gibi ... sınırlaması kesinleşen yerlerde bir yerin ... sayılan yer olup olmadığı sınırlama harita ve tutanaklarının uygulanması sonucu belirlenir. Çünkü, makiye ayrılmakla o yer ... kadastro sınırları dışına çıkartılmamıştır. Bu güne kadar ceza mahkemelerinin ve Yargıtayın uygulaması bu şekilde olmuştur. Kesinleşen ... sınırı içinde olan ancak, kanuna aykırı olarak makiye ayrılan yerde sürdürülen zilyetlik, Anayasa ve kanunlar karşısında suçtur. Kişilerin kanunlar karşısında suç olan eylemleri kendi yararlarına hukukî bir sonuç doğuramaz.
    8) 3116 sayılı Kanun ve bu kanunun kimi maddelerini değiştiren 5653 sayılı Kanun 08.09.1956 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı ... Kanununun 117. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Halen yürürlükte bulunan 6831 sayılı Kanunun .../j maddesi ile 5653 sayılı Kanunun (.../e) maddesine paralel nitelikte olan “funda veya maki ile örtülü ... ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerler ... sayılmaz” hükmü getirilmiştir.
    6831 sayılı Kanunun .../j maddesi uyarınca ... Genel Müdürlüğünün 24.12.1959 ve şb ...2802-... sayılı teklifi ve Bakanlık makamının 24.12.1965 günlü oluru ile yürürlüğe giren Funda ve Makilik Sahaların Tespitine Ait Talimatname 17.08.1950 tarih ve ...Şb 9857-203 sayılı tamimle yayınlanan Maki Yönetmeliğini yürürlükten kaldırmıştır. 5653 sayılı Kanun 08.09.1956 tarihinde yürürlükten kaldırıldığı halde 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre ... Genel Müdürlüğünün 17.08.1950 tarihli tamimi ile yürürlüğe konulan ve “Maki Yönetmeliği” ismi verilen düzenleme 24.12.1965 tarihine kadar yürürlükte kalmıştır. İşte, daireye gelen dava dosyalarında görülmektedir ki; 17.08.1950 tarihli tamimle yürürlüğe konulan Maki Yönetmeliği dayanak gösterilerek 24.12.1965 tarihine kadar ve yine bu tarihten sonra da 6831 sayılı Kanunun .../j maddesine göre çıkartılan Maki Talimatnamesi uyarınca makiye ayırma çalışmaları yapılmıştır. Gerek 08.09.1956 tarihinden önce ve gerekse bu tarihten sonra yapılan çalışmaların hiçbiri ilan edilmemiş olduğu gibi yasa, yönetmelik ve talimatnamede, yapılan çalışmanın yerindeliğinin, hangi makam tarafından incelenip denetleneceği ve onanacağı konularında da hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Bu durum, makiye ayırma çalışmalarının ... İdaresinin bir iç işi olduğu, yapılan işlemin her zaman iptal edilebileceği, ya da yeniden yapılacak bir ... kadastro çalışmasında makiye ayrılan yerlerin ... kadastro sınırı içine alınabileceği, yine kesinleşen ... kadastro sınırı içinde bulunan taşınmaz hakkında yapılan makiye ayırma işleminin ... sınırı ve ... rejimi dışına çıkartma işlemi olmadığı, (20. Hukuk Dairesinin konularla ilgili kararları ve 16. Hukuk Dairesinin 08.10.1996 gün 1996/3416-4415 Sayılı kararı) makiye ayrılmakla birlikte o taşınmazın hukuken ... olmaya ve kesinleşen ... kadastro sınırı içinde kalmaya devam ettiği kabul edilmelidir. Çünkü, "... niteliğini kaybetme nedeniyle ... rejimi dışına çıkarma" kavramı 1961 Anayasasının 131. maddesinin, 1970 yılında 1255 sayılı Kanunla değiştirilmesinden sonra hukukumuzda yer almış ve Anayasanın bu maddesinin değiştirilmesinden sonra 6831 sayılı Kanunun .... maddesi değiştirilerek “bilim ve fen bakımından ... niteliğini yitirme” nedeniyle ... rejimi dışına çıkartma işlemi ... kadastro komisyonları tarafından yapılmaya başlanılmış ve kesinleşen ... sınırları içinde iken makiye ayrılan yerler kesinleşen ... kadastro sınırları içinde kalmaya devam ettiği kabul edilerek somut olayda olduğu gibi ... rejimi dışına çıkartılmıştır. ... Yönetiminin uygulamalarına paralel olan 20. Hukuk Dairesinin konu ile ilgili tüm kararlarında ve .... Hukuk Dairesinin 19/07/2001 gün 8253/9337 sayılı kararında, ... sınırı içinde olan ancak makilik niteliğini taşımadığı halde makiye ayrılan yer hakkında yapılan makiye ayırma işleminin geçersiz olduğu, o yerin ... sınırı içinde kalmaya devam ettiği kabul edilmiştir.
    ...) 20. Hukuk Dairesinin YKD Aralık 2001 sayısında yayınlanan 10/05/2001 gün ve 2001/3179 E. - 3713 K. sayılı kararını direnme yoluyla inceleyen ve 20. Hukuk Dairesinin kararında belirtilen ilkeleri aynen ve oybirliği ile benimseyen, Hukuk Genel Kurulunun 03/07/2002 gün ve 2002/20- 558- 588 sayılı kararı ve 20. Hukuk Dairesinin bir çok kararları ile .... Hukuk Dairesinin 27/06/2000 gün 6766/8652 ve 02/04/2001 gün ve 2670/3847 ve 14/05/2001 gün ve 5062/5949 sayılı kararlarında makiye ayırma çalışmalarının idare tarafından her zaman iptal edilebileceği ve makiye ayrılan yerin halen ... sınırı içinde kalmaya devam ettiği kabul edilmiştir.
    ... Yönetimi de, Maki Yönetmeliği ve Maki Talimatnamesindeki hükümleri bu şekilde anlayıp yorumlayarak, uygulamalarını da buna göre yürütmüş, kanuna aykırı olarak yapılan bir kısım maki çalışmalarını iptal etmiş, kesinleşen ... sınırları içinde makiye ayırma çalışması yapılmışsa bunun hiç bir yasal değeri bulunmadığını kabul ederek somut olayda olduğu gibi 6831 sayılı Kanunun .... madde uygulaması yaptığı yerlerlerde .../B madde koşullarını taşımayan yerleri ... kadastro paftalarının yenilenmesi (aplikesi) sırasında ... sınırları içinde bırakmış, ... niteliğini yitiren yerleri 6831 sayılı Kanunun .... maddesi gereğince ... rejimi dışına çıkartmış ya da 6831 sayılı Kanunun 7. maddesindeki “… her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tesbiti, ... kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince çıkartılan 26/Mayıs/1958 tarihli ... Tahdit ve Tescil Talimatnamesinin 31. maddesi ve 25 Haziran 1970 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ... Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 26-38. ve 19 Ağustos 1974 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ... Kadastro Yönetmeliğinin 32/j-51. ve 20 Mayıs 1984 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ... Kadastro Yönetmeliğinin 22/k-35. ve 02 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ... Kadastro Yönetmeliğinin 17/k-28. ve son olarak 15 Temmuz 2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ... Kadastro Yönetmeliğinin 20/k-31. maddelerindeki "maki tefrik komisyonlarınca yapılan belirtme tutanağı ve haritaların yapılacak ... kadastrosuna (tahdidine) hazırlık olmak üzere bulunduğu yerlerden getirtilerek ... kadastrosu (tahdidi) çalışmaları sırasında kadastro komisyonlarınca döküman olarak kullanacağı" ve yine “daha önce makiye ayrılan yerlerin ... olduğunun tesbit edilmesi halinde bu yerlerin yapılacak ... kadastrosu sırasında ... kadastrosu sınırları içine alınacağı” hükümleri gereğince, makiye ayrılan bir kısım yerler, sonradan yapılan ... kadastrosu sırasında ... sınırları içine alarak işlemleri kesinleştirmiştir. .... Hukuk Dairesinin konu ile ilgili bir çok kararlarında bu tür yapılan işlemlerin kanuna uygun olduğu kabul edildiği gibi 16. Hukuk Dairesinin 15.01.1991 gün ve 1990/5423-121 ve .... Hukuk Dairenin 19/01/2000 gün ve 1999/13546- 257 sayılı ve Hukuk Genel Kurulunun 05/02/2003 gün ve 2003/20-84-50 ve 28/05/2003 gün 2003/20- 371- 358 sayılı kararlarında da kabul edilmiştir.
    HGK’nın 27/02/2002 tarih ve 2002/...-19 E. 97 K. sayılı kararı gereğince makiye ayrılan yerlerde özel kanunlar uyarınca oluşturulan tapulara değer verilecek ise de; somut olayda kadastro tespitine esas alınan tapu maki tefrikinden önce oluştuğundan yukarıdaki açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde kadastro tespitine esas alınan tapu kaydı hukukî değerini yitirmiş olup tapuya değer verilemez.
    Bu sebeple uyuşmazlığın çözümü için dava konusu taşınmazın yörede 3116 sayılı Kanun uyarınca yapılıp kesinleşen ... sınırı içinde olup olmadığını, bu tahdidin dışında ise daha sonra 24 numaralı ... Kadastro Komisyonunca 1989 yılında yapılan sınırlama dışı kalmış ormanların kadastrosu sırasında ... sınırı içine alınıp alınmadığının belirlenmesi gerekirken, bilirkişilerin bu yönde hazırladıkları rapor çelişkilidir.
    Bilirkişiler rapor içeriğinde dava konusu 15 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen 3116 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmanın dışında olduğunu belirtmişlerse de; rapor ekinde taşınmazın tahdit haritasındaki konumu 1989 yılında yapılan çalışma sonucu düzenlenen harita üzerinde gösterilmiş, 3116 sayılı Kanuna göre yapılan çalışmada düzenlenen ... tahdit haritası üzerinde taşınmazın konumu gösterilmediğinden ve dosya içinde orjinal ilk tahdit haritası olmadığından bilirkişi raporunu denetlemek mümkün olmamıştır.
    1989 yılında çalışma yapan 24 numaralı Komisyonun sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosunu yapma yetkisi de bulunduğuna ve taşınmaz rapor eki tahdit haritasında ... sınırı içinde göründüğüne göre, rapor içeriğinde taşınmazın hangi sebeple tahdit dışında kaldığının belirtilmeli rapor içeriği ile eki krokideki çelişkinin giderilmesi gereklidir.
    O halde, çekişmeli taşınmaza ilişkin yapılan tüm ... kadastrosu, aplikasyon ve sınır düzeltme çalışmalarına ilişkin harita ve tutanaklar dosyaya getirtildikten sonra; önceki keşifte görev almamış bir fen ve bir serbest ... bilirkişi aracılığıyla yapılacak keşifte; 3116 sayılı Kanuna göre düzenlenen ... kadastro haritası, 1989 yılında yapılan evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların tahdidi, daha evvel tahdidi yapılmış yerlerde ise aplikasyon ve .../B çalışmalarına ilişkin haritaların ölçeği, kadastro paftası ölçeğine bilgisayar ortamında (... veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, komşu ve yakın komşu parseller ve değişik açı ve uzaklıkta en az 10-12 ... noktası görülecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun her biri üzerinde ayrı ayrı renklerle gösterildiği, denetime elverişli, müşterek imzalı rapor kendilerinden alınarak dosya içine konulması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı çelişkili bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... Yönetimin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/02/2019 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi