Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8760
Karar No: 2019/5081
Karar Tarihi: 18.04.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/8760 Esas 2019/5081 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, vekalet ücretinin ödenmediği gerekçesiyle başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini ve icra inkar tazminatının tahsiline hükmedilmesini istediği davalarda, mahkemece davacının azli haklı kabul edilmediği gerekçesiyle vekalet ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta konunun azlin haklı olup olmadığına dair olduğu ve bu nedenle de gerektiğinde uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan elverişli rapor alınması gerektiği belirtildi. Bu nedenle davanın yeniden incelenmesine ve karar verilmesine hükmedilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu'nun 389 ve devamı maddeleri
- Borçlar Kanunu'nun 390. maddesi
- Avukatlık Kanunu'nun 34. maddesi
- Avukatlık Kanunu'nun 174. maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 440/III-1 maddesi
13. Hukuk Dairesi         2016/8760 E.  ,  2019/5081 K.

    "İçtihat Metni"

    ......
    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR

    Davacı, davalının vekili olarak görev yaparken, 02.04.2012 tarihinde haksız olarak vekaletten azledildiğini, vekalet ücretinin ise ödenmediğini ileri sürerek, 9.670,00-TL ücret alacağının tahsili için başlatmış olduğu icra takibine yapılan itirazın iptaline, icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, azlin haklı olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile davalının ... 3.İcra Müdürlüğü"nün 2012/10915 E. sayılı takip dosyasında ödeme emrine yapmış olduğu itirazın iptaline, icra takibinin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Avukatın, vekil olarak borçları azil tarihinde yürürlükte olan Borçlar Kanununun 389 ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup, vekil, adı geçen Kanunun 390. maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özenle ifa etmekte yükümlüdür. Vekil, sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır.
    “Özen borcu” ile ilgili Avukatlık Kanununun 34. maddesinde mevcut olan, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler.” şeklindeki hüküm ise, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, Borçlar Kanununun 390. maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir.
    Buna göre avukat, üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevli olduğu gibi, müvekkilinin kendisi hakkındaki güveninin sarsılmasına neden olacak tutum ve davranışlardan da titizlikle kaçınmak zorundadır. Aksi halde avukatına güveni kalmayan müvekkilin avukatını azletmesi halinde azlin haklı olduğunun kabulü gerekir. Gerçekten de avukat, görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş, sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, müvekkilinin vekilini azli haklıdır.
    Avukatlık Kanununun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Zira vekalet ilişkisi bir bütün olup azil, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet edeceğinden, azlin haklı olduğunun kabul edilmesi halinde, davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilmesi mümkün değildir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.
    Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa; dava, vekalet ücreti alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin, 02.04.2012 tarihli azille sona erdiği anlaşılmaktadır. Davacı avukat, azlin haksız olduğunu ileri sürerken davalı ise, davacının görevini özenle yerine getirmediğini, takip ettiği davaların gereksiz uzamasına neden olduğunu, azlin haklı olduğunu savunmuştur. Buna göre taraflar arasındaki öncelikli uyuşmazlık, azlin haklı olup olmadığı ile ilgili olup, ancak bunun sonucuna göre davalının vekalet ücreti ödemekle yükümlü olup olmadığına karar verilebilecektir. Mahkemece, gerekçe olarak sadece “ dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden de azlin haklı nedenlerle yapıldığına dair bir sonuca ulaşılamamaktadır” denilmek suretiyle soyut ifadelerle azlin haksız olduğu kabul edilmişse de, davalı tarafından ileri sürülen azil nedenleri incelenip değerlendirilmediği gibi, dosya kapsamında aldırılan 01.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda azlin haklı olduğu, 02.09.2015 tarihli bilirkişi raporunda ise haksız azil olduğu belirtilmesine rağmen ayrıntılı olarak düzenlenen ve her bir dosya için tek tek açıklama yapılan 01.04.2015 tarihli bilirkişi raporunun neden hükme esas alınmadığı ve 02.09.2015 tarihli ikinci bilirkişi raporunun neden hükme esas alındığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmadığı ve eksik inceleme ile hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, taraflar arasındaki öncelikli uyuşmazlık konusu olan, “azlin haklı olup olmadığı” hususu ile ilgili, gerektiğinde konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, yeterli inceleme ve değerlendirme yapılarak, bunun sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    .......

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi