17. Hukuk Dairesi 2016/227 E. , 2016/716 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkiline ait aracın seyir halinde iken yol üzerinde açık bulunan rögar kapağına çarpıp kontrolünü kaybederek orta refüj ve duvara çarptığını, davalının yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla sorumlu olduğunu, aracın hasar sebebiyle pert hale geldiğini, aracın hasarlı haliyle 4.000,00 TL"ye satıldığını, çekici ve tespit dosyası için masraf yaptıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.050,00 TL hasar ve çekici bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle, 618,80 TL tespit masrafının ise 31.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; kaza mahallinin ..."nün sorumluluk ağında olduğunu, rögar kapağının kendilerine ait olmadığını, kazanın meydana gelmesinde sürücünün kusurlu olduğunu, hasar tespitinin yokluklarında yapıldığını ve temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 15.050,00 TL"nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından, davalı ..."na hizmet kusuru nedeniyle husumet yöneltilmiştir. Zira dava dilekçesinde davacının kullandığı aracın açık olan rögar kapağına çarpması nedeniyle kazanın meydana geldiği iddia edilmiştir. Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan idareler, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi uyarınca idari yargı mahkemelerinde tam yargı davası açılması gerekmektedir. (HGK.4.11.2015 Tarih 2015/17-86 E-2364 K ve 5 adet emsal dosya)
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re"sen) dikkate alınması zorunludur. Bu nedenle mahkemece, adli yargının yargı yolu bakımından görevsiz olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1-b ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Dosyaya sunulan .... İdare Mahkemesi"nin 2012/2167 Esas ve 2012/2047 Karar sayılı ilam örneklerinde davanın daha önce idari yargıda açıldığı ve adli yargının görevli olduğuna dair karar verildiği görülmektedir.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunu"nun 19. maddesinde; adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı merciinin, davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varması halinde, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurucağı ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteleyeceği hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda mahkemece, .... İdare Mahkemesi"nin 2012/2167 Esas ve 2012/2047 Karar sayılı dosyasının bulunduğu yerden getirtilerek görevsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması, ....İdare Mahkemesi"nin kararının kesinleşmiş olması halinde görülmekte olan dava dosyasındaki yargılamayı durdurmak suretiyle (2247 sayılı UMK m. 19/I), her iki dosyanın kül halinde yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi amacıyla Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi, Uyuşmazlık Mahkemesi"nin kararı beklenilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 21/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.