8. Hukuk Dairesi 2018/14297 E. , 2019/2331 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı-karşı davada davalı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar ve araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, karşı davanın reddini savunmuştur.
Davalı-karşı davada davacı ... vekili, davanın reddini savunmuş, karşı dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz ve araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, davacının davasının kabulüne, 21727 ada 6 parsel (23862 ada 6-7 parsel) sayılı taşınmazla ilgili katkı payı alacağı talebinin kabulü ile 65.280 TL asıl alacak ve 30.355,02 TL işlemiş faizin davalıdan tahsiline, 65.280 TL asıl alacağa 10/04/2013 ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, 21727 ada 5 parsel (23862 ada 6 parsel) sayılı taşınmazla ilgili katılma alacağı talebinin kabulü ile 37.500 TL"nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 22998 ada 9-10 parsellerle ilgili katkı payı alacağı talebinin kabulü ile 107.440 TL asıl alacak ile 49.959,06 TL işlemiş faizin davalıdan tahsiline, 107.440 TL asıl alacağa 10/04/2013 ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, ... plakalı araçla ile ilgili katılma alacağı talebinin kabulü ile 11.400 TL"nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, karşı davanın kısmen kabulüne karşı davacının ... plakalı araçla ilgili talebinin kısmen kabulü ile 7.400 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacı-karşı davalıdan tahsiline, karşı davacının ... İlçesi ... mahallesindeki. taşınmazla ilgili talebinin kısmen kabulü ile 72.377 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline, karşı davacının ıslah dilekçesi ile talep ettiği mevduata ilişkin talebinin, asıl davada bu konuda dava açılmamış olması nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-karşı davada davalı vekili ile davalı-karşı davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı-karşı davada davalı vekilinin tüm, davalı-karşı davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı-karşı davada davacı vekilinin karşı dava konusu 26780 ada 1 parseldeki 12 nolu bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 Sayılı TMK"nin 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.
Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.
Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu taşınmazın satın alma bedeli, bunun krediyle ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.
Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, taşınmazın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri mal varlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kurulundan da yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 22.02.1993 tarihinde evlenmiş, 07.09.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK"nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202). Tasfiyeye konu 26780 ada 1 parseldeki 12 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 03.06.2004 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179).
Mahkemece, 03.09.2012 tarihli rapordaki karşı dava konusu 12 nolu bağımsız bölümdeki her iki tarafın kişisel malı sayılan oranlara mahkemece itibar edilmekle birlikte, boşanma dava tarihi itibariyle mevcut olan 122.236,25 TL kredi borcunun tasfiye tarihi itibariyle tespit edilecek değerden mahsubu yolundaki görüşe itibar edilmediği, kredi borcunun boşanma dava tarihindeki taşınmazın değerine oranı belirlenmek suretiyle kişisel malların mahsubu ile kalan miktara tasfiye tarihindeki değer esas alınmak suretiyle 1/2"şer oranında tarafların artık değere katılma alacağı hakkı olduğu, taşınmazın boşanma dava tarihi itibariyle değerinin 235.000 TL, son değerinin 350.000 TL olduğu, davalı-karşı davacının taşınmaza %6,28 oranında (21.980 TL), davacı-karşı davalının %12,91 (45.185 TL) oranında kişisel mallarından katkılarının bulunduğu, toplam kişisel mal miktarının 67.165 TL, kişisel mal oranının %19,19 olup, kredi borcunun boşanma dava tarihindeki değere göre belirlenmesi gerektiği, 122.236 TL olan kredi borcunun boşanma dava tarihindeki 235.000 TL"lik değere oranının ise %52, tarafların kişisel malları ve borç miktarının (%19,19 kisişel mal, %52 kredi borcu) %71,19 oranında olduğu, 350.000 TL"lik son değerin 249.165 TL"sinin borç ve kişisel mal karşılığı, kalan 100.835 TL"nin edinilmiş mal olup, 1/2"si 50.417,50 TL üzerinde davalı-karşı davacının artık değere katılma alacağı hakkı ile 21.980 TL kişisel maldan olmak üzere toplam 72.397 TL alacak hakkının bulunduğu gerekçesiyle yazılı miktara hükmedilmişse de, bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, karşı dava konusu taşınmazın edinilmesi sırasında karşı davalı eş tarafından ... Banktan 02.06.2004 tarihinde 60 ay vadeli 110.000 TL bedelli konut kredisi kullanılmış olup, mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihine kadar 27 taksit ödenmiş olup, 33 taksit sonraya kalmıştır. Mahkemece boşanma dava tarihinden sonraya kalan kredi taksit ödemelerinin yukarıda belirtilen Daire ilke ve uygulamalarına göre oranlama yapılmak suretiyle hesaplamada dikkate alınması gerekirken, boşanma dava tarihinden sonraya kalan kredi borç miktarının taşınmazın boşanma dava tarihindeki değerine oranlanması suretiyle taşınmazın %52"lik kısmının kredi borcu olduğundan bahisle yazılı şekilde hesaplama yapılarak karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden dava konusu taşınmazın bozma sonrası yeni karar tarihindeki değeri belirlenerek, yukarıda belirtilen Daire ilke ve uygulamalarına göre hesaplama yapmak, gerekirse konusunda uzman bilirkişiden veya bilirkişi kurulundan tarafların ve Yargıtay"ın denetimine açık ve gerekçeli rapor alındıktan sonra hasıl olacak sonuca göre talep miktarı da gözetilerek bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ: Davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı-karşı davada davalı vekilinin tüm, davalı-karşı davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı karşı-davacıya iadesine ve 3.196,55 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2.254,45 TL"nin istek halinde temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, 06.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi