
Esas No: 2014/14379
Karar No: 2018/6988
Karar Tarihi: 11.04.2018
Silahla tehdit - tehdit - kasten yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/14379 Esas 2018/6988 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Silahla tehdit, tehdit, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanığın TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunu uzlaşma kapsamında bulunmayan silahla tehdit ve silahla kasten yaralama suçlarıyla birlikte aynı anda işlediği belirlenerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanığa yükletilen kasten yaralama eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anayasa Mahkemesi’nin hükümlerden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının, kapsam ve içerik itibariyle infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceği,
Anlaşıldığından sanık ..."ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2-Diğer hükümlere yönelik temyize gelince; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
a)Dosya kapsamına göre, sanık ... ile katılanların olay günü tartıştıkları ve sanığın, bıçakla katılan ..."ı elinden yaraladığı, daha sonra sanık ..."ın evine gittiği, bir süre sonra sanığın elinde av tüfeği ile tekrar dışarı çıktığı ve olay yerinde bulunan katılan ..."i hedef alarak ölümle tehdit ettiği, daha sonra orada bulunanlarca sanık
Abdullah"ın evine sokulduğu fakat sanığın tekrar dışarı çıkarak katılanlara hitaben " hepinizi öldüreceğim, kökünüzü kurutacağım"" şeklinde sözler söylediğinin anlaşılması karşısında, kanıtlar değerlendirilerek süregelen eylemlerin, sanığın katılanlara karşı aynı olay içerisinde gerçekleştirdiği tehdit suçu kapsamında, 5237 sayılı Kanun"un 106/2-a fıkrası gereğince verilecek cezanın, aynı Kanun"un 43/2. maddesi yollamasıyla anılan maddenin 1. fıkrasına göre artırılarak belirlenmesi gerekip gerekmediği tartışılmadan, iki ayrı tehdit suçundan ayrı ayrı ceza verilmek suretiyle hüküm kurulması,
b)Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,
Kanuna aykırı, sanık ..."ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesine aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.