21. Hukuk Dairesi 2013/11260 E. , 2014/4303 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2012
NUMARASI : 2011/707-2012/926
Davacı, ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 6111 sayılı Kanun"dan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1999 yılındaki ilk tevkifat tarihini takip eden aybaşından itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 6111 sayılı Yasanın prim borçlarının yapılandırılmasını düzenleyen hükümlerinden faydalanması istemine ilişkindir
Mahkemece, tespit ve 6111 sayılı Yasadan yararlanma talebinin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davalarında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması yada ürün tesliminin olması tek başına davanın kabulü için yeterli değildir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti için öncelikle bir prim kesintisinin (tevkifat) bulunması gerekir. Yine bu prim kesintisini (tevkifatı) takip eden yıllarda, tarımsal faaliyete ilişkin olarak, hangi tarımsal ürünlerin yetiştirildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği, bu ürünlerden prim kesintisinin yapılıp yapılmadığı gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir.
Öte yandan ilk prim kesintisini izleyen yıllarda, prim kesintisi (tevkifat) veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilip, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 01/06/2005 tarihinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, daha sonra kurumca tescilin tevkifata istinaden 01/07/2000 tarihine çekildiği, teslim ettiği ürünlerden ilk defa Haziran/2000 olmak üzere ve takip eden 2002, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında prim kesintisinin yapıldığı, 03/03/1999 tarihinde tarihinde ziraat odası kaydının, 04/09/2001 tarihinde kooperatif kaydının başladığı, kolluk tutanağı ve tanık beyanlarında tarımla uğraştığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece kayıtlarına göre davacının tespit talebiyle ilgili olarak 01/07/2000 tarihinden önceki dönemin reddine karar verilmesi doğrudur. Ancak verilen karar, 01/07/2000 sonrası dönem ve 6111 sayılı yasaya yönelik talep yönünden hatalıdır. Çünkü 01/07/2000 sonrasına yönelik tespit talebi Kurumca kabul edilmiş olup, konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yine 6111 sayılı yasaya yönelik talep yönünden ise, süresi içerisinde Kuruma müracaat edip etmediği araştırılmadan reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, 1-) Tespit talebine ilişkin olarak 01/07/2000 tarihinden sonrası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına;
2-) 6111 sayılı Yasanın prim borçlarının yapılandırılması hükümlerinden faydalanması istemine yönelik taleple ilgili olarak, süresinde Kuruma müracaatı olup olmadığını araştırmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettr.
Öte yandan davacının kabul edilmeyen talepleri yönünden Kurum lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemeside hatalıdır.
Mahkemece Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.