Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/15017
Karar No: 2012/6529
Karar Tarihi: 16.04.2012

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2011/15017 Esas 2012/6529 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalı şirkete ait bir gazetenin bir köşe yazısında kendisine ağır suçlamalar ve isnatlar yapıldığı gerekçesiyle manevi tazminat istemişti. Yerel mahkeme, yazının sonucunun davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istemin bir bölümünü kabul etmişti. Ancak Yargıtay, yazıda hukuka aykırılık unsurunun olmadığı ve davalının manevi tazminatla sorumlu tutulmasının usul ve yasaya uygun olmadığı kararıyla yerel mahkeme kararını bozmuştur. Basın özgürlüğünün sınırları, Anayasanın belirlediği kişilik haklarına saldırıda bulunulmamalıdır. Kanunlar arasında Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiş olan basın özgürlüğü ve kişilik hakları yer almaktadır.
4. Hukuk Dairesi         2011/15017 E.  ,  2012/6529 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ...... ......ından, davalı ...... Gaz. San. Tic. A.Ş adına ...... ve diğeri aleyhine 27/07/2010 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/09/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili ......ından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi ......ından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalılar ......ından temyiz olunmuştur.
    Davacı, davalı şirkete ait ...... Gazetesinin 27.07.2009 günü sayısında davalı ... ......ından yazılan, "......"e de C.Başkanlığı Denetleme Kurulu mu gerek?" başlıklı yazıda hakkında ağır suçlamalar ve isnatların bulunduğunu bildirerek davalıların manevi tazminatla sorumlu tutulmalarını istemiştir.
    Davalılar, dava konusu haberde davacının kişisel haklarına eleştiri ve hakaretin bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.
    Yerel mahkemece, "......"e de C.Başkanlığı Denetleme Kurulu mu gerek?" başlıklı köşe yazısında "... Ve bu semiz kuş şimdi de yeni kurulan...... Müsteşarlığına getirilecek ve orayı da örgütleyecekmiş, vay ki ne vay..., HSYK"daki ... olayının ...... versiyonu da ...... benden söylemesi...." şeklindeki yazının tamamının bir bütün halinde incelenmesinde yazının sonucunun davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istemin bir bölümü kabul edilmiştir
    Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın .........ler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Davaya konu "......"e de C.Başkanlığı denetleme Kurulu mu gerek?" başlıklı yazı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ...... Müdürlüğü içerisinde hakkındaki iddialar nedeniyle kendisine dokunulmayan bir ...... müdürünün "semiz kuş" olarak nitelendirilip hakkındaki iddialarla ilgili yorum yapıldıktan sonra, yazının son parağrafında "Ve bu semiz kuş şimdi de yeni kurulan...... Müsteşarlığına getirilecek ve orayı da örgütleyecekmiş... vay ki ne vay!..., HSYK daki ... olayının ...... versiyonu da "......" benden söylemesi..." şeklindeki ifadelere yer verildiği ve davacının yazının yazıldığı dönemde değişik basın yayın organlarında çıkan ve tartışılan durumunun eleştirildiği, yazıda, davacının dava dilekçesinde belirttiği suçlamaların yer almadığı, yazı içerisinde ayrıntı niteliğindeki kıyaslama ile davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırının bulunmadığı, bu haliyle yazıda hukuka aykırılık unsurunun olmadığı anlaşılmaktadır.
    Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi