Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı, mirasbırakanları M.malik olduğu 22.7.1946 tarih 1946/40 nolu kök tapu kaydı kapsamındaki taşınmazı mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak erkek evlatlarına temlik ettiğini taşınmazın çeşitli kadastral parsellere revizyon görerek imar uygulaması ile dava konusu 7666 ada 8 imar parselinin miras bırakanın oğlu C. tarafından davalı Z."e temlik edildiğini, tüm işlemlerin danışıklı olduğunu ileri sürerek davalılar adına kayıtlı Bağımsız Bölümlerin miras payı oranında tapularının iptali ve tescilini istemiştir.
Davalı; yargılama sırasında vefat ettiğinden mirasçıları davada taraf olmuşlar, davanın reddini savunmuşlardır.
Müdahiller; davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; davacının muvazaa iddiası sabit görülerek 8 parsel sayılı taşınmazda davalı Z.ve onun mirasçıları adına kayıtlı bağımsız bölümelerin tapusunun davacının miras payı oranında iptal ve tesciline karar verilmiştir.
Karar, davalılar müdahil ve davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.4.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden A. G.vekili Avukat G.T.ve .... İnş.San.vekili Av. B. K.ile yine temyiz eden vekili Avukat C. K. vs.vekili Av.N. K. geldi davetiye tebliğe rağmen diğer temyiz eden vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ..tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Birleşen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden davacının miras bırakanı M."nın malik olduğu tapulu taşınmazları (1946/40,1964/120 1954/119,1960/83 sıra nolu tapu kayıtları vs.) kadastro tespitinden önce oğlu C.ile dava dışı erkek çocuklarına satış suretiyle temlik ettiği taşınmazların 1970 yılında kadastro tespitlerinin yapıldığı, miras bırakan M."nın kadastro tespitinden sonra 25.2.1983 tarihinde vefat ettiği mirasçıları ve 3.kişilerin taraf olduğu kadastro tespitine itiraz davaları sonunda oluşan kadastral parsellerin imar uygulamasına tabi tutularak, çok sayıda imar parsellerinin oluştuğu dava konusu 7666 ada 8 imar parselinin 9704 m2 arsa vasfı ile murisin oğlu C.K. adına 12.7.2000 tarihinde imardan tescil edildiği onunda anılan taşınmazı eşi Z.K."a 3.12.2004 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği; Z."in müdahil .. İnşaat Taahüt Ltd.Şti. ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre taşınmaza yapılacak bağımsız bölümlerin % 50 sinin kayıt makiline ait olacağının öngörüldüğü, davalı Z.in yargılama sırasında 11.10.2007 tarihinde vefat ettiği dava konusu taşınmazda kat irtifakı kurularak davalı Z.adına oluşan bağımsız bölüm sicil kayıtlarının 22.5.2008 tarihinde mirasçıları adına intikal ettirildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının miras bırakanı M."nın kadastrodan önce tapulu taşınmazlarını temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, yine murisin oğlu C.. adına oluşan imar parselinin eşi Z."e temlikinde danışıklı olduğu 1.4.1974 tarih 1/2 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca yapılan araştırma sonucu belirlenerek ayrıca Antalya Kadastro Hakimliğinin 1985/202 Esas Sayılı dosyasında bulunan "keşif tutanağı sulh anlaşması" başlıklı zabıt ve kadastro tespitine itiraz dosyaları incelenerek davacının 1985/202 Esas sayılı dosyasındaki beyanının, miras bırakanın muvazaalı olan temliklerine hukukilik kazandırmayacağı, temlike konu taşınmazlardaki haklarından feragat niteliği taşımadığı hususu benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur.
Ancak çekişmeli taşınmazda kat irtifakı kurularak bağımsız bölümler oluştuğuna göre davacının, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince arsa malikine bırakılması gereken bağımsız bölümlerde miras payı oranında paydaş kılınmamış olması doğru değildir.
Hal böyle olunca, dava konusu 8 parsel sayılı taşınmazdaki sözleşme gereğince arsa malikine düşen bağımsız bölümler hakkında davacının payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bağımsız bölümler belirtilmeksizin yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden tarafların vekilleri için 625,00-er TL.duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.