17. Hukuk Dairesi 2016/225 E. , 2016/712 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı 3.kişi ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı İdare vekili, dava dışı borçlu şirket hakkında 6183 Sayılı Kanun uyarınca yürütülen icra taribinde borca yeterli malvarlığı bulunamadığını, aynı kanun hükümlerin uyarınca borçlu şirket ortağı olan davalı ..."ın malvarlığına başvurulduğunu, davalı ..."in alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla taşınmazını borçlu şirketin mali müşaviri olan ..."ın eşi davalı ..."a sattığını ileri sürerek satış işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Bu dava ile birleştirilen davada ise, davacı alacaklı İdare vekili, tasarrufun iptali istenilen taşınmazın davalı 3.kişi ... tarafından davalı ..."e satıldığının tespit edildiğini, yapılan satış işleminin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek anılan tasarruf işleminin de iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu Bilent, satışın gerçek bir satış olduğunu, 3.kişinin banka kredisi kullanmak suretiyle taşınmazı satın aldığını, 3.kişinin eşi ile bu süre aynı şirkette çalıştıklarını ancak daha sonra aralarında husumet olması nedeniyle şirketten ayrıldığını beyan etmiştir.
Davalı 3.kişi Kader vekili, taşınmazın 140.000 TL ödenmek ve bankadan kredi çekilmek suretiyle satın alındığını, satışın gerçek olduğunu, taşınmazın daha sonra
diğer davalı ..."e satıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı 4.kişi ... davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, taşınmazın satıldığı tarihte takip konusu vergi borcunun oluşmadığını, taşınmazın 20.5.2011 tarihinde konut kredisi kullanılarak satın alındığını ve halen avukatlık ofisi olarak kullanıldığını satışın gerçek olduğunu savunmuştur.
Mahkemece davalı borçlunun dava konusu taşınmazı ortağı olduğu şirketin mali müşavirliğini yapan kişinin eşi olan davalı 3.kişi ..."a satarak devir ettiği, satış işleminin muvazaalı olduğu, davalı 3.kişi Kadriye"nin borçlu şirketin mali müşaviri olan eşi nedeniyle borçlu şirketin ve borçlunun mali durumunu bilebilecek kişilerden olduğu, taşınmazı 3.kişiden satın alan davalı ..."ün ise kötüniyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle birleşen davalı ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden bedele dönüşen davanın kabulü ile 40.837 TL davacı alacağının tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı 3.kişi ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dava konusu taşınmazın 4.kişi konumunda olan davalı ... tarafından 134.000 TL banka aracılığıyla, 6.000 TL"de elden verilmek suretiyle toplam 140.000 TL bedel ödenerek raicinden satın alındığının anlaşılmasına, bu davalının kötüniyetinin ispat edilememiş olmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı 3.kişi ... vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede ise;
Dava, 6183 Sayılı Kanun uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 7.2.2002 tarih, 2002/15-849 Esas-2002/861 Karar sayılı ilamında da belirtilmiş olduğu üzere tasarrufun iptali davalarının ön koşullarından birisi de, iptali istenilen tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmasıdır.
Somut olayda takip konusu kamu alacağının 2009-2011 yılları arasına ait olduğu, 17.10.2008 tarihinden öncesine ait vergi borcunun bulunmadığı davacı İdarenin dosya içindeki
4.10.2012 tarihli yazısından anlaşılmaktadır. İlk tasarruf tarihi ise 17.10.2008 olup, davacı alacağının tasarruf tarihinden sonra doğduğu açıktır. Bu durumda, davalı 3.kişi ... yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."a geri verilmesine 21.1.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.