12. Ceza Dairesi 2015/482 E. , 2015/1625 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Şantaj, hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal
Hükümler : Beraat
Şantaj, hakaret ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Şantaj ve hakaret suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümlerin esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında beraat kararı verilirken, uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının ilk paragrafındaki “BERAATİNE,” ibaresinden önce gelmek üzere, hüküm fıkrasına,“CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince” ibaresinin yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık ...."nın, katılan....tarafından arkadaşlıklarına son verilmesine tepki olarak, katılanla beraber oldukları dönemde onun bilgisi dahilinde çekilmiş ve birlikteliklerini gösteren fotoğrafları, internet ortamında yayımladığı iddiasına konu olayda,
Sanıkla katılanın 2007 yılı Kasım ayı itibariyle ayrılmış olduklarının her iki tarafın kabulünde olmasına, sanığın kullanıcısı olduğunu beyan ettiği “....com” adlı elektronik posta adresinden, katılanın kullanımındaki elektronik posta adresine gönderilen, 30.11.2007 tarihli “..... iki videomuz daha var onlar da onay bekliyor”, 01.12.2007 tarihli, “... ikimiz için yaptım”, 02.12.2007 tarihli, “. ve tüm sevdiklerinle paylaş son videomuz” şeklindeki elektronik iletilerin gönderiliş tarihleri ve içeriklerine, fotoğrafların internet ortamında yayımlandığını gösteren belge örneklerine, yayımlanan fotoğrafların sanığa ait fotoğraf makinesi ile çekilmiş olup, sadece sanıkta mevcut olduğuna dair katılanın beyanlarına nazaran, iddiaya konu eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmakla,
Sanıkla aralarındaki ilişkinin varlığını ve boyutunu kendisinde saklı tutan katılanın özel yaşam alanı kapsamındaki fotoğraflarını, onun rızası dışında, başkalarının görgüsüne sunan sanık hakkında TCK"nın 134/2. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle sanığın beraatine karar verilmesi,
Kabule ve bozma nedenine göre de;
1- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında beraat hükmü kurulurken, uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
2- Karar tarihinden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmüne göre, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 02.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.