(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2017/7274 E. , 2019/5078 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve bireşen dosya davacısı avukatınca duruşmalı, asıl ve birleşen dosya davalısı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ... Elekt. End. A.Ş. vekili avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, asıl davada, davalının İsviçre firmalarından satın aldığı mal bedellerini toplam 1.828.000 İsviçre Frangı (SFR)olarak kendisinin ödediğini, gönderdiği ihtarnameye rağmen davalının borcunu ödemediğini 15.5.1989 tarihinde davalıya karşı ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığını, davalının borcunu inkar ettiğini, bu nedenle yargılamanın 10 yıldan fazla sürdüğünü, o tarihlerde yasa gereği yabancı para cinsinden talepte bulunma hakkı bulunmadığından 1.828.000 SFR karşılığı olan 2.203.142.160 TL"na hükmedildiğini, dava tarihinde yabancı para cinsinden talepte bulunma imkanının olması halinde alacağının 5.422.969 SFR"e ulaşacağını, alacağına TL cinsinden hükmedilmesi ve yargılamanın çok uzun sürmesi nedeniyle munzam zararının oluştuğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle şimdilik 2.250.000 SFR"nin döviz faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş; 30.12.1999 tarihinde açtığı birleşen davasında da aynı neden ve gerekçelerle 2.500.000 SFR"nın döviz faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda 2010/204 esas sayılı dosyasında açılan davanın kabulüne, 2.250.000 SFR"nin 30.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %7 ve değişen oranda döviz faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TC Merkez Bankasının efektif satış kuru karşılığı Türk lirası olarak davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ... 10 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2000/35 esas sayılı dosyasında açılan ve birleşen davanın kısmen kabulüne, 336.349,12 SFR"nin 30.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %7 ve değişen oranda döviz faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TC Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası karşılığı olarak davalıdan alınıp davacıya verilmesine ziyade talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalının dava dışı İsviçre firmalarından aldığı mal bedelini İsviçre Frangı (SFR) olarak kendisinin ödediğini, davalıdan alacağını tahsil edemediğini, yasal düzenleme karşısında açtığı alacak davasında ödediği SFR"nın TL karşılığını istemek durumunda kaldığını, davanın 10 yılı aşkın süre sonunda hükme bağlandığını, munzam zararının oluştuğunu ileri sürerek, talepte bulunmuştur. Toplanan delillerden ve dosya kapsamından davacının davalıya karşı 15.5.1989 tarihinde 1.828.000 SFR karşılığı karşılığı olan 2.220.910.320 TL"nin tahsili amacı ile ... 5.Asliye Ticaret Mahkemesinde alacak davası açtığı, yapılan yargılama sonucunda 11.2.1998 tarihinde talep edilen 1.828.000 SFR karşılığı olan 2.203.142.160 TL"nin faiziyle birlikte tahsiline karar verildiği, hükmün Yargıtay incelemesinden de geçmek suretiyle 18.10.1999 tarihinde kesinleştiği, alacak henüz tahsil edilmeden eldeki asıl davanın 14.5.1999 tarihinde açıldığı, bundan sonra hüküm altına alınan alacağın işlemiş faiziyle birlikte 3.9.1999 tarihinde 9.370.923.000 TL olarak icraen tahsil edildiği, daha sonra da 30.12.1999 gününde davacının birleşen davasını açtığı anlaşılmaktadır. Dairemizin 13.03.2017 tarih 2009/7551 Esas, 2009/14864 Karar sayılı bozma ilamında; “...öncelikle ilk davanın açıldığı 15.5.1989 tarihinden eldeki asıl davanın açıldığı 14.5.1999 tarihine kadar hüküm altına alınan 2.203.142.160 TL"nin işlemiş faiziyle birlikte ne miktara ulaştığı ve yine bu 2.203.142.160 TL"nin ilk davanın açıldığı 15.5.1989 tarihindeki karşılığı olan 1.880.000 SFR"nın faiziyle birlikte eldeki asıl davanın açıldığı 14.5.1999 tarihindeki ulaştığı değer belirlenmeli, gerekli mahsup işlemi yapıldıktan sonra aradaki farkla sınırlı olarak asıl dava yönünden hüküm kurulmalıdır. Az yukarıda da açıklandığı üzere davacı icra dosyasından alacağını ve işlemiş faizini tahsil ettiği 3.9.1999 tarihine kadar davalıdan munzam zararını isteyebileceğinden birleşen dava yönünden de aynı yöntem uygulanmak suretiyle alacağın icradan tahsil edildiği 3.9.1999 tarihi itibarıyla davacının zarar hesabı yapılmalı, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu yönlerin gözardı edilerek nasıl bir hesaplama yöntemiyle sonuca ulaşıldığı anlaşılmayan yetersiz bilirkişi raporuna da kısmen itibar edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” denilmek suretiyle bozma ilamımızda, davacının munzam zararını talep edebileceği kabul edilmiş olmakla birlikte zararın hesaplama yöntemi belirtilmiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın 1.880.000 SFR üzerinden yapıldığı, aslında borç miktarı olan 1.828.000 SFR üzerinden hesaplama yapılması gerektiği ve bu nedenle hatalı hesaplama yapıldığı gerekçeli kararda da yapılan hesaplamanın denetime elverişli olmadığı anlaşılmış, bozma ilamının yerine getirilmediği görülmüştür. Bozma ilamına uyulması halinde, bozma doğrultusunda taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğar. Bu aşamadan sonra bozmanın gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Hal böyle olunca, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle birlikte bozma ilamının gereklerinin harfiyen yerine getirilmesi ve bu kapsamda bozmaya uygun şekilde oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden yukarıda bozma ilamında açıklanan hesaplama yöntemine uygun şekilde rapor alınarak sonucuna uygun hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.037,00 TL duruşma avukatlık parasının asıl ve birleşen davacıdan alınarak asıl ve birleşen davalıya ödenmesine, peşin alınan 62,80 TL harcın istek halinde asıl ve birleşen dosya davacısına, 11.382,35 TL harcın asıl ve birleşen dosya davalısına iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.