Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1792
Karar No: 2022/5799
Karar Tarihi: 13.09.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1792 Esas 2022/5799 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, iki adet bonoya dayanarak açılan icra takibinde, davacının borçlu olmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatı talebini içermektedir. İlk derece mahkemesi davayı reddetmiş, istinaf sonucu ise davacının borçlu olmadığı ve davalının kötüniyetli olduğu gerekçesiyle tespit ve tazminat kararı vermiştir. Temyiz başvurusu sonucu, Bölge Adliye Mahkemesi, davacının 40.000 TL'lik asıl alacağı kabul ettiği gerekçesiyle tespit kararının kısmen reddi gerektiğini ve kararın doğru olmadığını belirterek, kısmen bozma kararı vermiştir.
Kanun Maddeleri: HMK 355-371, İİK 72/5, HMK 353/1-b/2
11. Hukuk Dairesi         2021/1792 E.  ,  2022/5799 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 44. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada ...1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16.05.2017 tarih ve 2014/596 E. - 2017/348 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.12.2020 tarih ve 2020/152 E. - 2020/400 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı aleyhine iki adet 57.000.- TL tutarlı bonoya dayanılarak icra takibi başlatıldığını, davacı tarafından söz konusu bonolardaki imzaya itiraz edildiğini, mahkemece itirazın reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davalı hakkında ayrıca suç duyurusunda bulunulduğunu, ceza yargılaması sonunda beraat kararı verildiğini, temyiz incelemesinin devam ettiğini, söz konusu bonolardaki imzaların davacıya ait olmadığını, icra mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesinde kimin tarafından düzenlendiği belli olmayan ...Trafik Tescil Şubesi'ne yazılmış, 03.07.2003 tarihli belge fotokopisinin incelemeye esas alındığını, davalının 28.08.2013 tarihli ifadesinde davacıdan 40.000.- TL alacağı kaldığını ifade ettiğini, ileri sürerek icra dosyasından dolayı 74.000.- TL borçlu olmadığının tespitini ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili 21.11.2016 tarihli dilekçesiyle, davadaki talebini davacının 203.826,30 TL takip çıkışlı icra takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatına karar verilmesi olarak ıslah etmiştir.
    Davalı vekili, davacının imzaya yaptığı itirazın icra mahkemesince reddedildiği ve kararın kesinleştiği ayrıca davalının ceza yargılaması sonucunda beraat ettiğini, davanın davalının alacağına ulaşmasını engellemek için açıldığını belirterek, davanın reddini ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının talebini 21/11/2016 tarihli dilekçesiyle tamamen ıslah ettiğini, dosyadan alınan iki ayrı bilirkişi raporunda imzaların davacıya ait olmadığının tespit edildiği, ancak söz konusu bonolardaki imzalara ilişkin olarak icra mahkemesinin ve ceza mahkemesinin kesinleşen kararlarında imzaların davacıya ait olduğunun tespit edildiği, bu kararların kesin hüküm niteliğinde olduğu, ceza yargılamasındaki maddi vakıanın imzanın davacıya ait olması ve hukuk hakimini bağlaması nedeniyle davacının imzanın sahteliği iddiasının yerinde görülmediği, davacı bedelsizlik iddiasını da yazılı delille ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine ve davalı lehine tazminata karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; İcra Hukuk Mahkemeleri sınırlı yetkili mahkemeler olduğu, kural olarak bu mahkemelerin kararlarının, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği, ...2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/76 Esas ve 2012/25 Karar sayılı dosyası ile sanık ... hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı, bu dosya kapsamında senetler üzerinde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, icra hukuk mahkemesi kararı ile senetteki imzaların müştekiye ait olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle sanığın suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraat kararı verildiği, ceza mahkemesinin sanığın suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu beraat kararı da hukuk mahkemesini bağlayıcı nitelikte olmadığı, gerek ATK Fizik İhtisas Dairesi Adli İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 22/06/2016 tarihli rapor, gerekse bu rapora itiraz üzerine alınan ve İstanbul Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından düzenlenen 28/10/2016 tarihli raporda, inceleme konusu senetler ile ...Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliğine hitaben yazılmış 03/07/2003 tarihli dilekçede ...'e atfen atılan söz konusu imzaların ...'in eli ürünü olmadığı yönünde tespit yapıldığı, söz konusu raporlar denetime elverişli nitelikte olduğu, takibe konu senetler üzerindeki imzaların ...'in eli ürünü olmadığı anlaşıldığıı ve davalının kötüniyetli olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b/2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davacılar vekilinin ıslah dilekçesi de gözönünde bulundurularak, davacıların (... mirasçılarının) icra dosyası sebebiyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatmış olması sebebiyle İİK'nın 72/5. maddesi gereğince davacılar lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Dava, 57.000.- TL bedelli iki adet bonoya dayanılarak davacı aleyhine başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davaya konusu bonolar altındaki imzanın davalının murisine ait olmadığı belirlenmiş ise de dava dilekçesinde davacı vekili, 40.000.- TL'yi kabule yönelik olarak davalı alacaklının mahkeme zabıtlarına giren resmi beyanlarına istinaden takibe mesnet tutulan "iki adet 57.000.- TL meblağlı senetten kaynaklanan gerçek bir borç bulunmadığını ve takibe mesnet senetlerden bir tanesinin teminat senedi olarak alındığının beyan edilmesi ve yine daha sonra verdiği resmi ifade de davacı borçludan 40.000.- TL alacağı bulunduğu beyanın da dikkate alındığında, davacının 74.000.- TL borcunun bulunmadığına dair menfi tespit talebimiz ..." beyanında bulunmuştur. Dolayısıyla mahkemece davacının 40.000.- TL'ye yönelik kabul beyanı dikkate alınmaksızın ve ikrar edilen bu hususun ıslah ile de düzeltilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, 40.000.- TL asıl alacak ve bu asıl alacak miktarına ilişkin işlemiş faiz alacağına yönelik davanın kısmen reddi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz istemlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi