8. Hukuk Dairesi 2011/5848 E. , 2012/2273 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Emirdağ Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.06.2011 gün ve 9/452 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde dava konusu 132 ada 82 sayılı parsel ve 32.000 m2 taşınmazın büyükbabasından babasına, ondan da kendisine intikal ettiği halde kadastro sırasında Hazine adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. 09.06.2011 tarihli yargılama oturumunda ise dava dilekçesinde kendisine ait olduğunu açıkladığı 32.000 m2"lik taşınmazın bir kısmının 132 ada 79,80 ve 83 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde kaldığını açıklayarak bu parsellerde talep ettiği bölümlerin de tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili, nizalı yerlerin Devlet ormanı niteliğinde olan 132 ada 93 parsel sayılı taşınmaza komşu olduğunu ve davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, "davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 132 ada 79, 80, 82, 83 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile teknik bilirkişi Oktay Kulaksız"ın 26.05.2010 tarihli krokisinde A harfi ve sarı renk ile gösterilen 11.089,50 m2"lik, B harfi ve kırmızı renk ile gösterilen 83 sayılı parselin 4144,36 m2"lik, 80 sayılı parselin C harfi ile gösterilen 4457,81 m2"lik ve H harfi ile gösterilen 5.670,75 m2"lik ve 79 sayılı parselin D harfi ile gösterilen 1603,88 m2"lik kısmı olmak üzere toplam 26.966,30 m2"lik bölümün bir bütün olarak tarla vasfı ile yeni parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davaya konu 82 sayılı parselden G1 olarak kesik çizgilerle gösterilen 332,90 m2"lik ve G2 ile gösterilen pembe renkli 125 m2"lik bölümün toplam 457,90 m2"lik yüzölçümü ile ve 132 ada 82 parsel numarası altında aynı vasıfla Hazine adına tesciline, krokide F harfi ile ve mor renkle gösterilen 1.533,99 m2"lik bölümün de davaya konu parselden ayrılarak yeni parsel numarası ile ve aynı vasıfla, E harfi ile gösterilen 508,02 m2"lik bölümün davaya konu parselden ayrılarak yeni parsel numarası ile aynı vasıf ile Hazine adına tesciline, 132 ada 80 sayılı parselin C ve H harfleri ile gösterilen bölümleri haricinde kalan 871.44 m2"lik yerin 132 ada 80 sayılı parsel olarak tarla vasfı ile ve 182 ada 79 sayılı parselin D ile gösterilen kısmı haricinde kalan 6.896,12 m2"lik bölümünün tarla vasfı ile ve aynı parsel numarası ile Hazine adına tesciline" karar verilmiştir. Hükmün, kabule yönelik bölümü davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu 132 ada 79, 80, 82 ve 83 parsel sayılı taşınmazlar kadastro sırasında 20-25 yıl önce zilyetliklerinin terk edildiği ve kimse tarafından kullanılmadığı gerekçesiyle senetsizden 26.09.2002 tarihinde "tarla vasfı" ile Hazine adına tespit görmüş ve tutanakların kesinleşmesiyle 10.10.2003 tarihinde tapu kayıtları oluşmuştur. Eldeki dava ise; TMK.nun 713 ve Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca açılan iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Bir taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilebilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında ekonomik amaca uygun zilyetliğin bulunması ve taşınmazın özel mülkiyete elverişli yerlerden olması gerekmektedir (TMK.nun 999. maddesi). Mahkemece ve yine dosya arasına alınan aynı Mahkemenin 2009/276 Esas ve 2010/645 Karar sayılı dosyası kapsamında dinlenilen yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarında, davacının nizalı yerler üzerindeki eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğini doğrulamışlardır. Ne var ki; dosya içerisinde bulunan ziraat bilirkişileri raporlarında hükmün temyize konu olan nizalı taşınmazların teknik bilirkişinin raporunda A, B, C, D ve H harfleri ile gösterilen bölümlerinin hali hazırda nadas halinde ve kuru tarım arazisi niteliğinde olduğunu, anılan yerlerden B harfi ile gösterilen yer dışındaki yerlerin batı sınırlarında ardıç ve meşe ağaçlarının bulunduğunu, nizalı yerlerin bir bütün halinde kullanıldığını ve 132 ada 82 parsel sayılı taşınmazın 20 yıldan fazla süre ile işlenerek kullanıldığını bildirmekle birlikte anılan nizalı yerlerin tespit tarihinden geriye doğru en az kaç yıldır tarım arazisi olarak kullanıldığını açıklamamışlardır. Ayrıca 132 ada 82 parsel her ne kadar kadastro sırasında " tarla" vasfı ile tespit görmüş ise de; anılan parsel kadastro sırasında Devlet ormanı olarak tespit gören aynı ada 93 parsel sayılı taşınmaza çap komşusudur. Bu nedenlerle, dava konusu yerlerin nitelik itibari ile özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup olmadığının ve zilyetlik süresinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Bu nedenle ziraat bilirkişilerinin raporları hüküm kurmaya yeterli değildir. Bu kapsamda, bir arazinin kullanım süresi, niteliği ve zilyetlik süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının dava konusu taşınmazın tespit gördüğü 2002 tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için 2002 olan tespit tarihine göre, 20-30 yıl öncesine ait (1972-1982), stereoskopik hava fotoğraflarının istenilmesi ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülebilmesi, taşınmazın sınırlarının açıkça belirlenebilmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece, uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli olan hava fotoğraflarının olup olmadığı araştırılmamış ve hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
Mahkemece, nizalı taşınmazın tespit tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının bulunup bulunmadığının usulüne uygun ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığından sorularak getirtilmesi, yapılacak keşifte ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotoğrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin ne zaman kullanılmaya başladığının belirlenmesine çalışılması, tanık ve yerel bilirkişi sözlerinin, bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ve süresinin ayrı ayrı tespiti gerekmektedir. Bu açıklamalar kapsamında değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları tüm bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.